Orman yangınlarıyla birlikte, duyarlı insanların harekete geçmesi de bir oldu.

Kampanyalar başlatıldı.

Hatta, yangının ertesi günü ağaç dikmeye niyetlenenler oldu.

Bereket; uzman konusunda eksik değiliz.

Uyardılar!

Yangından sonra toprağın en az bir yıl dinlenmesi, kendini bulması gerekiyormuş.

E tabi, sevgi böyle bir şey...

Doğaya düşkünsen, kanın kaynıyor ve hemen bir şeyler yapmak istiyorsun.

Oturduğu yerden ahkam kesmeyen, gönüllü olarak günlerce yangın sondürme çalışmalarına katılmış, gerçek doğa tutkunu insanların sayısının çok olması; benim gelecekle ilgili umudumu artırdı.

Öte yandan, birbiri ardına yangın çıkması ve söndürmekte çaresiz kalışımız bizi, 'takke düştü kel göründü' durumuna getirdi.

Yetkilileri ayrı tutuyorum.

Onların durumunda değişen bir şey yok.

Ama vatandaş; doğa için, orman için, ülke için kafa yoruyor...

Son zamanlarda, ağaç dikimi konusunda sosyal medyada bir yazı dolaşıyor.

Yazının ana fikri “Aman çam dikmeyin” şeklinde.

Biz yıllarca ağaç dikimi denince, çam dikmeyi anlamış insanlarız.

İnsan tuhaf oluyor tabii.

Yazıda TRT eski spikeri Gülgün Feyman'ın imzası var.

Bir bölümünü paylaşayım...

“Kavak ağacı memlekette alerjik hastalıklar başlattı.

Çam ağacı ise bildiğimiz yağlı çıra idi.

Dağlarımıza ovalarımıza her yere diktik.

Hiçbir işe yaramayan bu ağaç, ülkemizin dağına bayırına dikilen saatli bomba oldular.

Bu ağaçlar yandığı zaman kozalakları patlayarak yanar halde 200 metre uzağa fırlamakta oradaki çam ağaçlarını da tutuşturmaktadır.

Devletimiz bu çam ağaçlarının yerine zeytin, ceviz, badem, incir, sakız ağacı dikse hem bu ağaçlar kolay kolay yanmaz, hem de köylümüze bir gelir olur.”

Sinirine hakim olamayan Gülgün Hanım, konuyu dış güçlere ve Amerikan emparyelizmine bağlamış.

Bu konunun yorumunu size bırakıyorum.

Zaten komplo teorilerinden oldum olası hazzetmem.

Ama haksız da değil.

Neden çam ağacı?

Neden bu kadar yaygın?

Ülkemiz ağaç çeşitliliği açısından bu kadar zenginken, neden çamda ısrar ediyoruz?

Bu soruları bize sordurduğu için kendisine teşekkür ederim.

Aman ha....

Çam dikmeyelim diye ısrarım yok.

Ben diyorum ki; olayı çeşitlendirelim.

Ormanın çırası konumundaki çam konusunda da, biraz daha dikkatli olalım.

Hepsi bu...

Gerisi size kalmış...