Bu sözün devamını umarım biliyorsunuzdur. Bilmiyorsanız da sorun yok. Gidince görürsünüz. Yani durup dururken kaygı içine falan girmiş değilim. Ama öyle bir Türkiye'de yaşıyoruz ki; her gün tuhaflık, her gün bir karmaşa ve cehaletin tavan yapması... Olaya bakın.

Kadın Basketbolunda Avrupa'da da başarılı olan Fenerbahçe ile Beşiktaş, Fiba Kadınlar Süper Kupa final maçı için karşı karşıya geliyor. Hem de yepyeni gıcır gıcır bir salonda... Yani çok özlediğimiz bir ortam. Finalde iki Türk kadın takımı...  Daha ne olsun? Buraya kadar her şey güzel. Hatta çok güzel...

Bizde ne yazık ki güzel şeylerin ömrü uzun olmuyor.
Ve maç başlıyor...
Daha maçın ikinci dakikasında oyun sahasına yabancı madde yağıyor. Hangi amaçla? Niçin? Bilen yok. Bunu atanlar güya taraftar. “Ben böyle taraftarın” diye başlayıp okkalı cümleler kurmak isterdim ama terbiyem müsait değil. Onları böyle patlamaya hazır bomba duruma getirenlerin kim olduğunu hepimiz biliyoruz. Yöneticilerin seviyesine bakın, taraftarı ölçün. Tabii hakemler “siz maç seyredecek düzeyde değilsiniz” tavrıyla tribünleri boşaltıyor. Gerginlik artınca da maç ertesi güne erteleniyor.

***

Diğer olayda;
İhlas Matbaası manşeti beğenmediği için Yenigün Gazetesi'ni basmak istemiyor. Yayın Yönetmeni Hakan Dirik'in yazısından anlaşılıyor ki; o saatten sonra başka bir yerde basılması mümkün olmadığı için manşeti değiştirmek sorunda kalıyorlar. Yani makineleri çalıştırmakla görevli eleman bile olmuş siyaset erbabı... Üstelik sansür uygulayacak kadar kendini yetkili görebiliyor. Bu cüreti de cemaatinden alıyor...

***

Bir başka diğer olayda;
MHP Lideri Bahçeli gazetecileri tehdit ediyor.  Öldürülen Sinan Ateş'in annesinin gözyaşlarını timsah gözyaşı olarak yorumluyor.  Eh hoca böyle olunca cemaat de durmaz tabii. Mahkeme avlusunda aile fertlerine saldırıyorlar. Düşünün öldürülen oğlunuz, kardeşiniz, eşiniz, ama acınızı yaşamanıza bile izin vermiyorlar..
Ve bütün bunlar Birkaç gün içinde oluyor.
Dünyanın en ilkel toplumlarında bile nadiren olabilecek olaylar bizde sıradan gibi bir şey...
İyiyiz yani...