Evrensel boyutta her alanda yeni bir düzen getirme anlayışı ile geleceklerini ve çıkarlarını korumak isteyen ülkelerin bunu sağlamak için politik yaklaşımlarını daha radikal kararlar alma zorunda bırakmaktadır. İklim değişikliği, çevre, uzayda yeni arayışlar, yapay zeka ve onların kontrol ettiği robotlar, var olan yer altı yer üstü zenginliklerinin yeniden paylaşım planları, tüm bunlara egemen olmak için uygulamaya konulmak istenen politikalar, yönetim anlayışını da etkilemektedir. Neo liberal, sağ-sol anlayışlarının rafa kaldırıldığı siyasette, Avrupa'dan Pasifik'e, Avusturalya'dan Amerika kıtasına kadar “demokrasi” kavramına yeni bir bakış açısı getirilmek istenmektedir. Totaliter rejimlere özenen radikal sağın özellikle Avrupa’daki yükselişi, bunu tetikleyen en önemli faktördür.

***
Küresel bazda bu değişikliklerde başat rol oynamak isteyen ülkeler, ekonomik, silah, su, gıda, din gibi enstrümanları kullanarak bunu sağlamak arayışı içersindedir. Bunu gerçekleştirmenin en kolay yolunun “ÇATIŞMA” ortamları yaratma düşüncesinden hareket ederek dünyanın her tarafında bunu yerleştirme kavgası vermektedirler. Ukrayna'dan Yemen'e, Tayvan'dan Şili, Peru, Kolombiya'ya, Kuzey Kutbu'ndan Güney Afrika'ya kadar bu geniş hitterland'da bu anlayışla hareket etmektedir.

Tüm bu gelişmelerden Türkiye’nin etkilenmemesi söz konusu olamaz. Dünya üzerinde stratejik bir konumda olan Türkiye, üç kıtaya hakim durumu, etnik, mezhep, su ve tarihi gelişim gibi hassas dengeler üzerinde kuruludur. Böyle bir ortamda yurtiçinde düşman yaratarak, ötekileştirerek dış güçlere karşı başarı kazanmak zordur. “QAA VADİS? (nereye)”

Birlik ve beraberlik sözlerini dillerinden düşünmeyenlerin şapkalarını çıkarıp önlerine koyma zamanıdır.