Cumhurbaşkanı Erdoğan, TSK içinde yaptığı atamalarda, yandaşları olan Hulusi Bey ile Yaşar Beyi genelkurmay başkanı yapmakla kalmadı, orduyu siyasi olarak teslim almak amacıyla bunları önce milletvekili sonra da Milli Savunma Bakanı yaptı. Savunma Bakanlığı’nın başındaki “Milli” sözcüğünü silerek yerine “AKP’li” sözcüğünü getirdi. Asıl amacın, ordumuzun belleğinden Mustafa Kemal’i silmek olduğunu düşünenler az değil!
Yoksa, teğmenlerin kendi aralarında, mezuniyet coşkusuyla, üstelik resmi törenden sonra, “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz!” diye haykırmalarının ne zararı olabilir ki? Eğer onlara, “Resmi törenden sonra bile Subaylık Andı okunmayacak!” denseydi, bu emre uymamaları mümkün müydü?
TARİKAT TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜ
Kara, Hava ve Deniz Harp Okulları birincilerinin üç kadın olması da bazı tarikatçı AKP’liler ile Harp Okulunda yuvalanmaya çalışan Işıkçılar tarikatını rahatsız etmiş olamaz mı?
Çünkü, “Biz cemaatlerin, tarikatların değil, Mustafa Kemal Atatürk’ün askerleriyiz,” diye haykıran teğmenler, laik Cumhuriyete göz dikenlere gözdağı vermişlerdir.
TEĞMENLERE NE YAPABİLİRLER?
Teğmenlerin yaptığı coşkulu kutlama bir fırsata dönüştürülerek bu gençler ordudan atılmaya kalkılırsa; hem bu kararı veren-eski, yeni- komutanlar, hem de “tek karar verici” olan Cumhurbaşkanı büyük yara alacaklardır. Eğer ordudan atılırlarsa, aldıkları elektrik-elektronik ve makine mühendisliği eğitimleri nedeniyle donanımlı birer mühendis olan bu “Mustafa Kemal’in askerlerine” sahip çıkan (Atatürkçü kuruluşlar, CHP’li belediyeler, siyasiler) çok olacaktır. Benim asıl korkum; ordudan atılmayıp, sicilleriyle oynanacak olan idealist gençlerimizin geleceği! Burunlarını sürtmek için her şey yapılacak, tayinlerde ve kurmaylık sınavlarında önleri kesilecektir. Ancak bütün bu kötülük ve haksızlıklar uzun sürmeyecek ve ilk seçimle sona erecektir. Mustafa Kemal’in askerleriyiz diye haykırabilecekleri bir Türkiye’de bu teğmenlerimizin gasp edilen hakları mutlaka geri verilecektir.
BUNU FIRSATA ÇEVİREBİLİR!
Bana öyle geliyor ki, Recep Tayyip Erdoğan, teğmenlerin ordudan atılması gibi, saygınlığını iyice yıpratacak bu olayı lehine çevirmek isteyecektir. Onlara en ağır cezayı verdirecek sonra da 1963 yılında İsmet Paşa’nın yaptığını örnek alarak, onları affedecektir. İsmet Paşa o hareketi Harp Okulu’na karşı duyduğu saygı ve sevgi nedeniyle yapmıştı. Recep Tayyip Erdoğan ise -eğer yaparsa- kendi saygınlığını kurtarmak için yapacaktır. En büyük dileğim, bu çocuklarımızın gelecekte “Mustafa Kemal’in askeri” birer general olmalarıdır.