Fenerbahçe’yi saymazsak, Yozgat Mektebi Sultani Futbol takımının Anadolu’da kurulan ilk ‘futbol kulübü’ olduğunu görüyoruz. Yıl 2010…

Peki bu topraklarda kurulan ilk spor kulübü hangisi, elbette 2012’de kurulan Karşıyaka Spor Kulübü…

“Anadolu’da Kurulmuş İlk Spor Kulübü..” Bakar mısınız ünvana..

Bence bu bir Karşıyaka taraftarı için çok önemli ve gurur verici olmalı..

Yozgat Mektebi Sultani Futbol Takımı tarihin derinliklerinde kaybolalı kim bilir ne kadar oldu…

Ancak İzmir’in KSK’si bugün yaşadığı bütün sıkıntılara rağmen ayakta ve halâ geleceğe umutla bakmak istiyor..

Kentin diğer tarihi kulüpleri gibi Kaf Kaf da ayakta kalabilmek için aradığı desteği yıllardır kendi içinde bulmakta zorlandığı için bugün zor günler geçiriyor..

Aslından Karşıyaka’da sıkıntı 10-12 yıl öncesine dayanıyor…

Yanılmıyorsam 2015-2016 sezonu olmalı..

Yeşil-kırmızılılar 10’dan fazla yıldır mücadele ettiği 1. Lig’de bir yol ayrımına gelmişti..

Ya bayrağı Süper Lig’e taşıyacak ya da düşüş başlayacaktı..

Karşıyaka camiasının ileri gelenleri tek yürek olmak yerine çareyi kulüple gönül bağı olmayan insanlarda görünce hızlı bir düşüş başladı ve maalesef bugünlere gelindi..

100 yılı aşkındır faaliyet gösterdiği her alanda zirveye oynamaya alışmış Karşıyaka, bir zamanlar ülkenin en büyüğü olduğu basketbol da dahil olmak üzere bugün bütün branşlarda artık sadece hayatta kalma mücadelesi veriyor..

Her biri içinde farklı dengelere sahip basketbol da dahil amatör branşlarda yeniden çıkışa geçmek için ne yapılması gerekiyor bilemiyorum..

Ancak futbol için birkaç fikrim var..

Her şeyden önce eğer yüreğim Karşıyaka için çarpıyor olsa, küçük büyük demem, varsa maddi, imkanım yoksa manevi olarak bir şekilde kulübün içinde olurum..

Ben Karşıyaka Başkanı olsam, bugünkü borç yüküyle kulübü ileri değil geri götürecek suni bir şampiyonluk yarışına sokmak yerine enerjimi kulübü yeniden yapılandırmaya harcarım..

Ben Karşıyakalı yönetici olsam, kulübün içinde bulunduğu dağ gibi sorunlardan gücüm hangisine yetecekse onu tespit eder, bütün enerjimi o sorunu çözmeye harcarım..

Ben Karşıyaka teknik direktörü olsam, kulübün içinde bulunduğu maddi sıkıntıları iyi analiz eder, kendim kadar kulübü de düşünerek en küçük tereddütüm olan futbolcuyu transfer etmek yerine, alt yapıdan bir gence şans tanırım..

Ben Karşıyakalı profesyonel futbolcu olsam, kulübün şartlarını bir gün bile aklımdan çıkarmadan bireysel olarak verebileceğimin en iyisini vermeye çalışırım. Çünkü Karşıyaka taraftarı futbolu çok iyi bilir, sahaya terini akıtan oyuncunun hakkını verir..

Ben Karşıyakalı genç futbolcu olsam, bu formanın gelecekte bana neler kazandırabileceğini iyice düşünür, bugün bir çalışıyorsam, yarından itibaren iki çalışmaya başlarım..

Ben Karşıyaka altyapı antrenörü olsam, yarınların benim ellerimde olduğunu her fırsatta yukarıdakilere anlatmaktan usanmam..

..Ve ben Karşıyaka taraftarı olsam, iyi niyetle çaba harcadıklarını görüyorsam, yönetimi, teknik adamları, futbolcuları her şartta desteklemekten vazgeçmem..

En başta da dediğim gibi bu kadim topraklarda kurulan ilk kulüp olan Karşıyaka bugün belki zor durumda olabilir ama herkes de çok iyi bilir ki, Kaf Kaf kendi içinde tek yürek olduğunda hedeflere ulaşmak sadece bir zaman meselesidir..