Çıkıyor birileri bazı televizyonlarda, gazetelerde gözümüzün içine baka baka Atatürk'e hakaret yağdırıyorlar. Ey RTÜK, siz uyuyor musunuz? Halk TV'yi, TELE 1'i kapatmayı çok iyi biliyorsunuz da Atatürk'e hakaret eden kanallara hiç bakmıyor musunuz? Gözünüze diken mi batıyor? Bu zavallılar bu gücü kimden alıyorlar acaba? Bu ülkenin kurucusuna, Cumhuriyet’i kuran insana hakaretler yağdırıyorlar. İnsan utanır yahu. Önce haddinizi bileceksiniz. İsminin önünde Cumhuriyet Savcısı yazan hukuk adamları da bu zavallılara hadlerini kanun namına bildirmeli öyle değil mi? Gazi Mustafa Kemal Atatürk, başı dumanlı doruklarda yüce bir dağ gibidir. Anladınız mı?
Siz O'na yaklaştıkça o göklere yükselir ve aranızdaki mesafe sonsuza kadar aynı kalır. Benzerlerinden farkı budur ve böyle kalacaktır. Ben, O’nun Türk kadınlarına hak vererek ve bu ülkede Türk kadınını yücelterek Batı'ya bir ders verdiğini nasıl unuturum? Mustafa Kemal Atatürk'ü, kendi ulusumuzun sınırları içine kapamak, hem O'na, hem ulusumuza, hem de dünyaya karşı haksızlık olur. O'nun devrimleri dünün veya bugünün devrimleri değil, O'nun devrimleri geleceğin devrimleridir. Elinde tuttuğu meşale, özgürlük yolunda, adalet yolunda, hak ve hukuk yolunda insanlığın attığı adımları aydınlatmak için yanar.
Erişilmesini işaret ettiği yön, varılacak belirli bir yer değil, bir yaşam tarzı, bir görüş, bir düşünüş, bir inanç ve seziş felsefesidir.
O'na iftira atmışlardı
Atatürk, "Ben, yaşayabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir" diyor. Ve öyle çıkıyor yola... Atatürk, Türk halkını ve İslam dinini, o bir avuç din tacirinin elinden kurtarmış ve yüceltmiştir. Cumhuriyet kurulduğu sıralarda kişisel çıkarcı bu kişilerin egemenliklerine Atatürk son verdiğinde yobaz kesimler ilk kez Atatürk'e karşı çıkmışlar, "Dinimizi yasaklıyor" diyerek ona iftira etmişler, halka yalan söylemişlerdir. Bu güruh, kim derseniz Menemen'de Kubilay'ı şehit eden gerici güruhun ta kendisidir. Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı Türk Devrimi; Teokratik devletten, ulus- laik devlete geçiş ve ümmetten ulus yaratan, Türk toplumunun politik, ekonomik ve toplumsal yapısını kökten değiştiren, Türkiye'yi çağdaşlaştıran bir Rönesans hareketidir. Türk Devrimi, bir sınıf devrimi değil, gerçek anlamıyla bir halk ve insanlık devrimidir. Eğer tarih bir kalbe sahip olsaydı. Mustafa Kemal Atatürk'ü gerçekten kıskanırdı. O yirminci yüzyılın bir mucizesidir. Atatürk, gerçek bir halk adamıdır. Gerçek bir halk kahramanıdır. Kelimenin tam anlamıyla Atatürk, önce iyi bir insan, eşsiz bir dahi, kahraman bir asker ve gerçek bir siyaset ustasıdır. O, parayla pulla hiç ilgilenmedi. O'nun sarayları yoktu. Hanları hamamları da yoktu. Hayatını bu yoksul milletinin mutluluğuna adadı.
Bir ulusun hayatında bu kadar az sürede bu denli kökten değişiklik yüz yılda bile pek seyrek gerçekleşir. Böyle bir lider Türk milletine nasip olmuştur.
Herkes övünmeli
Atatürk, hepimizin Atatürk'ü ve kimsenin tekelinde değil. Bundan dolayı hepimiz övünebiliriz onunla. Hepimiz gurur duyabiliriz. Çünkü umut onun yolunda, umut, onun düşüncelerinde, umut, onun ışığındadır. Başka bir yolumuz ve yönümüz yok. Buna milletçe mutlak inanmalıyız. O’nun yoktan var ettiği bu ulus, onun yolunda ve ışığında hep devam edecektir. O, bizim mayamızdan, bizim kumaşımızdandı. İnsanüstü değildi Atatürk. Tam insandı. Tarih bir kalbe sahip olsaydı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü gerçekten kıskanırdı.