Türkiye’de toplum, birçok konuda olduğu gibi sahipsiz hayvanlar konusunda da ikiye bölünmüş durumda. Hayvanseverler ve hayvanlardan rahatsız olanlar arasındaki tartışmalar tehlikeli boyutlara ulaşabiliyor; yetersiz olan yasa, belediyeleri güç durumda bırakıyor.

Sorunun çözümü için hayvanları seven, evinde ve doğada hayvan besleyen, zorunlu olmadıkça tek bir sahipsiz hayvanın bile öldürülmesine şiddetle karşı çıkan; bunun yanında hayvanların insanlara verebileceği zararları en alt düzeye indirebilmek için kafa yorup, çözüm yolları üreten bilim insanlarına gereksinim var. Farklı alanlarda uzmanlaşmış bu insanların bir arada çalışmaları, ‘Tek Sağlık Anlayışı’nın da temelini oluşturuyor.

Sahipsiz hayvanların yaşadığı sorunların yanında, bu hayvanlar aracılığıyla insanlara bulaşabilen kist hidatik, kuduz gibi enfeksiyon hastalıklarını; insanlara ve diğer hayvanlara verebildikleri diğer olası zararları, İç Hastalıkları ve Psikoloji Uzmanı Veteriner Hekim Prof. Dr. Tamer Dodurka ile ‘Tek Sağlık Anlayışı’ kapsamında, sanal ortamda konuştuk. Tartıştık diyemiyorum, çünkü neredeyse her konuda aynı düşündüğümüz, çıktı ortaya. Saint-Joseph’liler Derneği’nin etkinliği kapsamındaki programda sorunlara çözüm yollarını da aradık… Köpeğimiz Molly de hemcinslerini temsilen havlama hakkını kullandı, toplantı boyunca. Sonuçta, yeni değiştirilen Hayvanları Koruma Kanunu’nun son derece yetersiz kaldığı ve mutlaka değişmesi gerektiği vurgulandı. İnsanları kist hidatik (kistik ekinokokkoz) gibi Türkiye’de sık görülen (yaklaşık 160 kişiden birinde) ve ölümcül olabilen enfeksiyonlardan koruyabilmek için, sahipsiz köpeklere ayda bir antiparaziter ilaçlı mama verilmesinin gerektiği; bu uygulama henüz yapılmadığından, kulakları işaretli sahipsiz köpeklerin bu enfeksiyonları bulaştırabilecekleri yönünde halkın aydınlatılmasının yararlı olacağı dile getirildi. Bu amaçlar doğrultusunda, veteriner hekimler, tıp doktorları, hayvansever dernekleri ve bakanlıklar arasında işbirliği şart.

Toplantıda “Gelişmiş ülkelerde durum nasıl?” sorusu ile karşılaşınca, ‘gelişmiş ülke’ dendiğinde ilk akla gelen ABD örneğini verdim: “ABD’de sahipsiz köpekler toplanır, kısa bir süre sahiplenilmeleri için beklenir, sahiplenen olmazsa çok büyük bir bölümü (yüzde 97) uyutulur ve bir daha uyanmazlar.”

Bu ‘uyutma’ sözünü, ABD tarafından Irak’a getirilen demokrasiye benzetiyorum nedense; ‘demokrasi getirme’ ve ‘petrol götürme’ işlemleri esnasında, yaklaşık yarım milyon insan ‘uyutulmuştu’…

**

‘Tek Sağlık Konsepti - Sokak Hayvanları Yaklaşımı’ başlıklı toplantımız Youtube’da izlenebilir. Benzer konuları, evde hayvan beslemenin yararlarını ve Kovid-19’da güncel durumu, 28 Mart Pazartesi saat: 14:00’te TR35 televizyonunda Sayın Esra Kavrukkoca’nın KonuşuYorum programında dile getirmeyi planladık.

Önemli sorunun zor çözümünün İzmir, Manisa gibi illerimizin öncülüğünde hem hayvanları hem de insanları seven, dogmatik inançlarla değil, bilimin rehberliğinde yürüyen insanlarla üretilebileceğini düşünüyorum. Karşıyaka Belediye Başkanı meslektaşım Sevgili Cemil Tugay’ın desteğiyle, Karşıyaka Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Çağlayan İnanlı ve ekibi ile, Manisa Celal Bayar, Ege, Erciyes, Acıbadem Üniversiteleri ve Farmavet işbirliğiyle, hazırlık aşamasının sonlarına getirdiğimiz iki projenin çözüme önemli katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Hayvanları çok seven Büyükşehir Belediye Başkanımız Sevgili Tunç Soyer ile henüz görüşmedik, ancak projeler ilerlediğinde, destekleyeceğine inancım tam.