Kokuşmuş etler yedirdiler, zehirlendi askerler!
Mülki Amir Vali Bey de psikologluğa soyundu "etkilenmişler birbirinden" dedi.
Tam 27 gün...
27 günde 4 zehirlenme Manisa’da konuşlu birliklerde.
Ambulanslar yetişemedi.
"Adli" değil "Adi Vaka" olarak hastane kayıtlarına geçen zehirlenmeler!
Binlerce askerin iç burkan görüntüleri…
Ve o askerlerin, yedikleri zehirli yemekten şikayet edenlerin -kışlaya dönünce dayaktan geçirilecekleri- feryatları.
Bu birliklerin özelleştirilen yemek işini alan -zenginleşme öyküsü neredeyse tefrikalaşan- yandaş firmaya (sözleşmesi feshedildi) ait haberler!
Manisa’daki zehirlenmelere yer veren internet sitelerinin tamamına da getirilen erişim engeli(!)
Haber kanallarında da harem hayatı, penguen, yandaş konuklar…
***
İlgili bakan, hadiseyi depreme bağlarken, iktidar yakını gazeteler de manşet atıyor; "Karavanada FETÖ zehiri mi?"
"Sabotaj", "Kumpas" teorileri…
Sonra…
Bir öğreniyoruz ki, bu arada Katar'a 5000 ton, 71 uçak dolusu gıda yardımı yapmışız(!)
Deneyimli Gazeteci-Yazar Mine G.Kırıkkanat da haklı olarak soruyor tweetiyle: "Parasını kim ödedi? Katar bize hiç bedava doğal gaz yardımı yaptı mı?"
***
Sabiha Gökçen’in hatıratındandır:
Askeri birlikleri teftişlerimiz sırasında Atatürk bazen 5-10 dakika yemeğe başlamaz, yaveri gelip kulağına birşeyler söyledikten sonra ‘afiyet olsun’ der yemeğe başlardık.
Bir gün bunun nedenini sorunca 'sen karışma yemeğini ye!'
Çok merak ettiştim. Yaverin yanına gittim "Sen Paşa’nın kulağına ne diyorsun da biz yemeğe başlıyoruz" dedim.Yaver o anda bana gözlerimi yaşartan şu yanıtı verdi:
"Birlikteki tüm Mehmetçikler yemeğini yedi.
Artık yemeğe başlayabilirsiniz Paşam!"
Peki Mehmetçik’e bugün ne yapıyoruz?
Ne yapacağız?
Mecliste araştırma önergesini reddediyoruz.
Katar’a "iyi bakıyoruz", askerimizi de karavanasıyla zehirliyoruz!
Kokuşmuş düzen işte!