Farklı etnik grupların barış içinde iç içe yaşadığı Malmö benzeri bir kent Karşıyaka
Tarih profesörleri Engin Berber ve Erkan Serçe’nin ifadesiyle Karşıyaka, ‘Topografyası ve nitelikli insan varlığıyla İzmir’in en güzel ilçelerinden biri.’
1870’lere kadar İzmirli avcıların çulluk vurmak için gittikleri bir av sahası olan Karşıyaka, Gediz Deltası ile Bornova Ovası arasındaki küçük kıyı düzlüğü üzerinde; kuzeyinden Yamanlar Dağı, güneyinden İzmir Körfezi’nin çevrelediği büyük bir yerleşim merkezi.
4 Aralık 1929’da nahiye olmuş. 4 Mart 1954’te de ilçe…
1990 başlarından itibaren Karşıyaka’ya bağlı Çiğli ve Bayraklı’nın ayrılarak birer ilçe haline getirilmesi tartışılmaya başlanınca bilindiği gibi 27 Mayıs 1992’de çıkarılan 3806 sayılı yasayla Çiğli kuruldu. 7 Mart 2008’de de Bayraklı ilçe oldu. Bu değişiklikle küçülen Karşıyaka; nüfus bakımından Konak, Karabağlar, Buca ve Bornova’dan sonra beşinci büyük ilçe durumuna düşmüş oldu.
İzmir’de Kurtuluş Savaşı’na kadar Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, İngiliz, Fransız ve İtalyan görevliler nüfus olarak Müslümanlardan daha çoktu.
İzmir’e bugün ‘Gâvur İzmir’ denilmesi bundan olsa gerek…
Eski adı Kordelya (Cordelio) olan Karşıyaka, araştırmacı-yazar Yaşar Aksoy’a göre Fransızca ‘Arslan yürek’ anlamına gelen Coeur de Lion’dan geliyor. Malum, Üçüncü Haçlı Seferi’nde Arslan Yürekli Richard’ın ordusu Karşıyaka’da konaklamış ama bu bilginin doğruluğu da kanıtlanmış değil. Bu duruma göre Kordelya’yı kullanmak pek mantıklı görünmüyor.
SOĞUKKUYU
Soğukkuyu’da 2020 yılında yapılan Özgül Armağan Çağlayan’ın eseri olan anıtın altındaki kitabedeki yazı tarihi gerçekleri sergiliyor gibi. “Kurtuluşundan önce mahalle adlarının hemen hepsi Rumca olan İzmir (Smyrna) şehrinde yalnız Türklerin yaşadığı ve yalnız Türkçe konuşulduğu, Türkçe adı Soğukkuyu; Tüm göçleri içinde özümseyerek Batı’ya dönmüş tek vücut.’’
Bu anıt, ilçemizin ilk belediye reisi olan Çömezzade Hacı Mehmet Efendi tarafından 1874’te inşa edilen Soğukkuyu Camisi’nin hemen önüne düşüyor.
Bir ikinci önemli cami de buraya çok yakın olan Zübeyde Hanım Caddesi üzerindeki Hacı Osman Paşa Camisi. (Ferik Osman Paşa) Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın mezarı burada bulunuyor.
Soğukkuyu, Karşıyaka’nın Türkler’i ve Türkçe’yi anımsatan bölgesi…
1888 yılına ait bir belgeden Karşıyaka’da 100 hanede 360 Ermeni’nin yaşadığını öğreniyoruz. Karşıyaka Ermenileri, o yıllarda bir mezarlığa sahip olmadıklarından cenazelerini İzmir’e götürmek zorunda kalıyorlarmış. 1920 yılı ortalarında ilçede 200’ü Donanmacı Mahallesi, 800’ü Alaybey, 150’si Bahriye ve 50’si Naldöken’de olmak üzere toplam 1200 Ermeni yaşamaktaymış.
1904 Mayıs’ında ilçe sınırları içinde 642 Rum, 250 Gregoryen Ermeni, 25 Ermeni Katolik, 160 Levanten ve 15 Protestan olmak üzere toplam 1092 aile oturmakta.
1906’da yapılan bir sayımda ilçe ve civarı nüfusunun 9 bini Müslüman, 1500’ü Hıristiyan olmak üzere 10 bin 500 kişi, bina sayısının 2706’sı Müslümanlara, 600’ü Hıristiyanlara ait olmak üzere 3306 olduğu saptanmış.
Kısaca, farklı etnik grupların barış içinde iç içe yaşadığı Malmö benzeri bir kent Karşıyaka…
Rumların özellikle Alaybey’e yerleşmesi, bölgenin hem denize kıyısı olmasından hem de Soğukkuyu Tren İstasyonu’na yakın olmasından kaynaklanıyor.
Yalı Caddesi olarak bildiğimiz ilçenin atardamarı olan bölge o günlerde Rıhtım Yolu olarak biniyor. Sahil boyunca bahçeli, rengârenk çiçekli köşklerin yerinde şimdi sadece dört köşk bulunuyor. Alyoti Köşkü (Durmuş Yaşar Köşkü), Penetti Köşkü, Van Der Zee Köşkü, Löhner Köşkü. Tarihçelerini Belediye Başkan Yardımcısı sayın Ahmet Diker’den öğrenebilirsiniz. Karşıyaka tarihine tarihçi gibi önem veren bir araştırmacıdır kendisi.
BOSTANLI
Bostanlı olarak bildiğimiz Papa Scala (Papas) (Papaz İskelesi) (Bostanlı)nın sakinleri, burada balıkçılık yapan yerli Rumlar. Papas adının verilmiş olması, eskiden burada çok sayıda kilisenin bulunmasından…
Sahil bölümüne Deniz Bostanlısı, Nergiz (Tomazo) semtinin bulunduğu bölgeye de Kara Bostanlısı deniliyor.
Adını bostan tarlalarından alan Bostanlı, 9 Eylül 1922’ye kadar bir Ortodoks İlahiyat Merkezi’ymiş. Karşıyaka ile olan ulaşımı da tek atlı tramvaylarla yapılıyormuş o günlerde. Bir diğer ulaşım aracı da ‘Karaço’ denilen iki atın çektiği faytonlar…
Burası, İzmir’in sosyal yaşamı en hareketli adreslerinden… Şimdiki Emlak Bankası Evleri’nin, Vilayetler Evi’nin ve Beşikçioğlu Camisi’nin bulunduğu bölge bir zamanlar bataklık araziydi. Çamlık bölgesi de tifo- tifüs gibi hastalıkların kaynağıydı.
Bostanlı nereden başlıyor diyecek olursanız hemen söyleyelim: Karşıyaka Nikâh Sarayı’ndan… Ta ki Çiğli Arıtma Tesisi bölgesine kadar…
Muhacir nüfusun Rumca, Arnavutça ve Sırpça konuşmaları nedeniyle eski Bostanlı kıraathanelerinde en az üç dilden gazeteler bulunurmuş. Levantenler de kendi gazetelerini getirir, bu şekilde herkesin okumasını sağlarlarmış. En iyi nargile içilen mekânların Bostanlı’da olduğu söylenir. Bilmem doğru bilmem yanlış…
Merkezdeki Ahmet Pendikli Sokak’ta bu kahvelere rastlayabilirsiniz. Nihat Egemen adına yapılan ‘Martılar’ anıtı da bu muhite kimlik katmış. Bostanlı Suat Taşer Sanat Merkezi - Açık Hava Arkeoloji Müzesi, KSK Spor Tarihi Müzesi, Evrensel Çocuk Müzesi ve Eğitim Kampusu (Kampüsü)-Planetaryum, Hamza Rüstem Fotoğraf Evi, Ticaret Tarihi Müzesi, Bilim Müzesi birer Bostanlı/Mavişehir zenginliği olarak gurur veriyor bu kentin yaşlısına gencine…
TARİH SOLUYACAKSINIZ
Besteci, gazeteci, şair ve yazarların adlarının sokaklarda yaşatılması, büstlerinin bulunması ve Zühtü Işıl adına bir meydan düzenlemesi de Karşıyakalıların kadirşinaslığından…
Nergiz’den A. M. Anadolu Lisesi’ne doğru çıktığınızda yolun sonundaki Başçılar Camisi’nin ön cephesinin kimlikli bir meydan özelliği taşıdığına tanık olacaksınız. Mola verip güvercinlere de yem vermeyi unutmayın lütfen. Bu meydanda tarih soluyacaksınız. Düşünenleri ve emek verenleri kutlamak bana farz gibi geliyor.
Bostanlı ve Mavişehir, çok sayıda varsıl/kültürlü İranlı’ya da ev sahipliği yapmakta.
LEVANTENLER
Gelelim 19. Yüzyıl’ın ikinci yarısında Karşıyaka’ya yerleşen Levantenlere…
Levanten; Yakındoğu’da uzunca süre kalıp oralara yerleşen, evlenerek soyu karışmış Avrupalı insanları anlatan Fransızca bir sözcük. Yatırım ve ticaret amacıyla İstanbul ve İzmir’e yerleşen/Osmanlı tabiyetine girmiş İngiliz, Fransız ve İtalyanlar…
İlçenin en zengin topluluğu… Köşklerinde İzmirli ya da Adalı Rum hizmetçi ve dadılar çalıştırdıkları için anlaşma dili Rumca…
İlçenin varsıl ve köklü ailelerinin başlıcaları: Harikiopuloslar, Granieler, Armaolar, Vanderzeler, Penettiler, Lochnerler…
1950’de büyümeye başlıyor. İç ve dış göçler nedeniyle gecekondulaşma sorunu yaşanıyor. ANAP Hükümetlerinin ardı ardına çıkardığı imar affı yasaları maalesef gecekondulaşmayı teşvik ediyor o günlerde. İmar affı, zaten ülkenin başını ağrıtan en önemli konuların başında geliyor. İlk toplu konut projesi, 1970’lerde Emlak ve Kredi Bankası’nın Deniz Bostanlısı’nda inşa ettiği 300 Dubleks Konut… İlginin çok olması üzerine üst gelir grupları için de Atakent’te Venedik Evleri yapılıyor.
1995 SEL FACİASI
Bellekleri tazelemek adına 3-4 Kasım 1995’i de anmış olalım bu arada… 61 kişinin yaşamını yitirdiği, 322 binanın yıkıldığı o sel faciasını… Ölenleri çoğu da tahmin edilebileceği gibi dere yatakları üzerinde inşa edilen gecekondu sahipleriydi.
Karşıyaka deyince çok kişinin aklına hemen Latife Hanım Köşkü gelir. Kemalpaşa Caddesi de iskeleyle metro istasyonu arasındaki bağlantıyı sağlayan en önemli cadde olması anlamında kentin adeta kalbidir. Girne Bulvarı ona keza…
Karşıyaka’da açılmış en ünlü okul Notre Dame de Sion Kız Okulu. İzmir Kız Muallim Mektebi, Sağır, Dilsiz ve Körler Mektebi, Karşıyaka Lisesi ve iskelenin karşısındaki Karşıyaka Halkevi de Karşıyaka’nın simge eğitim merkezlerinden…
18 Mayıs 1961’de hizmete giren Hoca Mithat Halk Kütüphanesi, bugün hizmet vermeye devam ediyor. Belediyenin son yıllarda İsmail Hakkı Tonguç, Homeros, Cihat Kora, Veli Lök adına açtığı kütüphaneler de öğrenci gençliğin önemli bir eksiğini gideriyor.
Mehmet Atilla Kitaplığı’nda ise bir buçuk yıldan bu yana devam eden bilim-sanat-eğitim-edebiyat konulu söyleşiler, belediyenin yüzünü ağartan bir başka kültür hizmeti…
GELELİM SPORA
Karşıyakaspor’un yanı sıra Gode Cengiz adı da unutulmaz bir isim olarak yaşıyor bu topraklarda. KSK deyince Durmuş Yaşar ve Selçuk Yaşar isimlerini anmak farz oluyor.
Şaka bir yana, Karşıyaka Spor Kulübü İzmir’in 1 Kasım 1912 yılında kurulan ilk spor kulübü.
1906 yılında kurulan Karşıyaka İdman ve Müzik Kulübü adındaki sivil toplum örgütünün bunda önemli bir rolü vardır herhalde.
Karşıyaka’nın en eski parklarından olan Osmanbey Parkı’na gidip oturduğumda aklıma gelen tek isim, parkın önündeki otobüs durağına adı verilen Tarık Dursun K. oluyor.
Her 8 Mart’ta da illâ evime çok yakın olan 8 Mart Parkı’na gidip oturur, gelen geçen/tanıdık tanımadık kadınların gününü kutlarım.
Zaman zaman da sahildeki İnsan Hakları Park ve Anıtı’na gidip orada adı yazılı olanları anarım saygıyla…
İKİNCİ EL PAZARI
Yeni Girne Bulvarı üzerindeki Mülki İdareciler Anıtı, Atakent’teki Şehit Diplomatlar Anıtı, Uçan Yunuslar Anıtı’nı da fırsat bulursanız gidip görün. Ayda bir Bostanlı Pazarı’nda kurulan ikinci el pazarını ziyaret etmeyi de ihmal etmeyin.
Nisan ayında düzenlenen Uluslararası Çocuk Şenliği’ne de zaman ayıracak olursanız mutlu saatler yaşayacağınızı söyleyebilirim.
Sahi…
Osman Nuri Koçtürk (Tarhana Osman), Attilâ İlhan, Dinçer Sezgin, Özdemir Nutku, Hüseyin Yurttaş, Hidayet Karakuş, Veysel Çolak, Erkin Usman, genç yaşta yitirdiğimiz belediyenin basın danışmanı/gazeteci Sedat Sözer gibi değerlere ev sahipliği yapmış olan Karşıyaka’da yaşıyor olmak bir şans…
Nostalji olsun diye bir başka konu…
1867 sokağa Tasvir, 1836 Sokağa Müsavat, 1710 Sokağa Rayegân Sokağı denildiği günleri de anımsamış olalım.
Sahi…
19 Aralık 1912’nin ( 19.12.1912) Dünya Karşıyakalılar Günü olarak kutlandığını da biliyor muydunuz?
Patlak: ''Atatürk'ün 9 Eylül 1922'den bir gün sonra 10 Eylül gecesi Karşıyaka'da konakladığı ev, bugün sahildeki 380 numaralı Çağlayan Apartmanı'dır. İplikçizade İsmail Bey'in köşküydü o zamanlar. BİLİYOR MUYDUNUZ?''