Ağustos bitimsiz gibi görünen fırtınayla tamamlıyor gidişini...
Çoktandır yaşamadığımız; bulunduğunuz-bulunduğumuz yöreye göre değişen...
Bir tatlı serinliğin ötesine taşan, üşüten, soğukluk taşıyan bir veda bu!
İnsanın içinde geçmişten kalan birikimlere yeni katlar ekleyerek gidiyor üstelik!
Sevdiğiniz; birlikte yaşanmışlıklardan izleri derin ustaları alarak gidiyor ya...
İçini acıtıyor insanın...
Bir burukluk...
Bir yalnızlık kalıyor geriye...
Türk edebiyatının usta ismi, gelecek kuşağın temsilcisi çocuklarımızın "Dedesi" Muzaffer İzgü ağabeyin vedası böyle bir havada oldu...
O yılların acılarını yüreğine gömerek gitti...
Biliyor ve inanıyoruz...
Yıldızlar yoldaşı olacak ve ışıklarla uyuyacak...
***
Fırtına ağustosun son günlerinde yaşamımıza farklı gelişmeleri de taşıdı...
Havanın dengesi değişti...
"Yaz günü buda mı olur?" dedirtecek denli yağmurlar düştü...
İstanbul'a dolu yağdı; ülkenin başına taş düşmüş gibi oldu!
Fırtına önüne kattığını götürünce şaşırdı ahali!
Sakın bu görüntüler doğanın intikamı olmasın?
Doğanın katledilmesi; çevreye karşı duyarsızlık tavan yapmışsa...
Olur mu olur!..
***
Ağustos, futbolda da değişimlerin yaşandığı günlerle geçti...
Galatasaray ve Fenerbahçe "akıl almaz" tutum ve beceriksizlik sonucu Avrupa kupalarına veda ettiler; Başakşehir, Şampiyonlar Ligi'nden Avrupa Ligi'ne geriledi!
Ve bu takımlarımız milyonlarca euro harcamayı...
Yöneticilerinin üstün çabalarıyla sürdürüyorlar!
"Yapacak bir şey, söyleyecek söz yok" diyerek, kendi "iflasını" açıklayan "Kocaman" teknik adamlar ise çalışmayı sürdürüyor!
Ne güzel değil mi?
Alan memnun, satan memnun olduğuna göre...
El ele, kol kola futbol kamuoyunu işletmeye devam!
***
Fırtınanın getirdikleri arasında bir de "Milli Takım" seçimi var...
En az üç yıldır "Dünya çapında teknik adam" diyerek...
Hemen her ay üç büyüklerin başına getirilmeye çalışılan Lucescu göreve gelir gelmez açıkladığı Milli Takım kadrosu nedeniyle yerden yere vurulmaya başlandı!
"Tu kaka" diyen mi ararsın, "yaşlandı, bu işi yapamıyor, bunamaya başladı" diyen mi?
Ne ararsan var!
Önce Oğuzhan üzerinden vurdular; sonrası malum Ozan, Selçuk vs. diğer isimlere kadar gitti iş...
Geleli üç hafta olmuş bir teknik adamın izlediği maçların ardından bu kadroyu açıklamış olamayacağını hepsinin anlamış olmasına karşın, tepkiler neden?
Orada bu işten sorumlu TFF ve yönetimi var; yardımcı olarak atanan Tayfur Havutçu var...
Ve hepsinden önemlisi...
Henüz bir ayı doldurmuş ayrılığa karşın Fatih Terim izleri var...
Bir anda silinmesini bekleyebilir misiniz?
Futbolda elinizdeki çatı kadroyu koruyarak değişimleri öngörebilirsiniz...
Eğer zamanınız varsa köklü değişimlere de gidebilirsiniz...
Ancak son derece önemli Dünya Kupası elemeleri aşamasında, son evreyi tamamlamak üzere görev verdiğiniz bir teknik adamdan o köklü değişimlere gitmesini bekleyemezsiniz!
Söyletmek istediğiniz "bu kadroyu kim yaptı?" sorusunun yanıtı ise...
Yanlış adrese gerek yok; TFF ve Havutçu orada duruyor!
Ne arıyorsunuz ki?
***
Bakalım sert ağustos fırtınasının sonrası nasıl gelişecek?
***
NOT: Sevgili okurlar; Kurban Bayramınızı kutluyor, sağlıkla aydınlık yarınlar diliyorum...