50 kişilik ekiple dokuz yıldır Tiyatro Durağı’nda seyirciyle buluştuklarını belirten oyuncu, yazar Umut Şeddadi, “Hayalimiz, İzmir’de tiyatroyu kentin kalbine yerleştirmek” diyor

Üç kişi, tiyatro herkesin uğrayabileceği bir durak olsun fikriyle yola çıkar. Bu yolda 50 kişilik bir ekibe ulaşır. Her gün binlerce insanın adım attığı, yüzlerce yıllık bir geçmişin izlerini taşıyan İzmir’in kalbi Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda cesaretle, kendi imkanlarıyla sahnelerini açarlar. Karşıyaka’da Boyoz Akademi Sanat Merkezi’nde de oyunlarını seyirciyle buluşturan Tiyatro Durağı, polisiye, psikolojik gerilimle çevrili oyunlarıyla dikkat çeker. Tiyatro Durağı oyuncusu, yazarı Umut Şeddadi ile Dokuz Eylül Gazetesi okurları için röportaj yaptım.

Dokuz yıl öncesine gidelim, Tiyatro Durağı hangi ilkelerle, kimlerin öncülüğünde kuruldu? Ekibinizden bahsedelim.

Dokuz yıl önce Tiyatro Durağı’nı kurarken aslında elimizde ne büyük bir sermaye ne de hazır bir yol haritası vardı. Tek sermayemiz, tiyatroya duyduğumuz inatçı sevgi ve sahneye olan inancımızdı. “Tiyatro, herkesin uğrayabileceği bir durak olsun” fikriyle yola çıktık. Ben, eşim Esra Kocabaş ve kardeşim Anıl Şeddadi ile adımları attık. Şimdi ise 50 kişilik bir ekibimiz mevcut.

N E S L İ H A N7

Tiyatro Durağı kurulduğundan bu yana hangi oyunları sahneledi?

Aslında çıkıntının üzerinde hikayelerimi anlatmak için başladığımız bir serüven Tiyatro Durağı... Sahneye konulanacak metni var etmek, seyirciye yazdığım dünyayı sunmak şu aşamada çok daha cazip geliyor. Üretken olduğumuz dönem devam ettikçe bunu sürdürmeyi düşünüyoruz. Bu yüzden benim kalemimden çıkan oyunları sahneliyoruz. 12 yetişkin, 23 çocuk, 1 doğaçlama format aktif olarak oynuyoruz.

Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda seyirciyle buluşurken yaşadığınız avantajlar ve dezavantajlar nelerdir?

Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda seyirciyle buluşmanın en büyük avantajı, şehrin kalbinde olmak. Her gün binlerce insanın adım attığı, yüzlerce yıllık bir geçmişin izlerini taşıyan o sokaklarda tiyatro yapmak bize büyük bir canlılık veriyor. Seyirci sahneye gelirken aslında bir alışveriş yolculuğundan, bir kahve molasından, gündelik hayatın içinden geçerek bize ulaşıyor. Bu da tiyatroyu steril bir alan olmaktan çıkarıp hayatın tam ortasına koyuyor. Mekânın kendisi bile oyuna eşlik eden bir dekor gibi çalışıyor.

Dezavantajı ise aynı şeyden doğuyor; kalabalık, gürültü, karmaşa… Bazen prova yaparken çarşının uğultusu sahneye karışıyor, bazen teknik açıdan zorlayıcı olabiliyor. Ama biz bunu bir eksiklik olarak değil, sahnenin ruhunu besleyen bir unsur olarak görmeye çalışıyoruz. Çünkü Kemeraltı’nda tiyatro yapmak demek; şehrin nabzını tutmak demek. Ve biz o nabzın tam ortasında olmaktan mutluyuz.

N E S L İ H A N5

Sanatın tiyatro dalı dışında da çalışmalarınız oluyor. Sinema da Tiyatro Durağı’nın tutkuları arasında. Çektiğiniz filmlerden bahseder misiniz? Filmler izleyiciyle nasıl buluşuyor?

Uzun metraj sinema filmi hedefimiz var. Bugüne kadar iki kısa film çektik. İlk filmimiz festival sürecinden 20 ödülle döndü. Dilerseniz Youtube sayfamızda izleyebilirsiniz "Azap" filmimizi. İkinci kısa filmimiz "Gerçek"in henüz festival süreci başlamadı. Onun içinde ayrıca heyecanlıyız. Ve youtube sayfamızda "Kabullenme" isminde sekiz bölümlük psikolojik hastalıkları işlediğimiz dizimiz başlayacak. Hikayelerimizi anlatmak için hem sahneyi hem kamerayı kullanıyoruz.

Yeni sezonda seyirciyle buluşacağınız oyunlara değinelim.

Hem daha önce ilgi görmüş oyunlarımızı yeniden sahneleyeceğiz: “Tanrı Misafiri”, “Aşkta Galip Yoktur”, “Manifesto”, “Kusursuz”, “Kankaranlık”, “Kadere45”. Atölye ekibimizin oynadığı oyunlarda olacak: “Kızım Nerede?”, “Emlaktan Baba”, “Skeç Turnuvası”. Hem de yepyeni projelerle sahneye çıkacağız. Özellikle distopik bir oyuna hazırlanıyoruz. Prodüksiyonlu bir yapım "Şeytani Distopya" için heyecanlıyız. Ayrıca üç tane daha dram oyunu çalışıyoruz. “Büyücünün Ölümü”, “Sensizlik” ve “Hezeyan”. Bunlar yine bizim tarzımızda ters köşeli metinler. Bunun yanında çocuk seyirciler için interaktif bir tiyatro projemiz var, çocukların sahneyle doğrudan bağ kurabileceği, klasik tiyatro alışkanlıklarını kıran bir yapıda olacak. 23 farklı çocuk oyunumuz devam edecek yeni sezonda. Son olarak dijital projelerimiz de sürüyor, Tiyatro Durağı artık sadece sahnede değil ekranda da varlığını sürdürecek. Kısacası, seyircimizi tek bir dünyada tutmak istemiyoruz; hem sahnede hem ekranda, hem güldüren hem düşündüren, çok katmanlı bir yolculuk onları bekliyor.

N E S L İ H A N3

Tiyatro Durağı’nın tiyatro ve İzmir üzerine hayali nedir?

Bizim hayalimiz, İzmir’de tiyatronun sadece sahnede değil, kentin gündelik hayatında da var olması. İnsanların bir kafede otururken, bir sokaktan geçerken ya da bir vapura binerken bile tiyatroyla karşılaşabileceği bir şehir düşünüyoruz. Tiyatro Durağı olarak İzmir’de hayalimiz, sahneyi duvarların arasından çıkarıp kentin damarlarına taşımak.

İzmir’in özgür ruhu, eleştirel bakışı ve neşesi var; biz bu şehri sahnede bir ayna gibi göstermek istiyoruz. Kentle beraber büyüyen, İzmir’in tarihini, bugünün sorunlarını ve hayallerini sahneye taşıyan bir tiyatro… Hayalimiz, İzmir’de tiyatronun bir lüks ya da etkinlik değil, yaşamın doğal bir parçası olması. Kısacası, tiyatroyu kentin kalbine yerleştirmek.

N E S L İ H A N1

KEMERALTI’NDA SAHNE

Tarihi Kemeraltı Çarşısı ve Boyoz Akademi Sanat Merkezi; iki çarşıda seyirciyle buluşuyorsunuz. Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda tiyatro sahneleme fikri nasıl doğdu?

Evet eksikleri fazla ama çok sıcak ruhu olan tarihi bir binadayız. Bizim için çok değerli çünkü çivisine kadar kendi imkanlarımızla yapmaya çalışıyoruz. Üretim açısından bakarsak, en büyük katkısı özgürlük. Bir oyunu takvime yetiştirmek için değil, gerçekten hazır olduğunda sahneleme şansımız var. Deney yapabiliyoruz, risk alabiliyoruz. Başka bir sahnede bu kadar rahat olamazdık. Ayrıca sürekli aynı mekânda seyirciyle buluşmak, bizle onların arasında bir aidiyet duygusu oluşturuyor. Seyirci, sadece oyunu değil, mekânı da sahipleniyor. İlk alan aradığımızda burada tiyatro olmaz diye çok söylendi. Biz cesaret edip sahneyi oluşturduk. Bizden sonra birçok tiyatro ekibi de Kemeraltı’nda sahne açtılar. Kemeraltı tamamen tiyatro alanı olma yolunda ilerliyor.

PSİKOLOJİK GERİLİM

Psikolojik gerilim üzerine kurulu oyunlarınıza ülkemiz seyircisinin ilgisi nasıl?

Bizim ağrlıkla oyunlarımız absürt komedi üzerine. Güldürmekten çok keyif alıyoruz ekip olarak. “Kusursuz Cinayet Nasıl Olur” oyunu ile ilk psikolojik gerilim oyunumuzu yaptık ve geri dönüşleri oyunun ters köşesi seyircinin çok ilgisini çekti. Daha sonra bununla ilgili çalışmalarımızı büyüttük. Daha geniş çaplı oyunlar ve dijital dizi formatı yapmak üzereyiz psikolojik gerilim üzerine. Aslında kendi tarzımızı da bulmuş olduk.