Yarın; 31 Mart'ta ceplerindeki 20 liranın sahte çıktığı iddia edilen 5 lirası için İstanbullular sandık başına gidecek.

Demokrasi böyle işte.

Halka sorarlar, halk da yanıtını verir.

Mükemmel yanıttır o.

Seçim öncesi biraz gülelim, belki iyi gelir.

***

Kayserilinin eşi ölmüş,

Gazeteye gitmiş, en ucuzundan standart bir ilan vermek istemiş.

Önüne konan kağıda istediği ilanı yazmış:

"Ayşe'yi kaybettim. Üzgünüm..."

İlan görevlisi uyarmış,

"İsterseniz 6 kelimeye kadar uzatabilirsiniz. Üç kelime daha hakkınız var."

Kayserili "Aynı paraya mı?" demiş.

Görevli "Evet aynı paraya" deyince Kayserili üç kelime daha eklemiş:

"Satılık Toyota da var..."

***

Memleketin birinde 3 kere camiye gitmeyenleri idam ediyorlarmış.

Usulen idam edilmeden önce 3 dileğini yerine getiriyorlarmış.

Adamın biri 3 kere camiye gitmemiş ve tabi yakalanmış.

İdam edilmeden önce sormuşlar:

“İlk dileğin nedir?”

Adam uyanıklık yapıp idamdan kurtulmak için, “Vezirin karısıyla beraber olmak istiyorum” demiş.

Vezir "olmaz" dese de padişah "mecbur" demiş.

Ve adam vezirin karısıyla beraber olmuş.

Adam ilkinde tutturamayınca, idamdan kurtulmak için ikinci dileği olarak padişahın karısıyla birlikte olmayı seçmiş.

Bu sefer padişah "hayır" dese de herkes itiraz edince padişah mecbur kalmış.

Adamın son isteğini sormuşlar.

Adam bir vezire, bir padişaha bakmaya başlamış.

Aradan 5 dakika geçtikten sonra vezir bakmış kendisi de elden gidecek:

“Ben bunu sanki camide gördüm gibi geldi” deyince padişah da, “Ne gibisi lan! Yanımda kılıyordu” demiş...

***

Adamın biri belediye seçiminde adaylığını koymaya karar vermiş.

Karısı küplere binmiş:

"Çıldırdın mı sen?" diye bağırmış.

"Sana kim oy verir ki? Tabii senden ve benden başka..."

Koca gülümseyerek:

"Sen sabret de gör" demiş.

Seçimler yapılmış, sandıklar açılmış, oylar sayılmış.

Ve bizim adayın tam üç oy aldığı belli olunca, karısı feryadı basmış.

"Hain... Ben senin hayatında bir başka kadın olduğunu biliyordum zaten..."

***

Köyler, şehirler, kasabalar...

Atlayabilecek herşey ve herkes çağ atlıyordu...

O günlerden bir gun memleketi çağ atlatanlardan bir Başbakan yine doğu illerinden birisine gitmiş. Şehrin ileri gelenleri Başbakan konuşsun diye biraz ahali toplamışlar meydana.

Başbakanın huyunu bildikleri için de toplanan ahaliye sıkı sıkı tembih etmişler:

"Bu büyüğümüzün bir huyu, konuşurken soru sorar. Ne derse siz (eledir) diyeceksiniz..."

Başbakan gelip kürsüye çıkar ve konuşmaya başlar.

"Köylere elektriği biz getirmedik mi arkadaşlar?"

"Eledir..."

"Telefonu biz bağlamadık mı?"

"Eledir..."

"Peki, kimileri bize hırsız diyor... Doğru mu?..."

Ahali tendini katırmıştır artık.

"Elediiiirrr..."