2017-07-27_21.24Yazarlık, akademisyenlik, televizyonculuk,
araştırmacı-soruşturmacı gazetecilik ve ozanlıkta bir namus erbabı o!
TRT, Politika, Milliyet, Hürriyet, Cumhuriyet, Nokta, Kanal D, Radikal, Yurt’ta emek vermiş,
vicdanlara hitap etmiş, gazeteciliğin/yazarlığın/ozanlığın
“Prof” unvanlı kutup yıldızıdır.
Bir yazı sevdalısıdır…
Güzel ve Yaşayan Türkçe ile yakın dosttur.
Yıllardır hayranlıkla takibimde Meslek Büyüğüm'dür
Haluk Şahin!..

***

Yaşamı; üretmek için harcamaktır.
Güzellikleri de -çok iyi- görendir!
Onun yazılarında bilgi vardır.
İnsanoğlunu güçlü kılan bilgi!
Bilgiyi öyle bir değere dönüştürür ki!..
Shakespeare, “VI. Henry'de 'Bence cehalet Tanrı'nın lanetidir,
bilgi ise bizi bizleri cennete taşıyacak kanattır” dememiş miydi?

***

Öyle Murathan Mungan örneği;
“Uzayın uçsuz bucaksız derinliklerinde
yalnız başına oturan bir şair” de değildir Haluk Şahin...
Çevresi, masası doludur; Dostlarıyla. Sevgiyle!
En yakın dostu (tam 52 yıllık) Uğur Dündar Usta, Şahin’i tek cümlede anlatmasını istediğimde, “Bir gün birbirimizi kırmadığımız, omuz omuza çalışmaktan onur duyduğum Abim’dir” demiştir!
“Uçuşur Ege Rüzgarında” Şahin’in şiirlerini topladığı son kitabıdır.
Esin kaynağı Tenedos’tur.
Kuzey Ege’dir kendi ifadesi ile.
Şunu da ekler hemen;
“Şiirlerim de; bizim denizimizin poyrazıyla serinlemiştir!”

***

Tenedos (Bozcaada) aşkına gelince!
29 yıl önce prestijli bir otel zincirinin
İngilizce dergisi için Tenedos'u yazmak için gelmiş adaya...
“Geliş o geliş!”
Maviyi, denizi, o denizin yaramaz çocukları martıları…
Bağları, şarabı, gülümseyen insanları, kargaları…
Zeytini, akşamsefalarını çok sevmiş; özdeşleşmiştir adeta.
Burada soluklanalım, Haluk Hocam’ın “Ada’da Bir Yaz Günü” şiirine yer verelim:
“ada’ya iner inmez / herşey geride kaldı / yüzümüzü sıvazladı poyraz / içimize doldu ot kokusu / mavi kristal bir bardaktan / kana kana içilen berrak ve soğuk pınar suyu gibi / geçti boğazımızdan yaz günü.”
Meraklısına; Yitik Ülke Yayınları'ndan çıkan Şahin'in kitabı, üç bölüm.
İlk bölümde; yazarın hiçbir yerde yayımlanmamış son şiirleri, ikinci ve üçüncü bölümlerde ise daha önce yayımlanıp tükenmiş “Dedim ki Poyraza” ve “Adada Bir Yaz Günü” adlı kitaplarındaki şiirleri yer almakta...

***

Meslekte bir ömür Üstad Hıfzı Topuz’un Tuhaf'ta çıkan son yazısını okurken şu tümcesini not almışım;
“Can Kıraç iki kitabını göndermiş, şu notu eklemiş:
'Hayat denen macera dolu yolculuğu yaşayanlar, yolun sonunda hep hatırlamak ve hatırlanmak isterler.' Çok hoş bir söz!”
Hatırlamak ve hatırlanmak!
Yaşamının incecik ayrıntılarıyla çağının tanığı olmuş “Tenedos Şövalyesi” Haluk Şahin, hep hatırlanacaktır!
Troya’nın tam karşısındaki Tenedos ile Smyrnalı Homeros ile Poyrazaltı, Adaiku ile...
Basın ve ifade özgürlüğü sorunlarının gittikçe ağırlaştığı bir "otoriterleşme" döneminde “yalakalık batağına” batmadan dik duruşuyla!
“Ege Profesörü” Şadan Gökovalı’nın dediği gibi; “sımsıcak duygularıyla, onurla yazının / yazmanın kutsal olduğunu bilen / kanıtlayandır!”
Haluk Şahin!
Esenlikle
yaşlanmadan iyi yaşayın Hocam!..