Başkan Erdoğan, içinden düşe kalka geçmeye çalıştığımız, aslında geçemeyeceğimiz 2024 'ü "Emekliler Yılı" ilan etti.

Bence "Emekleyenler yılı" deseydi emekleyenler, başlarını zar zor kaldırıp belki bakar ve kulak verirdi diye düşünmek istiyorum. Gün geçmiyor ki, bir vergi paketi açıklanmasın. İnanın açıklanan paketleri ve de ucundan gösterilen paketler için vatandaş "Böyle vergi mi olur?" diyor. Olmaz tabii ki... Emekliler, pardon! emekleyenler için, bazıları da "çarşı, pazar geze geze oldular bir geveze" demeye getirseler de yazılı, sözlü ve görüntülü basın gece- gündüz paket içinde paket açıklayanlara gereken cevabı veriyor. Tabii ki, anlayana... Evet, "Çarşı-pazar gezen gevezeler" in (!) yanı sıra üretici mutlu mu? Aksine umutsuz... Sahi, bir zamanlar biz "kendine yeten bir ülke" değil miydik? Bastır aç karınları doyuran (!) şarkıyı: Nereden, nereye…

İsterseniz toplumun aynası olan basınımıza da bir göz atalım:

Savunmaya destek, adı altında 'uydurulan' yeni vergilere vatandaş isyan etti. Evlenmeyenler 'bekarlık' vergisi yolda. Yürüyenden 'Kaldırım' vergisi de alınır mı?

- Meclis Başkanı Kurtulmuş'un 3.madde çıkışına CHP Genel Başkanı Özel'den yanıt: “Ellerini kırarız."

- Hedeflerinde bu madde var: Türkiye Devleti, Ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanunla belirtilen beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli Marşı "İstiklal Marşı" Başkenti Ankara'dır. Bu maddenin neresi sizi rahatsız etti? Bölücülerin desteğini almak için şirazeden çıktılar. Meclis Başkanı Kurtulmuş birliğimizin sigortası olan anayasanın 3. maddesinin değiştirilmesini istedi.

***

Evet durum bu. Yukarıda Yüce Meclisimizin çatısı altında olanları basın gözler önüne serdi.

Emeklinin durumu malum... Çiftçi mutsuz ve umutsuz. Hal böyle iken siyasi platformdaki gibi "laf kalabalığı" yapmak istemiyorum. Ha sahi! Ülkemizdeki emekliler, emekleyenler, asgari ücretliler, açlık sınırı, yoksulluk sınırı, işsizler ordusu, okullarına aç giden öğrencilerin durumu tartışmaları arşa yükselirken, geçen haftada üstüne basa basa yazdığım gibi vatandaş "cambaza bak" diyerek adeta uyutuluyor mu dersiniz?

İktidar 20 yıllık yolculuğunda "Az gittik, uz gittik" diyor ama, geriye dönüp baktığında acaba "kaç arpa boyu" yol gittiğini görmüştür herhalde. TÜİK verilerine göre bunun hesabını yapamamış olmalı ki, günlerdir Ankara' da bakanlıkların ışıkları sabaha kadar hiç sönmüyormuş. Başkan Erdoğan bazı bakanlarının üstünü çizip yenilerini atama peşinde olduğu yazılıp çiziliyor. Özellikle zamların peş peşe gelmesi, durmadan yeni vergilerin konulması ise Hazinemizin boşaldığının bir göstergesi mi acaba? Nitekim Hazine Bakanı Şimşek topun ağzında olsa gerek! Durmadan çeşitli adlar altında vergiler geliyor. İşte vatandaşın elindeki sihirli değnek! Kredi kartlarından da 100 bin lirasının üstünde olanlardan yılda 750 TL alınacakmış. Bunun adı da "Demir Kubbe" olacakmış. Kredi kartı kesintisi 'Demir Kubbe' olacak.

***

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kredi kartlarından aktarılacak payın tamamen Savunma Sanayii Fonu’na yönlendirileceğini ve Türkiye'nin 'Demir Kubbe' inşaatına harcanacağını ifade ediyor. İlla velakin vatandaş ayaklanıp "yetti artık!" deyince bu kararlar "yap boz" tahtasına yazılıp, bozulabiliyor! İşte Demir Kubbe vergisi önce Erdoğan, sonra da Hazine Bakanı Mehmet'in gece yarısı demeçleri ile "Yok böyle bir şey"e çevrilebiliyor.  

Vergiler...Vergiler... Ve de bunların dikkat çekici adları... Bu vergileri ve adlarını kimler koyup üst makamlara empoze ediyor? Ben de kimseyi kırmamak ve zan altında bırakmamak için yurtdışından ithal bir fıkra ile yazıma noktayı koymak istiyorum: AKIL VERGİSİ

Fransa Kralı XV. Louis'e yaranmak isteyen saray mensuplarından biri, kralın huzuruna çıktığı bir sırada “Haşmetlim” demiş. Aklıma yepyeni bir vergi koymak geldi. Bu öyle bir vergi olacak ki, herkes severek ödeyecek. Adı da "Akıl vergisi"...

Kral bıyık altından gülümsemiş, "Mükemmel bir fikir bu" diye cevap vermiş. 

"Bir istisna olarak da siz bu vergiden muaf tutulursunuz herhalde"