“İnandılar, dövüştüler, öldüler.

Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz.”

Karanlığa karşı dövüşenlerin gerçekleştirdiği devrimin askeriydi Yedeksubay Kubilay! Aydınlanmanın savaşçısı olduğu için Cumhuriyet karşıtlarınca kahpece katledildi kahraman bekçiler Hasan ve Şevki beylerle... İşte Büyük Önder Atatürk’ün Türk Silahlı Kuvvetleri'ne gönderdiği taziye mesajı herşeyi özetliyor; “Kubilay Bey şehit edilirken, mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında, ahaliden bazılarının onlara alkışla destekte bulunmaları, bütün Cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadisedir.”

***

“Menemen Olayı” değildir Kubilay ve bekçiler Hasan ve Şevki Bey’lerin katli. “Kubilay Olayı”dır!. Bu şekilde anılması doğrudur! Bir kez daha; Cumhuriyete, devrim ve ilkelerine karşı başkaldıran hilafetçi yobazların işidir! Tarihçi Yazar dostumuz Sinan Meydan’ın tespiti bu noktada ne kadar doğru; “Menemen'de sadece genç öğretmen Asteğmen Kubilay'ın değil, onun şahsında aslında Atatürk'ün kurduğu Lâik Cumhuriyet'in boğazı kesilmek istendi. Tarikat, cemaat bataklığı kurutulmadıkça Lâik Cumhuriyet'in boğazını kesmek isteyen yeni Derviş Mehmetler yetişmeye devam edecektir.’’

Sonrasında Maraş-Çorum katliamlarında, Madımak'ta da karşımıza çıkmadılar mı? Bu coğrafyada çağdaş, güçlü üniter Türkiye'yi hep engellemeye kalkışmadılar mı? O bataklıkta yetişen, iktidarın yol vermesiyle devleti ele geçiren dinci faşist FETÖ de, 15 Temmuz’da 96 yıllık Cumhuriyet'in “boğazını kesmek” istemedi mi? Hep kandan beslendiler, hep kandan!

***

89 yıl geçmiş o kara kapkara günden bu yana. Ülkemizde dini kullanan, mezhepçi tarikatlara yol veren siyaset iklim, kutuplaşma söz konusu. Bilime, akıla, sanata düşman zihniyet etkili. Bakın son ayların haber başlıklarına:

“Bürokraside yeni makbul tarikat; Menzilciler!’’

“Tarikat şeyhinin elini öpen Adalet Bakanı.”

“Kırıkkale’de İstiklal Marşı Arapça okundu.’’

“Arapça’nın kutsallığını fetvalayan Dekan.’’

“Herşey bitmiş de, düşük bel pantolona takmış müftü.’’

(Keşke o pantolan kadar, öldürülen kadınlar tecavüze uğrayan çocuklar için de ses verilse...)

“Suriye merkezli Haznevi tarikatı Gaziantep’te devasa külliye yaptırıyor.’’

“Dini referanslarla muhasebe tebliği’’

“Akit’in Cumhuriyet ‘i bombalayalım talebi’’

“Fetva ile tıbbi tedavi’’

Ve AKP yöneticisinin hepimizle doğrudan dalga geçen cümlesi; “Bizim geleneğimizde dini gruplar devlete yaklaştırılmaz!”

Hâlâ dini kullanan, mezhepçi tarikatlara yol veren siyaset iklim söz konusu. Hâlâ bilime, akıla, sanata düşman ayrıştıran zihniyet etkili.

***

Kubilay’ın o rötuşlu vesikalığını gördüğümde hep düşünürüm; “Cumhuriyet devrim ve ilkelerine inancı! Umudu. Direnmeyi. Aydınlanmayı. Hoşgörüyü, inancı, insan onurunu, sevgiyi, barıştan yana olmayı..."

Bu ülkede Kubilaylar tükenmez!

“Türkiye’nin En Büyük Değeri’’ Mustafa Kemâl Atatürk ve silah arkadaşlarını, O’nun askeri Kubilay’ı, Hasan ve Şevki Beyler’i, bu ülke için canını veren tüm şehitlerimizi yüzüncü doğum yılında tiyatro ustası Şair Ozan Suat Taşer’in “Sendendir Atatürk’’ şiiriyle -saygı ve minnetle-anıyorum:

“Bugün yaşıyorsam, güler yüzle emin/ Tertemiz gökler altında, Dağlarım, denizlerimle dost/ Toprağımda dolaşıyorsam, ümitli, memnun ve rahat/ Gecem gündüzüm hürse, damarlarımda kanım/

Tenler içinde canım, korkusuz yürürse/ Bulutlarımdan gözyaşı yerine, rahmet dökülürse/ Ekmeğim, suyum tatlı, toprağım da, türküm de bereketli/ Rüzgârlarım alabildiğine hürriyetli ise/ Bacamda tütünüm tütüyor/ Ölülerim huzur içinde yatıyor/ Ağacım dal sürüyor, boy atıyorsa/ Keyfimce gülüyor, keyfimce ağlıyorsam/ Dün yokken, bugün varsam/ Sendendir/ Sendendir Atatürk.”