AKP 2019 seçimlerine hazırlanıyor. Bunun için alt yapı çalışmalarını tamamlamak üzere. Hedef, bugüne kadar başarı gösteremediği Trakya, Ege ve kıyılardaki yerleşim birimlerini ele geçirmek. 400'ün üzerinde milletvekili çıkartarak Başkanlıkla birlikte bir rejim değişikliğini gerçekleştirmek. Suriyeli göçmenlere vatandaşlık hakkı verilmesi bu projenin "Ayak"larından biridir. Suriyeli göçmenlerin HEDEFLENEN yörelerdeki dağılımı şöyle:
İzmir 91 bin, Adana 150 bin, Mersin 140 bin, Uşak bin 500, Tekirdağ 5 bin 500, Muğla 8 bin, Manisa 6 bin, Kırklareli 2 bin 500, Isparta 6 bin, Edirne 7 bin, Balıkesir 2 bin, Aydın 8 bin 500, Çanakkale 3 bin 500, Denizli 6 bin.
1 Kasım seçimlerinde bu illerde kullanılan oy sayısı göz önüne alırsanız, bu rakamların önemi daha iyi anlaşılıyor.
Olayın bir başka yönü bu hafta içinde TBMM'de ele alınacak olan "İÇ TÜZÜK" değişikliği.
Milletvekillerinin iradelerine ipotek koyacak, her türlü "şaibeye" açık , cep telefonu ve bilgisayar ile oy kullanılmasını öngören, konuşma sürelerini kısıtlayan ve benzeri değişiklikler muhalefetin sesini iyice kısmaya yöneliktir. Bu da "HEDEFE" ulaşmanın başka bir ayağıdır.
Fakat en önemlisi yüksek yargı organlarına yapılacak atamalardır. Başta YSK olmak üzere "HAK" arama "YERLERİ" olarak görülen Yargıtay ve Danıştay'a yapılacak atamalar iktidarın en önemli "KOZU" olacaktır. Oluşturulacak böyle bir ortamda muhalefetin seçim sonuçları ile yapacakları itirazların olumlu sonuç vermesini beklemek ne derece
gerçekçi olur, onu sizin takdirinize bırakıyorum.
Milletvekili seçildiği kentin "SOSYAL" yapısını iyi tanımadığını, yapılması düşünülen köprüye GAZİ veya ATATÜRK ismi yerine Alpaslan ismini öngören bir zihniyetin, Makyavelist bir yaklaşımla tüm bu enstrümanları kullanarak hedeflerine ulaşma gayretleri bir komplo teorisi değildir. YAPTIKLARIMIZ YAPACAKLARIMIZIN TEMİNATIDIR sözünün getirdiği bir öngörüdür.