Kasım'a erken seçimi ayarladılar ya,
İşlerinin kolay olmadığını,
Daha şimdiden anlamışlar.
O yüzden ortak arıyorlar...
Ağustos böceğinin hikayesi gibi,
8 Haziran'dan bu yana,
Olmasın diye çırpın dur,
İşler sarpa sarınca suçlu ara...
Şimdiki taktik yazılı davet.
“Gel benimle ortak ol.”
Genel Başkan falan hikaye,
Partini de koy kenara...
Bu numarayı yutarlar mı?
Bence yutan olmaz da,
Nasrettin Hoca gibi,
Ya tutarsa taktiği...
Bir de siyasi cinlik var ortada.
“Ben çağırdım, gelmediler.”
Diyebilmenin yolu yapılan.
Meydanlarda öyle anlatacaklar...
Tarihi bir hükümet kuruluyor.
Şaka değil gerçekten,
Bir ucunda “açılımcı” AKP,
Diğer ucunda da HDP.
Daha beş ay öncesine kadar,
Başbakanlıkta buluşuyorlardı.
Adalet Bakanlığı'nı,
Su yolu yapmışlardı adeta.
Şimdi çekinilecek ne var ki?
Aynı heyetlerin içinde,
Aynı çadır mahkemelerinde,
El ele kol kola değil miydiniz?
Bence gayet güzel geçinirler.
Şivan Perver ile,
Barzani'yi de katabilirlerse,
Tadına doyum bile olmaz...
Meydanlarda ne derlerse,
Devleti ne kadar zorlarlarsa,
Anaokullarını ne kadar basarlarsa,
O kadar daha batacaklar belli...
Bir zamanlar “şehide kelle”
Askerliğe “yan gelip yatma yeri”
Paşalara, “darbeci”
Sanat eserlerine “ucube”
Muhalefet edenlere “paralelci”
Çiftçiye “ananı da al git”
Savcıya, hakime “vatan haini”
Dedikleri gibi,
Gözümüzün içine baka baka,
Hepimizi “haymatlos” ilan edip,
Oy kullandırmazlarsa,
Hiç şaşırıp köpürmeyin...
Ne ekersen onu biçersin.
Buğday ektin de,
Kaynana dili mi çıktı sanki...