Terörle flörtün kabul edilemez olduğunu söylemiş sayın İçişleri Bakanı. Doğru söylemiş de flörtle aşk yaşanması konusuna pek değinmemiş. İçişleri Bakanı bir yandan bavulunu hazırlarken diğer yandan da flaş açıklamalar yapmayı sürdürüyor. Bu açıklamaları bavulunu tekrar açmak umuduyla mı yapıyor bilinmez ama CHP il başkanlarının şehit cenazelerine katılmasını yasakladığı yolundaki kararı epeyce ses getirdi. Gerçi kendisi İçişleri Bakanı'nın her türlü yetkiye sahip olduğunu söylüyor ama ben bu yasağın hangi gerekçelere dayandığını doğrusu pek anlayabilmiş değilim.
Ancak bu 'Flört' sözcüğünden sonra kendilerinin geçtiğimiz yıllarda yaşadıkları büyük aşka (!) da değinmek gerekiyor.
Nereden başlasak yaşadıkları bu büyük aşka? Oslo görüşmelerine ne dersiniz? Bu masada KCK temsilcileriyle MİT görevlileri var mıydı ? Ardından İmralı ile yapılan görüşmeler sonrası Öcalan, PKK'ya gönderdiği talimatta devlet ile anlaştıklarını söylemiş miydi? "Çözüm Süreci " denilen bu dönemde göz göre göre yollara hendekler kazıldı mı? Pusular kurulup, mayınlar döşendi mi? Süreç adına bunların hepsi görmezden gelindi mi?
Yine bu dönemde Başbakan Erdoğan TV kameraları karşısına çıkıp; "Valilere, baskı yapmayın,üzerlerine gitmeyin ,sıkıştırmayın diye talimat verdik" dedi mi, demedi mi? Cumhurbaşkanı Gül "Kürdistan" ifadesi kullandı mı kullanmadı mı?
Lice'de teroristler Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan Türk Bayrağı'nı indirmeye cesaret etmediler mi? Polis müdürü halkın içinde tokatlanmadı mı? Birçok ilde belediye binalarına Kürtçe tabelalar asılmadı mı?
Ya Habur rezaletini bu aşkın neresine koyalım? Otobüs dolusu katil sürüsünün sınır kapısında davul zurnalarla karşılanmasına izin vermediniz mi?
Devamında kurduğunuz çadır mahkemeleriyle, getirttiğiniz hakim ve savcılar bunları beraat ettirdi mi ettirmedi mi?
Dahası var. Bu hakimlerden Asabil Yırtıcı ve Başsavcı Durdu Kavak, 15 Temmuz sonrası FETÖ'cülükten tutuklandı mı tutuklanmadı mı?
Ne aşkmış ama. Televizyon dizisi gibi. Bir kolunuzda PKK, bir kolunuzda FETÖ terör örgütü ile birlikte yürümüşsünüz. Simdi aldatılmış aşıklar gibi çıkmış (terörle flört kabul edilmez) diyorsunuz. Yaşanan terör bu yasak aşkın meyveleridir. Sandıklarda aklanmak yetmez. Kamu vicdanında da aklanmanız gerekir.