“Türk edebiyatında ve basın tarihinin sayfalarında, hapishane kitapları, romanları, şiirleri, anıları epeyce bir yer tutar. Öyle ki, bir edebiyat tarihindeki biyografileri okuduğumuzda karşımıza çıkar hepsi. Türk edebiyatının bilhassa bir dönemi, Türk gazeteciliğinin ise hâlâ yolu cezaevinden geçmektedir ne yazık ki! Yıllar sonra onları acıyla okuduğumuzda, unutamadığımızı, belleğimize mıhlandığını hissederiz.’’
Bu satırlar, ‘’Edebiyatın Cumhurbaşkanı’’ Doğan Hızlan’a aittir.
Nasıl katılmayız ki bu saptamaya?
***
Her dönem, ülkemizde Eski’sinde de Yenisi’nde yazmak, çizmek, düşünmek; ‘hep suç’ olduğu için,
kitaplar bombadan, şiirler her türlü silahtan daha tehlikeli bulunduğundan, bir Hapishane Edebiyatı kazanmışızdır!
Hemen bu bölüme Mustafa Balbay’ın Silivri Zindanı’ndayken yazdığı ‘Düşünüyorum O Halde Sanığım’ kitabındaki şu dizeleri biz de alıntılayalım;
“Nasıl Dolar Nâzım Usta/ Sen yazmasan/ Ben yazmasam/ Biz yazmasak
Nasıl dolar/ Hapishaneler/ Nasıl dolar kütüphaneler?”
***
Gökmen Ulu, Sözcü İzmir Muhabiri’dir.
Çok sevdiğimiz meslek kardeşimizdir.
Onun da yolu Silivri’den geçti!
Gazeteye yönelik algı operasyonunda gözaltına alınıp -delilsiz- tutuklandı, 174 gün kaldı zindanda.
Neydi suçu Gökmen’in?
Rantçıların şehirlerimize, köylerimize ve doğamıza yönelik süregelen saldırılarını sıkça gazetesinin manşetlerine taşımak!
***
‘Yıkılma Sakın’ adını verdiği kitabı, raflarda yerini yeni aldı Gökmen’in.
Gökmen Ulu -özetle- aktarıyor o manşetlerinin öykülerini;
“İzmir-Urla’da Rüzgar Enerji Santrali’ne (RES) halkın gösterdiği tepkiyi haberleştirdim.
Urla’daki kaçak vilları yazdım. ‘Ne zaman yıkacaksınız’ diye sorduğum için Belediye Başkanı bana kızdı, Cumhurbaşkanlığı’na ve savcılığa şikayet etti.
Kimi zaman İztuzu’ndaki caretta carettaların korunması için Güneybatı Anadolu’da, kimi zaman Kuzeybatı Anadolu’nun sarp dağlarında buldum kendimi. Artvin Cerattepe direnişini yazdım.
İzmir’de Bornova’da, Basmane’de, Çeşme’de inşaat rantına yönelik peş peşe haberlerim çıktı. Üst üste davalar açıldı. Haber yapmam mahkemece bile ‘tedbiren’ yasaklandı.
Şehre ihanet eden belediye başkanlarını, müteahhitleri, imar yolsuzluklarını, hukuksuzlukları yazmam suç oldu!
Kim bir haksızlığa uğrarsa hakkını savunur, hakikati yazarım. Ama eğriye de eğri derim!”
Yazmak, yazdığı yazı, harfleriyle sözcükleriyle; yazarın namusudur Gökmen namusu!
***
Kitapta; Gökmen Ulu Silivri’deki günlerini de aktarıyor.
Adını da ‘Adalet ve Demokrasi Nöbeti’ olarak koyuyor.
Gardiyanları, o ilk gün hüznün doruğuna ulaştığında gözyaşlarını nasıl özgür bıraktığını, tecriti, beton kutu hücresini.
Duvara asılı panoya yazdığı Mustafa Kemal, Nazım Baba ve Ataol Behramoğlu sözlerini.
Mektup alma ve gönderme yasağını.
Hastalanmasını, o süreçte gördüğü eziyeti.
Oğlu Efe , eşi Burcu ve kardeşi Oben ile ilk görüşünü.
***
Uğur Dündar, Yılmaz Özdil ve Soner Yalçın da kitaba söz yazmış.
Usta Haberci Dündar, “Bardaktaki su kadar dupduru ve tertemiz’’ dediği Ulu’yu;
genç gazetecilerin örnek almasını dilerken, İzmirli Yılmaz da “AKP döneminde savaş açılan tüm saygın kavramların sözlük karşılığıdır Gökmen” yazmış.
Soner Yalçın Gökmen’in cezaevinden “sönmeyen ışığıyla çıktığını’’ ifade etmiş.
***
Peki kitabın adı neden Yıkılma Sakın?
Gökmen Ulu şöyle anlatıyor;
“19 Mayıs 2017. Gözaltına alınmıştım. Polisler arasındayken babam seslendi; ‘Gülümse Oğlum.Yıkılma Sakın!’...”
Aynı zamanda Gökmen’in çok sevdiği Ataol Behramoğlu şiiriydi de ‘Yıkılma Sakın’;
“Yıkılma sakın geçerken günler / Yaralayarak gençliğini / Onurlu, güzel geleceklerin / Biziz habercileri düşün ki / Ve halkın bağrında bir inci gibi / Büyüyüp gelişmektedir zafer.’’
***
Silivri Zulümhanesi’ne yakışmadın/sığmadın Gökmen.
Kimse seni güçsüzleştiremedi!
Nefret, baskı, biat kültürüne; karşı, zeka ve bilgiyi kullanarak; yine gazetecilik yapacaksın, yazacaksın kaldığın yerden!..
Madımak’ya yitirdiğimiz Hasret Gültekin der ki; “Şairler şiir yazıyor, ressamlar resim yapıyor ve biz ozanlar türkü söyler..
(Gazeteciler de yazarlar)
Dünya alışkanlıktan değil de
sevgi ve mutluluktan dönsün diye!”

***

Yaz Gökmen Yaz!..
Sevgi umut barış doğa için…
Yolsuzlukları, hırsızlıkları hukuksuzlukları yaz…
174 gün önce nasıl yazdıysan; yine öyle yaz!
Yıkılma Sakın!Vazgeçme Asla!..