“Leylim Ley, “Merhaba”, “Karlı Kayın Ormanında”, “Kız Çocuğu”, “Kardeşin Duymaz”, Güneş Topla Benim İçin”, “Yiğidim Aslanım Burda Yatıyor”, “Memik Oğlan”, “Bulut Mu Olsam”,“HoşçaKal Kardeşim Deniz”, “Sevdalı Başım”,”İstanbul’u Dinliyorum”, “Gün Olur Alır Başımı Giderim”, “Saat 4 Yoksun”…

Bu parçaları yazdı, besteledi, söyledi, “Yalnız ve Güzel Ülkem”in en çalkantılı 50 yılında! Marş oldu dillerde her biri!

Yıllar boyu herkes -ben dahil- bu şarkılarla türkülerle büyüdü. Gençliğimiz öğrencilik dönemimiz onun yorumladığı şarkı albümleriyle; onbinleri, yüzbinleri topladığı konserlerle geçti.

Kendi ifadesiyle, o parçalarda ”Darbeler, idamlar, sürgünler, insan hakları ihlalleri ile sarsılan bir ülkede yüreğimizin kanı var. Kimileri cezaevlerinde yazıldı, kimileri yurdumuzdan uzak kalınan yabancı kentlerde.”

***

Zülfü Livaneli... O; müzisyen, besteci, dev bir yorumcu. O şair. O yazar. O, “best seller” romanlar; “Sis”, “Mutluluk”, “Engereğin Gözündeki Kamaşma”, “Leylanın Evi”, “Son Ada”, Serenad”, “Edebiyat Mutluluktur”, “Konstantiniyye Oteli””nin yaratıcısı. 40 dilde yayımlandı o romanlar. O, ödüllü sinema yönetmeni. O, UNICEF Büyükelçisi. O, onurlu bir aydın. O, ilkeli entelektüel. O, barışsever.

Yaşar Kemal’e göre “Çağın Ustası’dır Livaneli. İnsanlığımızın sesidir. Abidin Dino için “çok eskilerden hız alıp çok yenilere ulaşanlar, dünyaya açılanlar, geleceğin kapılarını zorlayanlar arasında, ilk saftadır.”. Yakın dostu Yunan Besteci MikisTheodorakis; “ Yerel müziğin renklerini, tatlarını alıp bunları armonik bir yapıda geliştiriyor. Zülfü’yle aramızda paralellik var.”

Uğur Mumcu; ”Ozanların ozanı Nazım’ın dediği gibi ‘Türküler söylendikçe, Türk diliyle/Seni seviyorum gülüm dendikçe, Türk diliyle ağıtlar yakıldıkça’ böyle Livaneli gibi insanlar hep anılacak.”

“Edebiyatın Cumhurbaşkanı” Doğan Hızlan tespitidir; “Livaneli’nin yurt dışında da tanınan ezgileri, sınırlarımızı aşıp ayrı ırk ayrı dil, ayrı dinden kişilerin de beğeni dağarcıklarında yankılanıyor.”

***

Livaneli Usta ile Bodrum’da bir araya geldik. Sözcü’den sevgili kardeşim Gökmen Ulu’nun -bir kuyumcu titizliğiyle- hazırladığı Müjdat Gezen Belgeseli’nin çekimleri için. Çay eşliğinde ülke gündemini, müzik ortamının şu zor günlerini, anıları, ortak dostları ve son romanı “Balıkçı ve Oğlu”nu konuştuk.

Günümüzde, özellikle ülkemizde “yoksulluğun”  en önemli sorunlardan biri olduğunu, emeğin sömürülmesini, bir yanda da akla ziyan servetlerin birikmesini, öte yanda gıdaya, ilaca, temiz suya erişemeyen kitlelerin sapır sapır kırılmasına “çok üzüldüğünü” anlattı Livaneli. Kaz Dağları, Cerattepe, İkizdere direnişinden, müsilajdan söz etti. Doğayı talan eden bu insafsız kar hırsının mutlaka biteceğine inandığını söyledi. Aklımda kaldı şu iki tümcesi; “Umutsuz olanın atı koşmaz. Mesleğimiz umut bizim!”

***

Sohbette, çok yıllar önce bir anekdotuda aktardım Livaneli Usta’ya. Şöyleydi;

3 Eylül 1988. Thedorakis ve M. Faranduri’yle Efes Antik Tiyatro’da konseri vardı. Ben Günaydın muhabiriyim. O gün karşı binadaki Cumhuriyet’ten Nevit Tokdemir dostum aradı, gelmemi istedi. Gittiğimde Zülfü Livaneli oturuyordu. Nevit, sanatçının uçaktan gece sahnede giyeceği ayakkabılarının bulunduğu valizi unuttuğunu, vaktinin çok kısıtlı olduğunu bildirerek, “Tanıdığın bir ayakkabıcı varsa büroya birkaç model varsa getirir mi?” diye sordu. Ben de Kemeraltı’ndan arkadaşım Ziya Öner’e durumu aktarınca kısa sürede ayakkabılar geldi. Usta da, hiç unutmuyorum; 41 numara üç çift rugan ayakkabıyı aldı. 

Hemen hatırladı, çok hoşuna gitti. Şunu söyledi; “Dost başa, düşman ayağa bakarmış. Sen bunu ‘Dost ayağa da bakarmış’a çevirdin. Bin teşekkür daha, 33 yıl sonra!” 

***

Zülfü Livaneli, “sanatımın ve yaşantımın kökü ülkemdir” diyen, müziğimizi ve bu toprakların özgün sesini dünyaya tanıtan, her türlü olumsuzluğa karşın bu ülkenin yaşanılası bir yer olduğunu, insanının da tükenmediğini savunan bir memleket sevdalısıdır bana göre de!..

“Direncimizi yenileyen, umutları bileyen” müzikal kudretiyle, kalemiyle, duyarlılığıyla, türküler söyleyen dilinize; MERHABA.

MERHABA, “bir kuşaktan bir kuşağa” Zülfü Livaneli.

Her harfi, sevgim ve saygımla dolu; MERHABA!..