Karşı duruşumuz, tavrımız nedendi biliyorsunuz...
İnsanlar ayrıştırılmasın, toplum baskı ve tehditle bölünmesin!..
Genç kuşaklar...
Çocuklarımız, torunlarımız gelecekleri adına, ortaya çıkacak baskıcı bir tutumdan etkilenmesinler...
Özgürce yaşayabilsinler...
Uçurtmalarını özgürce maviliklere bıraksınlar diye...
Günlerce, aylarca konuştuk, yazdık, sosyal medyada paylaşımlarda bulunduk...
İstediğimiz...
Demokrasinin gelişmesi; insanların kardeşçe, özgür bir ülkede birbirlerine yan bakmadan yaşayabilmeleriydi!..
"Atı alan Üsküdar'ı geçtiğini" söylerken...
YSK "su koyverdi"!..

***

"Çocuklarımız, torunlarımız özgürce yaşamalı. Geleceklerine ambargo koymayın" derken...
Onların spor yapabilmelerinin önündeki engelleri kaldırın...
Spor alanları yaratın...
Bırakın sporcu ithal etmeyi; kendi sporcumuzu yetiştirelim...
Kulüplerin yönetimini kendi üyelerine bırakın; ele geçirmeye çalışmayın...
Sporu siyasete alet etmeyin, dediğimizde...
Spor siyasete yenik düşmesin istedik...
O da olmadı...

***

Referandum oylamasından 48 saat geçmeden...
Her yerde "YSK'nın su koyvermesi" tartışılırken...
Sponsor olduğu Karşıyaka'dan "Hayır" oyu çıkmasına sinirlenen Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selam Yaşar, bastı tehdidi:
"Çekerim sponsorluğu, görürsünüz gününüzü..."
Böyle kalsa iyi!..

***

Dahası var...
Selim Bey diyor ki:
"Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş Ankara'ya gidiyor, borç sildiriyor. Şimdi 45 milyon borç var. Nasıl gidip sildireceksiniz görelim..."
"Parayı kesince görürsünüz gününüzü. Bakalım nasıl yöneteceksiniz..." vs. gibi yazışmalar sosyal medyada uçuşuyor...
Ve tabi doğal olarak...
Yüzde 83 gibi bir çoğunlukla "Hayır" demiş Karşıyaka'nın yanı sıra tüm İzmir ayağa kalkıyor:
"Hayrola Selim Bey, Karşıyaka Kulübü babanızın çiftliği mi?.."

***

105 yıllık bir tarihe sahip, göğsünde taşıdığı Türk Bayrağı Atatürk tarafından verilmiş ilk kulüp Karşıyaka camiası tir tir titriyor!..
Salt sponsorluğunu yaptığı basketbol şubesine "Pınar" adını verdiği için...
Kulübün tarihini unutup referandum sonucu üzerinden "tehdit" noktasına gelen Selim Yaşar'ı ürküten nedir?
Oysa geçmişe bir baksa...
12 Eylül sonrasını anımsayabilse. Babasının Kenan Evren ile yakınlaştığı, rahmetli Turgut Özal'a ters düştüğü günleri usundan geçirse, bugün ne yapması gerektiğini de görürdü!..
En azından kendi ürünlerine protesto yolunu açmazdı!..
Sonra da ortaya çıkıp, "Amacımı aştım. Tüm Karşıyakalılardan özür diliyorum" mesajı atmak zorunda kalmazdı...
Son pişmanlık yarar getirmiyor ne yazık ki!..
Önce o kulübün tarihine bakacaksın, gerçek sahibinin kimler olduğunu göreceksin, sonra sırtından neler kazandığını hesaplayıp, verdiklerinin bir "hiç" olduğunun ayırdına varacaksın!..
Vermeden almak yok!..

***

Yaşanmış, yaşanıyor olan bu tür gerçekler olmasın diyeydi tavrımız...
Işık, dipten gelen enerjiyle daha da güçlendi...
Tehditler bizi yıldıramayacağına göre...
Devam!..