Cennetinden bakıyor Narin ve olayın çözülmesine o sevimli gülüşüyle en büyük katkıyı veriyor.
Alice Sebold”un 10 milyonun üzerinde satan “The lovely bones” adlı kitabından söz etmek isterim.
Sonra filmi yapıldı ve ünlü aksiyon oyuncusu Mark Wahlberg”in oyunculuğunun doruklarında dolaştığı bir film çıktı ortaya..
Rachel Weisz ve Susan Sarandon eşlik etti ona..
Yönetmeni ise Peter Jackson..
139 dakikaya sığan küçük bir kızın kaçırılıp katledilmesiyle ilgili bir hikaye..
Bulup seyretmenizi öneririm..
O küçük kızın yerine Narini”i koyacaksınız hemen..
Günlerdir medya dedektiflerinin sahada çalışanlardan daha fazla ter döktüğü gelişmeler aslında garibim jandarmaya teslim edilmiş “forensic” biliminin nasıl sınıfta kaldığını gözlerimizin önüne seriyor.
Medya dışında ise ben dahil hepimizin bir fikri var.
Burada duralım şimdi..
Fikir; bedavadır ve hemen harcanabilir. Sarfedilir kolayca..
Herkeste bol miktarda vardır..
Oysa bilgi emek ister, gidip aramak ve araştırmak ister; sonra da doğru ve ehliyetli ellerde kullanılmasını bekler.
Yani bilgi biraz zahmetlidir..
Fikir ise hiç zorlanmadan hemen dökülür dillerden..
Olay yeri inceleme de, teknik araştırmada sınıfta kalmıştır..
Pekiii..
Bunu da mı “dıj güjler” mi yapmıştır, yoksa “ij güjler” müdahalesi var mıdır olayın orta yerinde..
Şimdi olayın soğutulması, unutturulması ve zamanın acımasiz döngüsüne kurban edilmesi dönemi başlatılmak istenecektir.
Ama unutulmasın ki; “Narin cennetinden bakıyor” ve olayın küllenmesine izin vermiyor.
Sıkça olmakta olan olaylardan biri durumuna düşürülmesine ve “vakayı adiyye” durumuna düşürülmesine o muhteşem gülümsemesiyle “cennetinden bakan Narin” izin vermeyecek..