7 Haziran genel seçimlerinden sadece 5 ay sonra, bir kez daha seçime gidiyoruz.
Yarın, daha güzel günlere uyanmak umuduyla ülkece sandığın yolunu tutacağız.
5 ay sonra seçim olacağını öngöremeyen ben, 6 Haziran 2015 tarihli köşe yazımda, meclisin yeni vekillerine bir mektup yazmıştım. Naifliğime verin; meclis çalışacak sandım!
Bu hafta, o mektubu biraz özetleyerek, biraz da revize ederek yeniden paylaşmak istiyorum.
* * *
“Sayın milletvekili,
Tebrikler. 1 Kasım seçimlerinde ben ve benim gibi milyonlarca vatandaşı mecliste temsil etme hakkını kazandın. Bundan sonra hangi partiden olduğun değil, önündeki 4 yılda neler yapacağın önemli.
Şüphesiz, önünde yoğun bir gündem olacak.
Ekonomiden eğitime, hukuktan sağlığa kadar uzayıp giden bir “yapılacaklar” listesi seni ve yeni milletvekillerini bekliyor.
Benim senden ricam; o upuzun listenin bir satırına hayvan haklarını da iliştirmen.
Dilerim; sahipli ya da sahipsiz hayvanlara işkence çektiren, öldüren, zehirleyen her kişinin kanunlar çerçevesinde 'caydırıcı' cezalar alması için gereken düzenlemelerin yapılması için mücadele edersin.
Sirklerde, yunus parklarında insan eğlencesi için tutsak edilen; iki numara öğrensinler diye işkence çektirilen hayvanları da umarım özgürlüğüne kavuşturacak adımı sen atarsın.
Umarım; sokağa terkedilen bunca can, barınaklarda yuva bulmayı beklerken ömrünü tüketen binlerce hayvan varken, petshop'lardan hayvan satışına DUR dersin.
Ümit ediyorum ki bu dönem artık Türkiye'nin gurur duyacağı bir Hayvan Hakları Kanunu'nun çıkarılmasına sen öncülük edersin.
Tabii temsil ettiğin bir seçmen olarak sadece hayvanlar için değil; çevre için de adım atmanı bekliyorum. Doğayı, insanı ve hayvanı bir bütün olarak korumanı bekliyorum.
Ben ve benim gibi milyonlarca insan bu ülkede özgürlük, demokrasi ve her şeyden önemlisi 'huzur' arıyor. Dilerim daha iyi bir ülkede yaşamamız için elinden geleni yapar; 'temiz siyaset'ten şaşmazsın.
Yolun açık olsun.”