Sedat Peker’in videoları sonrası, AKP’nin durumunu anımsatan bir fıkra: İki kulağı da feci şekilde yanmış bir halde acil servise gelen kadına doktor, olayın nasıl gerçekleştiğini sormuş. Kadın “Çok dalgınım; ütü yaparken telefon çaldı, telefon yerine yanlışlıkla ütüyü kulağıma getirmişim” demiş. Doktor şaşkınlıkla “Diğer kulağınızı nasıl yaktınız?” diye sorunca, “O ambulans çağırırken oldu” diye yanıtlamış. FETÖ ile işbirliği kurarak, sağ kulağını yakan AKP, ders almayıp mafya ile işbirliği yapınca, sol kulak da gitti. İki kulak birden fonksiyonlarını yitirince, halkın “Açız, işsiziz, geçinemiyoruz, bu kokuşmuşluktan bıktık” feryatları da duyulmuyor.
SON YAKLAŞIYOR
Kendilerini bir şey sanan, çelişkilerle dolu mafyatik tipleri sevmem; ancak, muhalefetin 19 yılda yapamadığı etkinin, Peker ve onu kullananlar tarafından, 19 günde sağlandığı da bir gerçek. Yer kazanmak için, zemin kattaki kirişleri kesen Sedat Peker, sağlam bir temeli olmayan Cumhur İttifakını çatırdatıyor. Güven ve oy kaybı büyük; AKP’li ve MHP’li seçmenin oy verebileceği birçok alternatif de var, artık. İktidarın sonu yaklaşıyor.
ARKASINDA KİM VAR?
Soylu ile işbirliğinin bozulmasının ardından, Peker’in kimlerle işbirliği yaptığı konusu, en çok kafa yorduğum konulardan biri. Önsezilerim hep FETÖ’yü ve işbirlikçilerini gösteriyordu. Kullanılan taktik ve ifadeler, önceden görüntülü kaydedilen telefon görüşmelerinin yayınlanması, Fuat Avni gibi, erişilmesi zor bilgilerin elde edilerek, servis edilmesi ve en önemlisi, 17-25 Aralık’a çok benzeyen süreç hep FETÖ’yü düşündürüyordu. 8'inci videoda kendisi ve SADAT aracılığıyla, El Nusra’ya silah ve yardım malzemelerinin gönderildiği iddiası, bu görüşü daha da destekledi. Bu iddia artık hedefin, Soylu’yu destekleyen Erdoğan’a yöneldiğinin de kanıtı. FETÖ kaynaklı bile olsa, tüm iddiaların dikkatle ve titizlikle incelenmesi gerektiği kanısındayım.
HAVADA KALAN SORULAR
Daha birçok iddia ve soru yanıt bekliyor. Erdoğan’ın Soylu’ya neden çok geç ve zayıf destek verdiği, Berat Albayrak’ın neden ve nasıl istifa ettiği, Suriye ile yasadışı ticaretin nasıl yapıldığı gibi. En önemli soru ise şu: “Kim kazanacak?”
Bence Türkiye kazanacak; yeter ki cesaretle iddiaların üzerine gidilsin, gerçekler ortaya çıksın. Böylece, bu mafyatik yapının temel varlık nedeni ve gerekçesi olan Kürt sorununun, yeni dönemde barış içinde çözülmesi de kolaylaşır. Ve umarım, PKK ile birlikte mafya da ortadan kalkar.
“İş en sonunda nereye evrilir?” diye sorarsanız, Erdoğan’ı en çok korkutan başlığın 7 Haziran - 1 Kasım 2015 tarihleri arasında yaşanan terör olayları, özellikle de Ankara’daki Gar Katliamı olduğunu söyleyebilirim. 2019 Ağustos’unda parti kurma çalışmaları yapan Davutoğlu’nu ağır biçimde eleştiren Erdoğan, Davutoğlu’nun “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz” tehdidinin ardından, eleştirileri bıçak gibi kesmişti. Soylu’nun Davutoğlu’nu işin içine çekmek istemesi, bu yüzden olabilir.
ABD sponsorluğunda başlayan filmin sonu yaklaşıyor; yakında perdede şu yazacak: “The End”
Not: Mustafa Kemal Atatürk’e gönülden bağlı halkımızın çok geniş bir kesimini kin ve düşmanlığa alenen tahrik eden imam Mustafa Demirkan hakkında gerekli işlemlerin yapılmasını ve bir daha hiç kimsenin böyle bir şeye cüret edememesini dilerim.