Kişi gün içinde nelerle karşılaşmıyor ki… Sevincin, umudun, hüznün, acının, telaşın, sevginin, aşkın, kavganın, çirkinliğin, kötülüğün, şiddetin, kıyımların yaşandığı ne çok olaylara tanık oluyoruz gün içinde.

Kimi için yaşadıklarını yazıya dökmek, günlük tutmak, kendi içsel duygularını kendisiyle paylaşmak, dertleşmek bir gereksinmedir.

Günlük de bir yazın türüdür. Yaşanmışlığın, günlerin akışı içindeki ayrıntıların tadıyla güzelleşirler. Dost söyleşilerin, atışmaların, polemiklerin yazılması bile günlüklere bir başka anlam katar. Neden mi? Çünkü onlar bir yazın-sanat insanının kaleminden, düşüncesinden çıkmış, farklı bir boyut kazanmıştır da ondan.

Günlük tutmak, kişinin imgelem (hayal) gücünü arttırır. Yazılı anlatım becerisini geliştirir.

Günlük yazarı, salt gün içerisindeki olayları olduğu gibi anlatmakla kalmaz; kimi zaman olayların kendi düşlerindeki etkilerini, bu konulara ilişkin hayallerini de günlüğüne yansıtır.

Ayrıca edebiyat tarihçilerinin önemli bir bilgi kaynağıdır günlükler. Büyük, yazarların, devlet adamlarının günlükleri olduğunu unutmamak gerekir. Ancak Cumhuriyet'ten günümüze günlük yazarlarının beklendiğince çoğalmadığı da bir gerçek.

Yazınımızda "günlük" terimini ilk kez Falih Rıfkı Atay kullanmıştır.

Bir yazın türü olarak günlük, 1940'tan sonra önem kazanır.

Günlükler, 1950 yılında Nurullah Ataç'ın bir gazetede günlük yazılarıyla dikkat çeker, ilgi görür, beğenilir. Ataç bu yazılarına başlık olarak "günlük" yerine "günce" deyişini kullanmayı yeğler.

Salâh Birsel’in Kuşları Örtünmek, Nezleli Karga, Bay Sessizlik, Aynalar Günlüğü, Yaşlılık Günlüğü gibi kitaplarıyla çağdaş yazınımızın öncü günlükçüsü diye bilinir.

Oktay Akbal, Anılarda Görmek, Geçmişin Kuşları ve Yeryüzü Korkusu adlı üç günlüğünde öykülerindeki sıcak dünyayı yansıtır.

Tomris Uyar'ın Gündökümleri adıyla yayımlanan günlükleri, hem niteliği hem niceliği düşünülünce, önemli sayılır.

Cemil Meriç'in iki cilt olarak yayımlanan “Jurnal”i salt Türkçede değil, dünya yazınında da örnek günlük metinler olarak anılır.

Oğuz Atay'ın hastalığı sürecinde kaleme aldığı Günlük, daha çok kendi yapıtları üzerinden biçimlenir.

Cemal HYPERLINK "http://www.turkceciler.com/sairler/cemal_sureyya.html"Süreya'nın Günler'i de ilgiyle, beğeniyle okunan bir kitap özelliği taşır.

İlhan Berk'in “El Yazılarına Vuruyor Güneş”te topladığı günlükleri şairin unutulmaz düzyazı kitapları arasında yer alır.

Hilmi Yavuz'un Geçmiş Yaz Defterleri, felsefe-edebiyat arasında, parçalı yazılardan oluşan bir günlük sayılabilir.

Max Jacob “Genç Bir Şaire Öğütler” kitabında günlük tutmanın önemini vurgular: "Her gün not tutun; açık, okunaklı. Tarih atmayı da unutmayın. (…) Ah, neler yitiriyoruz! Bütün o yitirdiğimiz incileri düşünün! Hayatınızın günlüğünü yazın!"

Genç yaşlarımda ben de günlük tutardım. Nisan 1963’ten 1975’e değin düzenli biçimde el yazımla günlük tuttum.

Günlüklerimi, karaladığım defterlerimi koruyamadığıma çok yanarım. Bu güzel alışkanlığımı daha sonraları ne yazık ki sürdüremedim.

Yazına hevesli genç arkadaşların günlük tutmalarını, yazınsal dili iyi kullanmalarını öneririm. Deneme yazmanın alt yapısını oluşturacaklarına da inanırım.