Rusya’nın Ukrayna işgali ile insanoğlunun “savunma sanayi”, “savunma teknolojileri” olarak lanse ederek sonucunda insan öldürdüğü işi, sanki kabul edilebilir bir işmiş gibi lanse etmeye çalıştığı “saldırı teknolojileri” gündemimize oturdu. Bu savaş ile beraber hatırlanacak yeni ölümcül icat ise Rusya’nın hipersonik füzeleri oldu. Rusya, bu yeni füzelerinin Ukrayna’da onlarca kişiyi ne kadar hızlı öldürdüğüne ait görüntüleri gururla paylaştı. Rusya için küçük ama insanlık sonu için bir büyük adım daha.
Hipersonik füze hakkında hala tam olarak ne olduğunu bilmeyenler için az biraz ön bilgi verelim. Hipersonik bir füze, Mach 5 ve daha yüksek hızlarda hareket eder. Yani uygun koşullarda 1235.5 km/saat olan ses hızından tam beş kat daha hızlı hareket edebilir. Rusya, teknik adı Kh-47M2 Kinzhal olan havadan fırlatılan balistik füzesinin Mach 10 hızına, yani yaklaşık olarak ve 12 Bin km/saat hıza ve 2000 km menzile sahip olduğunu iddia ediyor. Menzili hesaplarken füzenin havadan fırlatıldığını da göz önüne almalısınız. Bu hipersonik füzeler, hedefe en yakın yere Tu-22M3 bombardıman veya Mig-31K uçakları ile taşınıyor. Bu da füzenin etkin menzilinin yaklaşık olarak 3000 ila 3200 km’ye kadar çıkabileceği anlamına geliyor. Füzenin bir diğer ölümcül yanı ise rotası boyunca yönünü değiştirebiliyor. Savunma önlemlerine karşı kaçınma manevraları yapabiliyor. Hem menzili hem hızı ve diğer özelliklerinden dolayı Putin bu yeni ölüm silahını durdurulamaz olarak niteliyor.
Hipersonik füzelerin iki çeşidi var; hipersonik seyir füzeleri ve hipersonik kayma araçları. Kayma aracı denmesinin nedeni ise bu füzeler atmosferde bir nevi sörf yapıyorlar. Taşıdığı savaş başlıklarını geleneksel balistik füzelerde olduğu gibi, yerçekimi kuvvetlerinin insafına bırakmıyorlar. Onun yerine, aerodinamik şekli sayesinde ses hızını aşan kendi şok dalgalarının üzerine binerek hedefe ilerliyorlar. Böylece mevcut füze savunma sistemlerinin üstesinden gelmek için yeterli hızı da sağlıyorlar. Süzülen araç, 40-100 km irtifa arasında atmosferde sörf yapıyor ve aerodinamik kuvvetlerden yararlanarak hedefine ulaşıyor.
Hipersonik füzeler faaliyete geçince, füze savunma sistemleri ile füze saldırısı arasındaki boşluk çok büyük oldu. Basitçe söylemek gerekirse, hipersonik bir füzeyi durdurabilecek operasyonel bir füze savunma sistemi yok. Bu yüzden hipersonik silah geliştirme yarışı bu kadar önemli hale geldi. Öte yandan bu füzeleri nasıl durdurulabileceği konusu da merak ediliyor. Bu füzeler ile ilgili iki en büyük sıkıntı öncelikle tespit edilmeleri. Çünkü radar teknolojileri böyle bir hızda ilerleyen bir füzeyi tespit etmek için yeterli değil. Nasıl mı? Füze o kadar hızlı ki silahın önündeki hava basıncı füze hareket ettikçe bir plazma bulutu oluşturuyor. Ve bu bulut radyo dalgalarını emerek füzeyi aktif radar sistemleri içinde pratik olarak görünmez hale getiriyor.
İkinci büyük sorun ise diyelim füzeyi tespit ettiniz. Elinizde en gelişmiş ABD Aegis füze önleme sistemleri dahi olsa bu füzeye yetişebilecek hızda bir savunma füzesi yok. Ve en gelişmiş ABD gemisi bile 200 km öteden bir hipersonik füzeyi bir şekilde tespit etse dahi bu konuda bir şeyler yapmak için sadece bir dakikası kalıyor. Bu füzeleri durdurmak için çare olarak ise düşünülen karşı hipotez teknolojilerinin başını ise enerji yönlendirmeli silah teknolojileri çekiyor. Klasik bilinen ismi ile “laser silahları”. Basit bir mantık olarak sesten 10 kat hızlı uçan bir şeyi ancak ondan daha hızlı bir şey ile durdurabilirsiniz. Işık ile. Ancak bu enerji silahlarını veya başka bir önlem teknolojisini geliştirmek için de çok daha fazla emek ve maliyet gerekeceği çok açık.
Bu sonuç şu anlama geliyor. Ekonomisi zayıf ülkeler artık iyice kızışacağı belli bu “ultra yüksek teknolojili” silahlanma yarışına hiçbir şekilde yetişemeyecek. Yani Rusya’nın şimdi ayıla bayıla övündüğü bu hipersonik füzeler, Rusya Federasyonu’nun sonunu getirecek büyük bir ekonomik krizin de başlangıcı olabilir. ABD, Ronald Reagan zamanında hayali bir Yıldız Savaşları projesi başlatarak bu tuzağa Sovyetler Birliği’ni çekmişti. Başka türlü sebepleri olsa da artan devasa askeri masraflar Sovyetler Birliği’nin dağılmasına neden olan en büyük sebeplerden biri olmuştu. Yani silahlar her zaman ülkelerin topraklarına düşerek ülkeleri yok etmiyorlar. Eğer ekonominiz iyi değilse hangi silahı icat ederseniz edin o silahlar ülkenizi korumaya yetmeyebilir hatta bir tanesi bile ateşlenmeden kendi sonunuzu getirebilir. Sağlıklı günler dilerim.