Üç yıl kadar önce Pusula Yayınevi, çok değerli bir kitap çıkardı.

Şenel Uğuroğlu’nun yazdığı kitabın adı; ‘Bir Hücreden İnsana Evrim Yolculuğu’ idi. Sınıf arkadaşım olan Dr. Şenel bu kitapta -çocuk doktoru olmasının avantajı ile- hekimlik yılları boyunca bebekten erişkine olan dönüşümü bir mikro evrim yolculuğu şeklinde yorumluyor. Ne yazık ki, tanıtımı ve dağıtımı doğru dürüst yapılamadığı için pek okuru olmayan kitabın önsözünde yazar şöyle yazıyor: “Çocuğun tek hücreden bir insana dönüşünü izlemek, evrimi anlamanın en kestirme yoludur!”

***
Kitabı okuyunca -ben de çocuk doktoru olmama rağmen- çok şeyi bilmediğimi anlamış ve ODATV’deki yazımda şunları yazmıştım: “Milyonlarca yıl önce başlayan bir Evrim Yolculuğu’nu, annenin karnında döllenen bir hücreden başlatmak… Ve bu hücrelerin çoğalması ile ortaya çıkan ‘bebeğin’, bazı gelişim evreleri geçirerek ‘erişkin İnsana’ dönüşmesini ‘Evrim’ ile açıklamak çok önemli bir düşünce sisteminin ürünü olsa gerek!”

Dr. Şenel Uğuroğlu, evrim konusundaki araştırmalara devam etmiş ve büyük bir çalışmanın ürünü olan yeni bir kitabı bizimle paylaşmak üzere. Henüz yayımlanma aşamasında olmayan bu kitap çalışmasında kadın cinsiyetindeki işlevlerin evrimini anlatıyor. Evrimin bir ‘makro’ bir de ‘mikro’ yanının olduğunu bilenler bu kitabın bir ‘mikro’ evrim çalışması olduğunu anlayacaklardır. Kadına ait çeşitli işlevlerin evrimini çok güzel irdeleyen Dr. Şenel -dolaylı olarak- erkeklerdeki micro evrimin kadınların gerisinde kaldığını anlatıyor.  

‘KADIN ORGAZMINA EVRİMSEL BAKIŞ’

Kitabın bu bölümünde, olayın fizyolojisini anlattıktan sonra şöyle diyor: “Erkeklerde spermler orgazm sırasında boşaldığı için üremek için orgazm şarttır. Ancak kadın orgazmının yumurtlama ile bir bağlantısı yoktur ve döllenme için kadının orgazm olması şart değildir.  Sadece erkeğin orgazmı gebe kalınması için yeterlidir.”
Mutsuz evlilikler, zoraki evlendirilmeler, ensestler, kadını mal zanneden kocaların ya da sapık erkeklerin tecavüzleri sonunda ortaya çıkan gebeliklerin olduğu bir dünyada, insan şöyle düşünüyor: Keşke orgazm, tıpkı erkeklerde olduğu gibi kadında da üremek için şart olsaydı! Yani orgazm olmayan kadın gebe kalmasaydı! O zaman, çoğalmak esasına dayanan birçok toplumsal algı ve baskı şekil değiştirir, kadınlar bir ölçüde kendilerini erkeklerden ya da toplumsal baskılardan koruma şansına sahip olurlardı.

Dr. Şenel’in kitabını önceden okuduğum için çok şanslıyım!