Korktuğum gerçekleşti ve Kurban Bayramının da etkisiyle Kovid patladı, belki de en başından bu yana en hızlı pik yaşanıyor. Birçok kişi yeniden aşılanmayı seçerken, kimileri de “Olmalı mı, olmamalı mı?” veya “Hangisini olmalı?” diye soruyor ve bu soruların yanıtı sıklıkla kolay değil. Basite indirgeyerek durumu özetlemeye çalışacak ve önerilerde bulunacağım.

SORUN: BA.5
Hala Kovid-19 diyoruz ama virüs o kadar mutasyona uğrayıp, değişti ve evcilleşti ki artık yepyeni bir virüs. Omicron varyantını Kovid-21; yeni BA.4 ve BA.5 alt varyantlarını ise Kovid-22 olarak adlandırmak daha doğru olabilir. Dokuz Eylül Üniversitesi Pandemi Laboratuvarı Sorumlusu Prof. Dr. Arzu Sayıner’den 5 gün önce aldığım bilgilere göre, Türkiye'de BA.5 alt varyantı %60'lara ulaşmış durumdaydı; hızla yükselen bu oranın kısa sürede yüzde 100’e çıkması bekleniyor ve bugünlerde laboratuvara gelen örneklerin yaklaşık yarısı pozitif çıkıyor.

Yaşadığımız sorunların kaynağı BA.5’in bir ‘çok kötü’, bir ‘kötü’, bir de ‘iyi’ yönü var. Çok kötü yönü, bulaştırıcılık düzeyinin daha da yükselmesi ve en bulaşıcı enfeksiyon olan kızamık düzeyine erişmiş olması. Bu nedenle yaz koşulları, aşı, maske, mesafe dinlemeden bulaşıyor ve hızla yayılıyor. Aşılara direncin daha da artması kötü, klinik tablonun hafif ve kısa sürmesi ise iyi yönleri.

Son günlerde gözlediğim kadarıyla BA.5’in yol açtığı enfeksiyon, 38-38,5 civarı ateş, boğaz ve kas ağrısı ile başlıyor, bulgular parasetamol ile hafifliyor, hastalar ikinci gün iyi, üçüncü gün daha da iyi hissediyor. Bu tabloda önceden uygulanmış aşıların ve geçirilmiş enfeksiyonların rolleri de olabilir.

İLK GÜN PCR NEGATİF ÇIKABİLİR
Prof. Sayıner
 bugünlerde bu tipik bulguları gösteren hastaların PCR testleri negatif bile olsa Kovid olarak kabul edilmeleri gerektiğini söyledi. Buna katılıyorum, çünkü bu klinik bulgulara karşın, PCR testi negatif çıkan bir yakınıma, iki gün sonra hızlı tanı testi uyguladım ve pozitif çıktı; birkaç ay önce bende ve eşimde de benzer durum yaşanmıştı. Prof. Sayıner, BA.5 enfeksiyonunun önce boğazda yayılıp, ardından buruna geçtiğini; pamuklu çubukla örnek alınırken, önce boğaz sürüntüsünün alınıp, ardından aynı çubukla her iki burun deliğinden örnek alınması gerektiğine ilişkin yayınlar bulunduğunu söyledi; ayrıca tüm Türkiye’de uygulanan PCR testinde de bazı sorunlar varmış. Enfeksiyonun yayılmasında pozitif olmasına karşın, negatif tanı alan veya “sizde gerek yok” denip, test uygulanmayan hastalar da rol oynuyor, sanırım. Tanıdaki sorunları hastane ortamına girmeden çözen iyi hızlı tanı testleri, çok pratik ve yararlı.

ÇELİŞKİLER VE ÖNERİLER
Şu an çok büyük bir çelişki yaşıyoruz… Virüs çok daha az bulaşıcı, aşılar çok daha etkiliyken, evlerde hapistik; şu anda ise enfeksiyon çok daha bulaşıcı ve aşılar korumuyor, ama son derece özgürüz; ne maske ne de mesafe… Omicron’a karşı ‘Sürü bağışıklığı’ yolunda hızla ilerliyoruz…Mevcut aşıların BA.5 alt varyantına etkisi kısıtlı olduğundan, bu dönemde maske ve mesafeye uymak daha önemli. Kapalı alanlarda ve taşıtlarda maske kullanmakta, risk arttığında ikinci maskeyi takmakta yarar var.

Araştırmalar, aşıların enfeksiyon gelişimini önleyemese bile, Omicron enfeksiyonunun daha da hafif geçmesini sağladığını gösteriyor. Elimizdeki aşılardan BioNTech’in koruyuculuğu daha fazla ve uzun süreli olsa da ciddi yan etkiler, Sinovac’a oranla daha sık gözlenebiliyor. Prof. Dr. Erhan Eser ve Prof. Dr. Sinem Akçalı önderliğindeki ekibin Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nde yaptıkları çok başarılı araştırmada, Omicron varyantına karşı koruyucu, en başarılı aşılama şeması 3 doz BioNTech olarak bulundu; güvendiğim enfeksiyon hocalarım da aynı görüşte. Ancak birçok romatolog, nörolog, kardiyolog dostum BioNTech’in ciddi yan etkilerini vurguluyor. Yüksek koruyuculuğu önemseyenlerin BioNTech’i, yüksek güvenliğe öncelik verenlerin Sinovac’ı tercih etmeleri önerilebilir. Otoimmun hastalığı olanlarda Sinovac, bağışıklığı baskılanmış hastalarda BioNTech tercih edilmeli. Tam aşılı olmayanların aşılarını tamamlamaları gerek. 60 yaşın üzerindekiler ve riskli hastalar başta olmak üzere, son 6 ayda enfeksiyon geçirmeyenlerin veya tekrar doz uygulamayanların aşılanmalarında yarar var. 50 yaşın altındaki risk taşımayanların yeni çıkacak daha etkin aşıyı beklemeleri de mantıklı bir yaklaşım. Umarım kafanızı karıştırmamışımdır, ama tablo eskisi gibi net değil.