Sözcü Gazetesi'ne karşı yürütülen soruşturmanın iddianamesi kabul edildi.
Davaya İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde bulunan 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bakılacak.
İlk duruşmanın günü 7 Kasım 2017.
Tutuklu tek sanık Gökmen Ulu...
Bu da demektir ki, Gökmen Ulu, ilk kez hakim karşısına, tutuklandığı günden tam 166 gün sonra çıkacak.
***
Adalete, inanmak ve güvenmek zorundayız.
Haklı olan, geç de olsa adaletle kucaklaşıyor.
Ancak bu kucaklaşma, bazen ağır bedeller ödenmesine neden oluyor.
Türkiye, geçmişte bunu pek çok davada yaşadı, öyle görünüyor ki bugün ve yarın da yaşayacak.
***
Sevgili Gökmen'in nasıl gazetecilik yaptığının yakın tanıkları olan bizler için, 7 Kasım 2017 tarihi, özgürlüğüne yeniden kavuşması için önemli bir gün.
O gün onu sevenlerle birlikte, onun gazeteciliğine inanan, güvenenler için de turnusol kağıdı görevi görecektir.
İşinin dışında hiçbir çıkar grubu ile ilişkiye girmeyen, doğru bildiklerini haykırmaktan çekinmeyen ve gerçeğin peşinde yılmadan koşan Gökmen Ulu, yeniden aramıza dönecektir.
Buna ait tek bir kuşku bile yaşamıyorum.
***
Ancak Gökmen'in yargılandığı dava için kuşkularım da var.
Atatürk düşmanlığı, kendi sosyal medya hesabından paylaştıkları ile neredeyse kesinleşmiş bir bilirkişinin (kaldı ki bilirkişi olmasını sağlayan gazeteciliği bile tartışılır) hazırladığı rapor ile, iktidara yamanmış, geçmişini sürekli inkar eden, düne kadar el etek öptüklerini bugün karalayan iliştirilmiş gazetecilerin ifadeleri ile tutsak edilen Gökmen için adalet isteniyor mu?
İşte asıl sorun bu...
***
Daha önce yazılarımda değindiğim, gazete yönetiminin emirleri ile kalemlerini eğip bükmeyi marifet sayan bu sözde gazeteci/köşe yazarı isimlerin, şimdi “haksızlık yapılıyor” demelerinin hangi anlama geldiğini duruşma salonunda mutlaka göreceğiz.
Ne diyeceklerine şaşırmayacaklar arasındayım.
Sözcü'ye yapılan operasyonun gerekçeleri arasında bulunan ifadelerini değiştirmezlerse şaşırmam.
Değiştirip, hak hukuk, adalet kavramlarından bahsederlerse yine şaşırmam...
***
Bir iddiamın arkasındayım...
Sözcü'ye yapılan operasyon yüksek yerlerden onay alınmasa yapılamazdı.
Onay verildi ve yapıldı...
O makamları bugünlük işgal edenler unutmamalı ki, tıpkı dün yürütülen bazı davalarda olduğu gibi, yarın da bugünkü davalardaki asıl suçlular mutlaka ortaya çıkacaktır.
Çünkü gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.
***
İşte o gerçekler ortaya çıktığında göreceğiz ki, Gökmen'in tutuklanma gerekçeleri arasında sayılan nedenler birer hedef saptırmaca.
Asıl neden, Gökmen'in İzmir'de rant düşkünü pek çok siyasetçi ve işadamının uykusu kaçıran haberleri yapmış olması.
Ve o haberler nedeniyle tutuklanıp altı duvar arasına konması...
***
Bu gerçeklerle yüzleşeceğimiz gün, ister iktidar partisinin, isterse ana muhalefet partisinin içinde gerçek fırtınalar kopacağı kesin.
Çünkü çıkar ortaklığının siyasi ayrımı yoktur.
Tek amaç daha fazla kazanç, daha fazla sömürüdür.
Şimdiden söylemekte yarar var.
Uykuları bugünlerde seyrekleşen, 7 Kasım'dan sonra ise kabus haline dönecekler perde arkasında yeni film yönetmek sevdasından vazgeçsinler.
Ne İzmir Gökmen'den vazgeçer.
Ne de Gökmen İzmir sevdasından...
***
Mecburiyet nedeniyle ara verilen aşk gibidir bu.
Kötü adamlar hep kaybetmiştir...