Bergama eski belediye başkanlarından Sefa Taşkın, yıllardır, Osmanlı döneminde Bergama’dan Almanya’nın Berlin kentine kaçırılan ve halen Berlin Müzesi’nde sergilenen Zeus Sunağı’nın ana yurduna dönmesi konusunda kararlı savaşım veriyor. En son yeni gelen haberlere göre Bergama Sunağı’nın da sergilendiği Berlin Müzesi, döneminde bataklık bir alana yapıldığı için çöktüğü gerekçesiyle ziyarete kapatıldı ve restorasyon süreci başlatıldı. Restorasyonun 2037 yılına değin süreceği de yine gelen haberler arasında.
Sefa Taşkın ile Sunağın kaçırılışını, geri verilmesi konusunda yapılanları konuştuk.
Yıllardır, 19. yüzyılda Bergama’dan Almanya’ya kaçırılan Bergama Zeus Sunağı’nın Türkiye’ye geri verilmesi için savaşım veriyorsunuz. Bergama Belediye Başkanlığınız döneminde, belediyeye ait otobüslerin üstündeki görsel donanımlarda bile bu yönde çağrınız yer almaktaydı. İşin peşini bırakmayıp bugün de gelişmeleri haber veriyorsunuz.
Şimdi yine sizden öğreniyoruz ki Bergama Sunağı’nın sergilendiği Berlin Müzesi, zamanında bataklık alana inşa edildiği için batmaktaymış. Dolayısıyla bina ile birlikte sergilenen tarihi değerler de tehlike altında.
Konuyu özetler misiniz?
İzmir’in kuzey ilçesi Bergama, Antik Döneme uzanan varsıl geçmişiyle son derece önemli bir yerleşim yeridir. Dolayısıyla pek çok değeri içinde barındırır. Bugün Almanya’nın Berlin kentindeki müzede sergilenen Zeus Sunağı da bu değerlerden birisidir. Sunak, Antik Dönemdeki adıyla Pergamon şehrinde, Pergamon Krallığı’nı yöneten Attalos Hanedanı tarafından, İÖ. 2. yüzyılda yaptırılmış anıt özelliği taşıyan dinsel yapıdır. Yapı, Almanya’ya kaçırılmazdan önce, Bergama Akropolü üzerinde 35, 64 metre genişlikte, 33,4 metre derinlikte yer almaktaydı.
Alman Mühendis Carl Humann tarafından 1860-70’li yıllarda Almanya’ya (o dönem Prusya) kaçırılan Sunağın dış ve iç mekanlarında bulunan mermer kaplama üzerindeki frizler, sanat tarihinin çok önemli yapıtlarıdır.
Söylediğiniz gibi Bergamalı olarak yıllardır Zeus Sunağı’nın asıl sahibinin Bergama olmasından hareketle geri verilmesi yönünde savaşım veriyorum. 1989-1999 yılları arasında Bergama Belediye Başkanı olarak görev yaptığım dönemde bu savaşımımı devlet katında çeşitli makamlara taşıdım ama geri verme olayı gerçekleşmedi.
Şimdi, 18 Ekim 2023 tarihli The New York Times Gazetesi’nde yer alan bir haberden öğreniyoruz ki; bizim malımız olan Sunağın da sergilendiği Berlin Müzesi, döneminde inşa edildiği Spree Nehri ortasındaki bataklık alanda çökmekteymiş. Yine gazete haberinde, Müzenin, 2037 tarihine değin bakıma alındığı ve ziyarete kapatıldığı bildiriliyor. Açıklamayı Müzenin Müdürü Andreas Scholl, bizzat yapıyor ve “bina, sağlam olmayan, kumlu bataklık zemine çakılan meşe direkler üzerine inşa edildiği için sıkıntı yaşanıyor” diyor ve ekliyor: “Müzenin restorasyonundan sorumlu proje yöneticisi Jens Küchler, temellerinin yenilenmesinin, yani binanın çökmemesinin uzun erimli istikrar açısından çok önemli olduğunu bildiriyor.”
Bugün geldiğimiz noktada anlıyoruz ki; Bergama eserlerini korumak için götürdüğü savında olan Prusyalı, sonra da Alman yetkililer, Antik Döneme ait değerleri büyük tehlikelerle karşı karşıya bırakmışlardır. Yani koruyamamaktadırlar. Daha öncesinde önce 2014, ardından 2019, son olarak da 2024 yılında onarımların bitirileceği açıklamasını yapmışlar, “Zeus Sunağı yeniden ziyarete açılacak” demişlerdi. Demek ki, korumayı bir türlü beceremiyorlar.
Görüşüm odur ki, Zeus Sunağı, diğer Bergama Antik Dönem eserleri ile birlikte dünyanın bir çok yerinden çalınmış başka başka eserlerin enkaz altında kalmaları söz konusu ve bu son derece vahim bir durum.
'KAMUOYUNDAN SAKLANIYOR'
Bu çökme süreci yaşanırken Sunak ile birlikte diğer eserlerin tahribatlar yaşadığını söyleyebilir miyiz?
Elbette söyleyebiliriz. Nem, mermerler arasındaki metal bağlantıların çürümesi, sökülme ve yer değiştirme sonucu tahribat en büyük tehlike kalemlerini oluşturuyor. Ancak bunlar Müze yetkilileri tarafından kamuoyuna açıklanmıyor,saklanıyor.
Bu restorasyon döneminde Sunağın bir kez daha sökülerek parçalara ayrılması gündemde o zaman?
Evet, aynen böyle. 19. yüzyılda Sunak, Bergama’dan kaçırılırken topraktan kazılarak çıkartılmıştı. Duvarlardan sökülmüştü. Vagonlarla taşınmıştı ve savaşlar nedeniyle bombalar altında bırakılmıştı. Şimdi de Müze, restorasyona girdiğinde bir kez daha sökülmesi, parçalara ayrılması gündemde. Bu korkunç, kabul edilemez bir durum.
Zeus Sunağı’nın, Osmanlı İmparatorluğu döneminde, 19. yüzyılda Bergama’dan Berlin’e kaçırılmasının öyküsünü aktarır mısınız?
Alman Mühendis Carl Humann, Osmanlı İmparatorlu döneminde Bergama-Dikili yolunun yapımında görevliydi. 1863/64-1878 yılları arasında Sunağın büyük bölümünü kaçak yollarla Berlin’e taşıttı. Sonraki yıllarda da sonradan Prusya/Alman İmparatoru olan Prens III. Freidrick’in baskısı ve Osmanlı Müze-i Hümayun Müdürü, o da Alman olanDethier’in yardımıyla alınan şaibeli izinler sonucu kalan parçalar aynı biçimde Berlin’e götürüldü.
'ALMANYA'DA YASADIŞI
OLARAK TUTULUYOR'
Bergama’nın malı Zeus Sunağı’nın Türkiye’ye geri verilmesi konusunda şimdiye değin ne girişimler oldu?
Önce şu bilgiyi paylaşayım: Almanya’nın, sömürgecilik döneminde bugünkü Nijerya’dan çalınan tarihi Benin bronz heykellerini iade etmesinden sonra Bergama Zeus Sunağı da gündeme geldi. İade önerisini Berlin Eyaleti Çeşitlilik ve Ayrımcılıkla Mücadeleden sorumlu görevli Saraya Gomis yaptı. Gomis’in, söz konusu açıklaması Almanya’da yayımlanan Tagesspiegel gazetesinde yer aldı.
Müsteşar Gomis, Bergama Sunağı’nın yanı sıra Mısır’dan getirilen Nefertiti büstünün de ait oldukları ülkelere iade edilmesi gerektiğini belirtti ve “Ayrımcılık karşıtı bir bakış açısıyla şunu söylemek gerekir; Dünyanın diğer bölgelerinden gelen tüm kültürel ürünler bize (Almanya’ya) ait değil, burada yasadışı olarak bulunuyorlar” dedi.
'24 YILLIK MÜCADELE
DEVAM EDİYOR'
Ülkemizde Zeus Sunağının geri getirilmesi konusunda bugüne kadar neler yapıldı, yapılıyor...
Bergama Belediyesi'nde görevli olduğumuz dönemde 1989 yılında Belediye Meclisimizi kararıyla “Zeus Sunağı Bergama’nındır. Geri istiyoruz” başlıklı bir kampanya başlattık.
Çünkü dünyanın en önemli tarihi kentlerinden bir olan Bergama 160 yıl önce soyulup soğana çevrilmiş, birçok tarih eseri Almanya’ya kaçırılmıştı. Bu Bergama kenti için büyük bir yara idi.
Bu bağlamda konferanslar, pankartlar, çıkartmalarla, otobüslerimizi bu belgiyle süsleyerek kampanyayı tüm yurda ve Avrupa’ya yaydık.
Bu kampanya da toplanan 20 milyona yakın imzayı o zamanki Kültür Bakanlığına ilettik. Çünkü uluslararası ilişkilerde konunun muhatabı TC Devleti idi.
1992 ve 1994’te Belediye Meclis üyelerimiz ve onlarca Bergamalı gençle Berlin’deki Müzede Zeus Sunağı'nda gösteri yaptık.
Bu davranışlar tarihi eserlerin korunması ve çalınanların geri getirilmesinde ülkemizdeki ilk toplumsal, kitlesel davranışlar olarak kabul ediliyor.
Daha ileri yıllarda Akademisyenlerimizin çalışmaları, okunan yeni Osmanlı belgelerinin verdiği bilgilerle hukuki ve ahlaki yönden Zeus Sunağının Berlin’de bulunmasının gayrı meşru olduğunu kanıtlarıyla bir kez daha gördük.
30 Mayıs 2020’den bu yana yayınladığımız, bir Anadolu deyişi olan “TAŞ YERİNDE AĞIRDIR” ifadesiyle, bugün sayısı 130’u bulan bilgi notuyla kamuoyuna konuyla ilgili bilgi vermeyi sürdürüyoruz.
Bunu yanı sıra bugün TC Kültür Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, İzmir Büyükşehir ve Bergama Belediye Başkanlığı, birçok yurtsever birey Bergama’nın Zeus Sunağı'nın vatanına geri getirilmesi için çok ciddi ve büyük çaba harcıyor.
'Bergama kentinin bir parçası'
Bergama Zeus Sunağı’nın önemini aktarır mısınız?
Bergama’nın Zeus Sunağı Anadolu insanının ulaştığı sanatsal yeteneğin doruğudur. 19. yüzyılın sonunda Bergama’dan Berlin’e kaçırılan bu eşsiz eser tek bir heykel değil yüzlerce muhteşem heykelimsi kabartmadan oluşan koca bir mermer, taşınmaz yapıdır. Bergama kentinin bir parçasıdır.
Hiçkimsenin, hiçbir gerekçeyle yüzlerce yıl Bergama'da kalmış, bin metrekare yer kaplayan, dört katlı apartman yüksekliğinde, heykellerle süslü bu binayı parça parça götürmeye, yollarda sürüklemeye, savaşın bombaları altında bırakmaya, vagonlarda ülkeler arasında taşımaya, bataklık üzerine yapılmış ve çökmekte olan bir binada tutmaya, böyle büyük riskler altında bırakmaya hakkı yoktu, şimdi de yok.
Bergama’nın Zeus Sunağı derin bir kaçakçılık, siyasal baskılar, şaibeyle alınan izinler sonucu bugün Berlin’dedir. Bu büyük bir haksızlıktır. Onun yeri soğuk ve puslu Berlin değil, güzel Bergama’dır. Mutlaka geri gelmeli, evine dönmelidir! 21.yüzyılda insanlığın geldiği gelişmişlik düzeyi böyle bir davranışı gerektirir. Tarihi eserler hem insanlığa hem de üretildikleri topraklara aittir.
Zeus Sunağı'nın evine, Bergama’ya dönüşü, böyle bir gelişim hem dünya hem de Türkiye için çok önemli ve temelli sonuçlar doğuracaktır.