Fransız şairi Péguy; “İnsan 20 yaşında ve şairse bu onun 20 yaşında olduğunu gösterir, ama 40 yaşında ve şairse, bu onun gerçekten şair olduğunu gösterir” der.
Bu söz herkes için geçerli midir bilemem ama Ülkü Tamer için gerçeğin kendisidir.
Lise öğrenimini sürdürdüğü gençlik yıllarında şiir üretimine başlayan Tamer 20 yaşındadır ve şairdir. Ülkü, 40 yaşını yaşadığında da şairdir ve bu onun şair olduğunun ispatıdır.
Tamer 40 yaşını çoktan aşıp 60 yaşının güzelliğini yaşarken de şairdir ve “baba şair”dir.
Soluklu, imge yüklü dizelerin, sevginin, sevdanın, umudun, güneşin şairi, şiir atlasında Allebenli Çocuğun adını, çoktan unutulmazlar arasına yazdırmıştır.
Şiirlerinde çocuksu duyarlık, yumuşak bir sokulganlık ile birlikte toplumsal kaygılar ve öfkeler de vardır.
“Yarım saat önceyi hatırlıyorum şimdi / kucağıma bir kedi verip / güler yüzlü bir resim çektiklerini” söylerken ‘Ay Yolunda’dır Tamer. “Kuşların bakışına göre değişir yeryüzü” derken Serçe’dir Ülkü Tamer...
Şiirlerinin ulaştığı güneşi toplayanlar için şairdir Ülkü Tamer...
“Gelip kondu bir güvercin / ellerine o gece/ kırmızı bir çelenk oldu / bileğinde kelepçe” gibi eşsiz dizelerin sahibi Tamer en hüzünlü şiirini de bu hayata veda ederek yazdı.
Işıklar içinde sonsuzluğa uğurladığımız usta şairimiz için de güneş toplayacağız.