“Kurtuluş Yok Tek Başına. Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!”

Bertold Brecht’in Hitler’e karşı yazmış olduğu şiirdeki bu sözleri paylaşan Ekrem İmamoğlu, Erdoğan’ın yaptığı haksızlıklara karşı başkaldırının da sloganını belirlemiş oldu.

CHP, İmamoğlu’nun tutuklandığı 19 Mart’tan itibaren, bugüne kadar görülmediği ölçüde kararlı ve doğru bir strateji uyguluyor. ‘Değişimci’ olarak CHP’lilerden büyük destek alan Özgür Özel- genel başkan olduktan sonra bazı tereddütler yaratsa da- 19 Marttan sonra gelişen olaylara aldığı tavır nedeniyle giderek büyüdü.  Aslında 19 Mart sadece onu ve CHP’yi büyütmekle kalmadı -bazı fanatik AKP’liler dışında- bütün halk kesimlerinin, Silivri’ye atılan İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığının tek adayı olmasını da sağladı. Elbette o güne kadar demokrasiden eser kalırsa! 

Erdoğan, yoksullaştırarak ezdiği, polis ve yargıyla ürküttüğü halkı susturduğunu sandı ama neyse ki öyle olmadı.

Sokaklara dökülen gençlik ve onların yanındaki yüzbinler, Özgür Özel’in çağrısı ile ve  bir zamanlar Hitler’e karşı yazılmış olan kararlılık sloganıyla Türkiye’yi inletmeye başladı:

“Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya hep Beraber Ya Hiçbirimiz!”

 ERDOĞAN “VİRİL” İÇİNE GİRDİ

Baş dönmesi anlamına gelen ‘Vertigo’ sözcüğünün havacılıktaki yorumu farklıdır ve ürkütücüdür. Vertigoya yakalanan bir pilot eğer kabindeki göstergelere inanmaz da kendi iç kulağındaki denge merkezinden gelen kendisini yanıltıcı bilgilere inanırsa, uçağın burnunu aşağı verir ve (%90 olasılıkla) çakılır. Buna “Mezarlık Virili” ya da “Uzaysal Dezoryantasyon” denir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şu anda böyle bir durumda: Sadece kendi geleceğini, kendisinin ve çevresinin konforunu düşündüğü için hırslarına tutsak oluyor, milyonların haykırışlarını duymazdan geliyor. Giderek sertleşmeye başlaması da onun, “varile giren pilot” tan farksız olduğunu gösteriyor.

Onun, Cumhurbaşkanlığı koltuğunu -ne pahasına olursa olsun- bırakmamak istemesinin nedenini yorumlayanlar şöyle düşünüyorlar: Erdoğan seçimi yitirir de “demir yumruğu” yok olursa, oluşacak demokratik ortamda başlayacak hukuksal süreç hem kendisini hem de yakın çevresini büyük sıkıntılara sokacaktır. Böyle bir olasılığı göze alamaz!

 ÜÇ SİLAHŞÖRLER+

Erdoğan, gerçek göstergelere bakmayıp kendisini giderek tüketen duygularına tutsak olmayı sürdürürse vay haline!

O, bütün hesaplarını karşısında Kılıçdaroğlu varmış gibi yapmış olmalı. Oysa karşısında Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş gibi kararlı ve yiğit Üç Silahşörler var. Bu da Erdoğan’ın şanssızlığı!