Ne kadar çabuk unutuyoruz değil mi? Kendi zorluklarımızda, yaşadığımız zorlukların içinde yanımızda yaşanan tüm vahş*ti görmüyoruz, görsek bile normal akışa dönüyoruz.
Mesela Elazığ’da 25 yaşında bir muhabir, ayrıldığı erkek tarafından k*tledildi. Bir çoğumuzun haberi yok. İzmir’de bir kadın ‘’yine’’ ayrılmak istediği erkek tarafından k*tledildi. Ya da Marmara Üniversitesi, Semih Çelik’in İstanbul'da Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’i öldürmesini protesto eden 25 öğrenci hakkında soruşturma başlattı. Kimse hiçbir şey yapmazken, yaşananlara tahammül edemeyip, demokratik hakkını kullanan gencecik çocuklara soruşturma açılıyor. Peki ya Narin? Kamuoyu baskısı olmasa adını bile duyamayacaktık o çocuğun.
Hep dediğimiz gibi; bu ülkede kadın, çocuk ve hayvan olmak çok zor.
Bunları size anlatıyorum çünkü;
Bianet’ in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediğimiz haberlere göre erkekler, Kasım 2024’te en az 32 kadını ve iki çocuğu öldürdü.
Kasım’da en az 42 kadının ölümü basına "şüpheli” olarak yansıdı.
Erkekler, Kasım’da en az 71 kadına şiddet uyguladı, en az 34 kız ve oğlan çocuğunu istismar etti, 20 kadını taciz etti. Erkekler, bir kadına tecavüz etti, en az 179 kadını seks işçiliğine zorladı.
Erkekler, yılın ilk on ayında en az 359 kadını öldürdü.
Erkekler 20 kadını “ayrılmak istediği, barışmak istemediği”, bir kadını kıskandığı için öldürdü. Erkeklerin 11 kadını öldürme “bahanesi” basına yansımadı.
En az 23 kadını kocası/sevgilisi erkekler, beş kadını üvey babası/oğlu/kuzeni öldürdü. Bir kadını damadı, bir kadını tecavüz eden erkek öldürdü. İki kadını öldüren altı erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı.
Erkekler, 11 kadını ev dışında otel, park gibi alanlarda, 21 kadını da ev içinde öldürdü.
Erkekler, 20 kadını ateşli silahlarla, sekiz kadını kesici aletle öldürdü. Erkekler, dört kadını darp ederek/boğarak öldürdü.
Kasım’da erkekler en az 20 kadını taciz etti. Bu sayı geçen yıl aynı ay üç idi.
Altı taciz sistematikti.
Erkekler, 18 kadını sözlü ve fiziki yollarla, iki kadının da fotoğrafını çekerek taciz etti. Kadınlardan biri Çin’den gelmişti.
Erkekler, kadınları sokak, cadde gibi ev dışı alanlarda taciz etti.
İki kadını temizlik görevlisi, bir kadını doktor, iki kadını komşusu, bir kadını öğretmen, altı kadını bir meslektaşı ve arkadaşı, bir kadını zabıt, bir kadını da yolcu erkek taciz etti. Altı kadını taciz eden erkeğin kim olduğu bilgisi basına yansımadı.
Yazılanlar sanki bir senaryo, sanki bir kitaptan alıntı gibi değil mi? Değil. Her gün içinde yaşadığımız, yanından geçtiğimiz, sustuğumuz, görmezden geldiğimiz karanlık bir gerçek.
İnsanlık suçu işleniyor. Buna sessiz kalan herkes bu suça ortaktır.
Yine Bianet’in haberine göre; ‘’TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nden Güneş Aşık ile Louisiana State Üniversitesi'nden Naci H. Mocan tarafından hazırlanan 2024 tarihli “Hükümet Eyleminin Sinyal Değeri: İstanbul Sözleşmesi'nin Kadın Cin*yetleri Üzerindeki Etkisi” çalışması, Türkiye'de erkek şiddetinde kayda değer artış olduğunu gösteriyor.’’
Demek ki neymiş? İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırırken söylediğiniz gibi; ‘Bizi de, çocuklarımızı da koruyamıyorsunuz.’’
Vermediğiniz her cezayla, kayırdığınız her suçluyla adalet duygusunu bizden alıp, suçluları cesaretlendiriyorsunuz.
Aralık Feminist Kolektif’in dediği gibi; ‘’ Erkek şiddetinin kaynağının psikolojik hastalıklar, madde bağımlılığı değil patriyarka; kadın cin*yetlerinin münferit değil sistematik, şiddetin en yakından geldiğini hatırlatıyoruz: Uzaklarda arama, seni eşiti görmeyen erkek hep yakınında!"