Daha dün gibi...
Çocuktuk; bir bisiklet arkalığında Gültepe'den Çankaya'ya pedallar çevriminde geldik!..
Baba dostu sardı kollarını...
“Eti senin kemiği benim” çıraklık günlerinin aksine...
“Okusun, akıl dolu, bilinçli bir adam olsun” diye teslim edildik...
Fevzipaşa Bulvarı Afşaroğlu İşhanı...
İlk tanış günüm ve sonrası...
Yaşamımın sonraki günlerini belirleyen yerdir...
Ve o baba dostu...
Hikmet Çetinkaya...
Bakışından ürktüğüm...
Aile kavramı dahil yaşamda edindiğim her şeyde payı olan insan...
Sevgim ve saygım sonsuzdur...

***

Ben...
Onunla Cumhuriyet'te, yetmişli yıllarda FETÖ yapılanmasını öğrendim...
Kemalpaşa'da dağ eteklerinde kurulu kampları ortaya çıkarışını biliyorum...
İzmir Karataş'taki DGM savcılığına bu kamplarla ilgili çağrılıp ifade verdiği günleri biliyorum...
Ve ben...
Hikmet ağabeyin o kitaplarının ilk dizinlerini biliyorum!..
“İşte Fethullahçı yapılanma...” diye bangır bangır bağırdığı günleri!..
Dönemin ve süreçteki tüm iktidarların sessizliğini de!...

***

İşe bak sen...
Gün ve devran döndü...
Kırk yılın ustası; “Fethullah”ı Türkiye'ye “dikkatle izleyin, sonunu göreceksiniz” diye uyaran adamı gözaltına aldılar!..
Üstelik, “FETÖ ve PKK” suçlamasıyla!..
İlahi!..
Ne desem boş biliyorum. Hukukun ayaklar altına alındığı, “tek adam” sisteminin dayatıldığı bir rejime gidişin tırmandığı süreçlerde görülebilecek uygulamalar karşısında direnmek düşer yazın ustalarına!..
Aydınlar ve düşünürler tepkilerini hangi zamanda, nasıl vereceklerini bilirler!..
Eğer konuyla ilgili aydınlanmışlarsa...
Umut hiç tükenmez yiğit savaşçılar için...Onlar aydınlanmanın öğrencileridir...

***

Ve şimdi siz...
Benden bir spor yazısı bekliyorsunuz; biliyorum...
Ama inanın, içimden gelmiyor yazmak!...

***

Neresinden tutsam bir gariplik var bu ülkede!..
Basını, özgür düşüncesi bastırılmış...
Spor yönetimlerine “doping” yüklenmiş sporcuların federasyon başkanlığı için “siyasal doping” uygulanmış, sözüm ona “FETÖ'cüleri temizliyoruz” diyerek tüm federasyon seçimlerine siyasal baskıyı kendine “mübah” gören bir yapıya ben ne diyeyim?
Sonra diyecekler ki “temizledik...”
Neyi?

***

Anlatamazsın bu temizliği!
Yazıktır...
“Kandırıldım” diyenlere bile açıklayamazsın!..
Nedir bu baskı ve zulüm?

***

Biliyor musun; bizde...
Yılmak yok...
Direneceğiz sonsuza dek...
Basın özgürlüğü için, düşünce özgürlüğü için...
İşimiz bu...