Bir Oğuz boyu olan Çepnilerin tarihi, merhum Faruk Sümer tarafından epeyce aydınlatılmıştır. Sümer’e göre, Çepniler, Anadolu’nun fethine, Türkleşmesi ve İslamlaşmasında önemli rol oynamıştır

Çepniler, Rumkale, Aydın, Manisa, Konya, Giresun, Kürtün, Vakfıkebir, Maraş, Yozgat, Çukurova, Çorum, Isparta bölgelerine dağılmıştır. Sümer, 16'ncı yüzyılda Anadolu’da 45 kadar yer adının Çepni adını taşıdığını yazar. Ulu Yörük ve Boz Ulus toplulukları arasında Çepnilerin de bulunduğunu belirtir. Çepniler, 1277 yılında Sinop’un ele geçirilmesine yardımcı olmuşlar ve Giresun’a kadar gelmişlerdir. Ordu ve Giresun bölgelerini elinde tutan Hacı Emiroğulları Beyliği bunlar tarafından kurulmuştur.

Haber Kapak Resmi

Şeyh Cüneyt, Anadolu’yu ziyaretinde Çepnilerden epey taraftar toplamıştır. Trabzon Rum İmparatoru 1380 yılında bunların üzerine bir askeri sefer düzenlemek zorunda kalmıştır. Sümer’e göre Canik bölgesi halkının önemli kısmı Çepni’dir. Trabzon Çepnileri, Safevi devletinin hizmetine de girmişlerdir. Kürtün civarının nüfusu da tamamen Çepnilerden oluşmuştur. Faruk Bey, Çepnilerin çoğunun Şii olduğu için İran ile ilişkilerinin mevcut olduğunu, Osmanlı idaresinin Çepnileri, İran lehine casusluk yaptığı gerekçesiyle, 16'ncı yüzyılda takibat altına aldığını ve Doğu Anadolu’daki Osmanlı kalelerinde görevli Çepni kökenli askerleri tasfiye ettiğini yazar. Gerçekten de Osmanlı arşivindeki Çepnilerle ilgili belgeler incelendiği zaman, 1565-1584 yılları arasında Osmanlı idaresinin Çepnileri askeriyeden tasfiye etmeye çalıştığı görülür. Çepni, Laz, Sarılu, Tat, Arap ve çingeneleri, askeriyeden çıkarmaya çabalamaktadır. Bunun nedeni Kızılbaş Harbi'nde (İran ile) özellikle Kürtün’deki Çepnilerin İran’a mütemayil olmaları ve savaşta İran’a destek vermeleri gösterilir. Osmanlı idaresi, Erciş, Kemhis, Ahlat, Bitlis, Hınıs ve Adilcevaz kalelerinde görevli Çepnileri askeriyeden atıp yerleri Rum yiğitlerine vermeye çalışmıştır. Bunun için Revan’dan Bağdat’a, Erzurum’dan Bağdat’a kadarki Osmanlı beylerine emirler gönderilmiştir.

Cepniler

'BÖLÜK' KAVRAMI ONLARDAN

Feridun Emecen, Ordu yöresindeki ‘Bölük’ teriminin eski Çepni beylerinin idari-askeri düzenlemesi olduğunu ve Osmanlılara geçtiğini yazar. Tirebolu, Piraziz, Ünye, Giresun, Kürtün, Trabzon’un art bölgesi, Görele, Tonya bölgelerindeki Çepnilerin rolünü belirtir. 1461 yılında Kürtün beyi Çepni kökenli Melik Ahmed Bey, Bedreme hisarını kâfirlerden almıştır. Giresun, 16'ncı yüzyılın sonuna kadar Çepni vilayetinin merkezi olarak kalmıştır. 15'inci yüzyılda bu bölgelerde Çepni köyleri vardır (Gedikalibeyli köyü gibi). 1515 yılında Görele’nin Oğuz isimli Çepni köyü, Safevilerin etkisiyle dağılmıştır. Emecen, yine, Tirebolu’da Çepni kökenli büyük ailelerin 18'inci ve 19'uncu yüzyıllardaki mevcudiyetine dikkati çeker.

Faruk Sumer

Anadolu’da Mudurnu, Mut, Sart, Uşak, İznik, Edincik, Balıkesir, Bozok Akdağ, Aydın, Soma, Sinop, Kütahya, Ankara, Bozüyük, Manisa Demirci, Doğanhisarı, Sandıklı, Isparta ve Sivas’ta Çepni (bazen Çetni şekline dönüşmüştür) ismini taşıyan köyler mevcuttu. Osmanlı idaresi nazarında, imparatorluğun çöküşüne kadar, Çepniler, ‘Osmanlı idaresine sadakatsiz unsurlar’ arasında görüldüler. Onlar, Osmanlı resmi belgelerinde çoğunlukla eşkıya olarak nitelendirildiler. Bunlarla ilgili resmi terminoloji de zaman içinde değişti.

EŞKIYALIKTAN SİVAS'A SÜRÜLDÜ

1731 tarihli bir belgede Görele’deki bir kısım Çepni, resmi yazışmalarda eşkıya olarak nitelendirildi. 1705 tarihli başka bir belgede Danişmenli kadısı, Çepni cemaati kethüdasının eşkıyalığını İstanbul’a rapor etti. 1915 tarihli bir belgede ise Tire’deki Çepnilerin eşkıyalara yataklık yaptığı gerekçesiyle Sivas’a sürülmesinden söz edilir. Yine 1734 tarihli bir belgede Trabzon Çepnilerinin eşkıyalığından söz edilir. 1574 tarihli bir belgeye göre Malatya’ya bağlı ‘Türkmenlerden Çepni taifesi’ yaylaya giderken yol üzerindeki köylere zarar veriyorlardı. Çepnilerin İran hududunda asker olarak görevlendirilmesi istenmiyordu. 1918 tarihli bir belgede ‘Tahtacı Çepni Yörüğü’ tanımlaması geçer. Yine Bozüyük’e bağlı iki köyden birinin ismi ‘Çerkez Çepni’ iken diğerinin ismi ‘Yörük Çepni’ adını taşır. Osmanlı idaresinin 20'nci yüzyıl başlarında Çepniler için Yörük tanımlaması yaptığı belgelenebiliyor (Çepni adı verilen Yörük).

Unnamed-40

1800'lülerde 'kabile' denmiştir

1839 tarihli bir belgede Tokat’ın Çepni kazasındaki Çepniler için ‘kabile’ tanımlaması yapılmıştır. Hem Osmanlı idaresinin hem de modern tarihçilerin Çepnilerle ilgili olarak kullandıkları terminolojinin zaman için farklılık gösterdiği görülür. Örneğin Feridun Emecen gibi modern tarihçiler bir yerde Türkmen ve Çepnileri eşanlamlı kullanılırken, başka bir yerde 'Çepni ve Türkmen grupları' gibi (s. 389) farklı anlamlarda kullanılmıştır (Bkz. Karadeniz Kıyı Kentleri Tarihi). Merhum Faruk Sümer ise 'Çepniler, Çepni Boyu, Çepni Topluluğu, Çepni Oymakları ve Çepni Türkleri' gibi farklı tanımlamalar yapmıştır.