Roma İmparatorluğu’nun Asya eyaletinin başkentindeyiz. Dünyanın üçüncü büyük kütüphanesinin ve en büyük tiyatrosunun bulunduğu inanç ve efsaneler rotasında
Hıristiyan dünyasının haç merkezi olarak kabul görmüş Selçuk Efes’teyiz. Hz. İsa’nın annesi Meryem Ana’nın son yıllarını geçirmiş olduğu kutsal topraklarda… Yedi genç ve bir köpeğin 200 yıl boyunca uyuyup uyandığı ve aziz olarak ilan edildiği Yedi Uyuyanlar efsanesinin adresi oluyor bu coğrafya.
Mehmet Karanfil’in ifadesiyle 'Tarım ve turizm' kenti olan Selçuk’a Hasan Efe ile adım attığımızda öğrendiğimiz ilk bilgi, inşaatı bitmiş gibi görünen TOKİ evlerine belediye tarafından ruhsat verilmeyişi oldu. TOKİ evlerinin altının mağara olduğunu da Mehmet Bey’den öğrenmiş olduk. Bir başka konu da, çok olan ayva ağaçlarının sökülmesi gerçeğiydi. Bakımının zor ve masraflı olması üreticiyi bıktırmış olmalı.
Rastlantı sonucu tanıştığımız hukukçu Noyan Çalıkuşu ise bu toprağın gülen yüzü olsa gerek… Pozitif enerji saçan bir Selçuklu… 8 bin 600 yıllık tarihiyle dünyanın en kayda değer topraklarından olan Dünya Mirası Efes Selçuk, sözcüğün tam anlamıyla bir açık hava müzesi. Kuzeyinde Menderes ve Torbalı, kuzeydoğusunda Tire, güneyinde Kuşadası ve Söke, doğusunda Germencik ile çevrili Selçuk’un batısında ise Ege Denizi bulunuyor. Selçuk Efes Deve Güreşleri Festivali, Uluslararası Selçuk Efes Kültür Sanat Turizm Festivali ve Kurtuluş Şenlikleri ile yılda iki kez adını duyuran Selçuk’a ilk gelişim ortaokul yıllarımdı.
Uygarlık tarihinin bütün evrelerinde var olan bu kenti, antik çağın kültür başkenti Efes Antik Kenti’ni ziyarete geldiğimizde tanımıştım. Dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis tapınağı, Meryem Ana’nın Evi, İncil’in yazarı St. Jean’ın mezarı ve kilisesini de farklı farklı gruplarla ziyaret etmiştim.
KENT BELLEĞİ MERKEZİ
Bu kentin neden ilham kenti olduğuna gelince... 'Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz' sözüyle insanlığa esin kaynağı olmuş filozof Heraklit, şairler Callinos ve Hipponaks, doktorlar Rufus, Alexandros ve Soranos, ressamlar Parhasius, Ephoros ve Apelles, dilbilimci Zenodotos, Heykeltıraş Apelles ve Menophilos bu toprağın çocuklarıdır. Onlar ki insanlığa ilham vermişler.
Belediye Başkanı'nın Selçuk Efes Kent Belleği Merkezi sorumluluğuna genç tarihçi Tolga Mert’i getirdiğini öğrenince hiç üşenmeden başkana çıkıp onu bu tercihi nedeniyle kutlamak istediysem de zaman bulamadım buna. Kuşadası/Kuakmer’de tanıdığım, işini severek yapan bu genç adamı 2018’de tanımıştım. Kent Belleği Merkezi’nde neler neler yapmış meğerse son yıllarda. Selçuk Efes’in tarihsel süreçteki hikâyelerini bilgi, belge ve objelerle topluma sunan bir merkez burası. Osmanlı döneminde reji binası ve tütün deposu olarak kullanılmış. 2012’den bu yana belediye tarafından kent belleği olarak hizmet vermekteymiş. Selçuk Efes’in uzak ve yakın tarihini merak edenlerin illâ uğraması gereken tek adres. Sayısız ayrılığa ve kavuşmalara sahne olmuş Alsancak ( Punto) Garı’ndan sonra en büyük ikinci gar olan tarihi Selçuk (Ayasuluk) İstasyonu’na gidip hayranlıkla 161 yıllık bu yapının önünde fotoğraf çektirmeyi ise nedense zorunluluk bildim. Ayrılıklar ve kavuşmalar beni çok etkiliyor zira…
Kent Belleği ile gar arasında kalan tarihi Bizans Su Kemerleri ise kente kimlik katan bir tarih mirası. Atina’yı ve Selanik’i koklar gibi bir duyguya kapılıyorsunuz ister istemez. Tarihle iç içesiniz burada. Eski PTT binasının mimarisi ve hemen karşısındaki su kemerleri ve üstlerine yerleşmiş olan siyah beyaz kanatlı arkadaşlar ise “Bizi görün” der gibi…
ZİYARETE DEĞER ADRESLER
Heybetli Selçuk Kalesi ve arkeoloji müzesini yıllar önce öğretmenlerimle keşfettiğimiz için uzaktan bakınmakla yetindim. Buraya ilk kez gelenler için Efes Arkeoloji Müzesi, Artemis Tapınağı, İsa Bey Camisi ve hamamı ziyarete değer adresler… Unutulmaması gereken diğer adresleri ise şöyle:
• Türkiye’de en çok ziyaret edilen, ikinci turizm noktası olan Efes Antik Kenti (Kybele’den Artemis’e, Azize Meryem’e kadar kadının koruyuculuğuyla taçlandırılmış bu antik kent, Helenistik Dönem’de baştan sona mermer ile yapılmış görkemli bir liman kenti. Celcius Kütüphanesi’ne ev sahipliği yapan ünlü metropol),
• Eşsiz sağlamlığı ve estetiğiyle Pollio Su Kemeri,
• Çamlık Açık Hava Buharlı Lokomotif Müzesi
• Aziziye köyündeki Çamlık Atatürk Evi
• Belevi köyünün hemen yakınındaki Belevi Mozolesi
• Belevi’nin karşısına düşen Keçi Kalesi
• Dağdaki Efes olarak bilinen Şirince köyü
• Klaseas Şelalesi
• Zeytinköy mevkisinde bulunan Gebekirse Gölü
• Barutçu Gölü
• Zeytinköy Kazan Gölü
• Merkezden Pamucak sahiline kadar uzanan Dutlu Yol (Bisikleti olan herkes için Dutlu Yol, bir gezinti rotası)
LEYLEK DOSTU
Selçuk’a gelen gezginlerin illa Pamucak ve Pananos sahillerine uzandığını basından biliyoruz.
Dünyanın en uzun sahillerinden biri olan burada endemik bitki olan kum zambaklarını bilmeyen yok. Dağlarından yağ, ovalarından bal akan bu topraklar aynı zamanda bir lezzet durağı. Girit, Makedon, Arnavut ve Rum mutfağına ev sahipliği yapıyor. Şeftali, mandalina ve nar, bölgenin zenginlik kaynaklarından… Zeytin, üzüm ve incir üçlüsü ise birer Selçuk klasiği… Tadına bakmamak olmaz.
Küçük Menderes Havzası’nın incisi olan Efes Selçuk’un ‘leylek dostu' olduğunu bilmem bilir miydiniz? Su kemerlerinin üstüne yuva yapan leyleklere isterseniz bir sorun… Herodot, Efes için “Yeryüzünde gördüğümüz en güzel gökyüzü ve iklim buradadır” diyor ya… Leylekler, Herodot’u biliyor olmalılar. Kenti kuranların Amazon kadınları olduğunu bilmeyen yok. Ünlü Celcius Kütüphanesi’ni taçlandıran ön cephede bulunan dört kadının bilgelik- erdem-zekâ ve bilimi temsil ettiğini bilmem bilir miydiniz?
“Kadının Kenti Efes Selçuk”un bugünkü belediye başkanının bir kadın olması, belediyenin kent belleği merkezi ile kentin tarihine ışık tutması, süreli ve kalıcı sergi salonlarıyla kente gelenleri kentle ilgili bilgilendiriyor olması Selçuk’a olan ilgimi ve saygımı arttırdı doğrusu. Kent, kent olur da kent belleğine sahip olmaz mı hiç? Maalesef İzmir’in sadece Torbalı, Ödemiş, Tire, Bornova ve Balçova ilçelerinde var kent belleği. Bir de Apikam’da… Kemalpaşa ve Menemen ilçeleri de yanılmıyorsam böylesi bir çaba içindeler.
Efes Selçuk’un Kent Belleği Merkezi; Türkiye’ye göç etmiş Türklerin, Müslüman Makedonların, Pomakların ve Bulgarların, Boşnakları, Girit- Selanik göçerlerini tanıma, anlama ve anlatma çabasına karşılık geliyor. Genç Tarihçi Tolga Mert böyle diyor.
APAYRI BİR DÜNYA
Bu satırları okuyan herkesin Karşıyaka’da, Konak’ta, Buca’da ve Karabağlar’da neden böylesi merkezlerin olmadığını sorgulamalarını diliyorum. Daha da doğrusu, belediyesi olan/ tarihçisi olan her ilçe mutlaka birer kent belleği ya da kent müzesi kurmalı. Selçuk’ta büyük bir devlet hastanesi neden yok acaba, diye düşünmeden edemiyor insan…
5 doğal gölü ve kuş çeşitliliği ile dikkat çeken Selçuk’ta üniversitelerin arkeoloji, sanat tarihi ve zooloji bölümlerini açmasında sayısız yarar var.
Eski adıyla Ayasuluk olan Selçuk, 1304 yılında Aydınoğulları Beyliği’nin eline geçmiş, 1426’da da Osmanlı Devleti topraklarına katılmış. Düşman işgalinden kurtuluşu ise 8 Eylül 1922. 8- 9 kilometre uzaktaki köyü olmasına karşın, coğrafyasıyla/ tarihiyle/ matematik köyüyle ve Nişanyan hotelleriyle apayrı bir öneme sahip Şirince Köyü ve ‘Benden Selam Söyle Anadolu’ya romanıyla Dido Sotiriyu ya da bu sayfada yer vermek mümkündü ama sığmaz ki… Şirince ayrı bir dünya! Şirince’yi 1980’de keşfetmiş, 1984’te ise yerleşmiş olan Müjde Tönbekici’yi anlatmak ayrı bir yazı konusu çünkü…
Uzun lâfın kısası, Efes Selçuk’u görün bence. Vuslatı anlatan bir romana, belki de Amazon kadınları anlatan bir şiire imza atabilirsiniz. Kim bilir belki de Herodot’la laflayan/ laklaklayan leyleklerin muhabbetine tanıklık eden bir fabl’a imza atabilirsiniz.