Akıl almaz bir şiddet sarmalının içindeyiz .Toplumun her kesimine şiddet,hiddet, öfke hakim olmuş durumda...
Toplumsal boyutta, sokakta, çarşıda, pazarda ,trafikte, işyerlerinde ,evlerde, hastane ve adliye koridorlarında hayatın her alanında şiddet karşımızda . Nasıl bu hale geldik? Kimler öfkeyi, şiddeti körüklüyor?
Dünya Sağlık Örgütü, Şiddet Raporunda açıklamış ;Kadınların üçte biri yaşamlarının bir noktasında fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalıyor.Azgelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 50'lere ulaşıyor.Bu olaylar yalnızca adli makamlara bildirililenler...
Türkiye'de 2022'nin ilk 10 ayında öldürülen kadın sayısı 280. Yalnızca Kasım ayında 30 kadın öldürülmüş ,ayrıca 20 kadının ölümü de şüpheli bulunmuş .
Şanlıurfa'da mühendis bir kadın ,'Kadına şiddet videosu' çektikten kısa bir süre sonra kardeşi tarafından katledildi.Katil yakalanamasaydı bütün aileyi öldüreceğini söylüyor.
İstanbul'dan Sapanca'ya uzanan bir dramda, bir cemaate bağlı vakfın başkanının kızı 6 yaşında evlendirildiğini, 13 yaşında nişanlanıp, 14 yaşında düğün yapıldığını ,defalarca tecavüze uğrayıp, şiddet gördüğünü anlatıyor .
Hatırlayın ; Karaman'da Ensar Vakfına ait bir yurtta 45 çocuğa tecavüz edilmesinden sonra dönemin Aile ver sosyal Politikalar Bakanı ne demişti;
'Buna bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzun karalamak için gerekçe olamaz.''
Yani hanımefendi demek istemişti ki ''Bir defadan bir şey olmaz.''
Hal böyle olunca doğal olarak şiddet de ülkede hız kesmiyor.
Mersin 'de 12 yaşında bir kız çocuğu sınıf arkadaşı tarafından okulun tuvaletinde önce hortumla dövülüyor,sonra bıçaklanarak öldürülüyor.
Bakın bu çocukların sosyal,kültürel, ekonomik yaşamlarına.Ya da şiddet uygulayan yetişkinlerin çocukluklarına .. Ebeveynlerin çocuklarına parmak sallarken ''Öldürürüm seni !'' demelerini nasıl izah edeceksiniz ? Çocuklara, kadınlara şiddeti 'sıradan ve doğal bir hak'' gibi gören yaratıkları hangi ahlak anlayışı ile açıklayacaksınız?
Konya 'da belediyenin 'Sahipsiz Hayvan Bakımevi Rehabilitasyon Merkez'inde masum hayvanlara uygulanan şiddetin, bir köpeğin kafasına kürekle vurulup öldürülmesinin izahı var mı? Bu masum canları rehabilite edeceklerine ,bakıcıların rehabilite edilmesi daha uygun olmaz mıydı?
Yine soralım; Nasıl geldik bu duruma?
Ekonomik kriz ve hukuki yetersizliklerin şiddeti artırdığı yadsınabilir mi? Ortak yaşam kültürünün kuralsızlaştırıldığı,derin umutsuzlukların öfkeyi kamçıladığı da bir gerçek.
En önemli sorun siyasette,dolayısıyla yönetimde .Öfke tohumları saçıyorlar.Siyasetteki sevgi, nezaket,saygı ortamı bilinçli olarak yok ediliyor.Fiziksel,ekonomik ,cinsel şiddete karşı alınan gözle görülür bir önlem yok. İstanbul Sözleşmesinde çıkılmasının bir açıklaması var mı?
Medya ayrı bir alem.Özellikle televizyon örneğinde fiziksel şiddet zirvede.Gazeteler şiddet haberleriyle dolu.Çizgi romanlar ,sinema ,İnternet şiddeti ayakta tutmakta. Toplum şiddet açısından bir halk sağlığı sorunu haline dönüşmüş durumda.İktidar bu konuda derin bir sorumluluk içerisinde .
Bu sorumluluk içerisinde ''Dindar ve kindar bir nesil yetiştireceğiz' söylemini nereye koyacaksınız ? Kindarlığın özünde ne var?
İntikam var,öfke var,acımasızlık var,anlayışsızlık var,şiddet var...