Sevsinler ittifakınızı. Cumhur İttifakı'ymış. İttifak demek uyuşma demek, bağlaşma demek, oy birliği demek. Öyle mi bunlar? Her biri ayrı telden çalıyor.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, esip gürlüyor, havayı tokatlıyor;
“Özellikle AKP milletvekili adayları kendinize dikkat edin. MHP üzerinde oyun oynamayın.”
Sıkıntısının orta Anadolu ile Karadeniz'in bazı yerlerinde AKP tabanının MHP'ye kayabileceği endişesiyle Erdoğan'ın bu yerlerdeki AKP milletvekili adaylarını; “MHP ve AKP ayrı tüzel kişiliği olan partiler. Sahada MHP'ye oy kaptırmayın” şeklinde uyardığı söylentilerinden kaynaklandığı belirtiliyor.
Aslında MHP'deki tedirginlik ve kaygılar boşuna değil. 24 Haziran sonrası taca atılacakları endişesindeler. AKP Milletvekili Adayı ve Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'in katıldığı bir Televizyon ortamında söylediği sözler yenir yutulur gibi değil;
“Cumhur İttifakı, 24 Haziran seçimlerinden sonra sona erebilir. Sayın Bahçeli “Ben Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmam. Hükümete bakan vermem. Ben bunları ayıp addederim” diyerek 24 Haziran'dan sonra AKP'nin iktidara yalnız devam edeceğinin işaretini veriyor. Bu da bize gösteriyor ki MHP de münferit olarak yoluna devam edecek. Taban da soruyor “O zaman biz neden oy veriyoruz?”
Türkeş, bir başka televizyon programında ise Erdoğan'ın arkasında en az 301 milletvekili olması gerektiğini, MHP'nin bu 301'in üzerine artı olması gerektiğini söylüyor. Güvensizliğe bakar mısınız? MHP'yi stepne olarak görüyor ve “Gerekirse stepnesiz yolumuza devam ederiz” demeye getiriyor. O böyle der de MHP İstanbul Milletvekili Atila Kaya susar mı? Sert çıkıyor ;
“Ülkücüler Erdoğan' a oy vermeyecek” diyor.
İttifakın minik ortağı BBP ne alemde, derseniz. Tabanda kıyamet kopuyor. Aday gösterilen 18 kişiden yalnızca Genel Başkan Mustafa Destici seçilebilir bir yere konmuş. Diğerleri adeta figüran. Partinin Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Hakkı Öznur yazılı açıklamasında;
“Saray, Balgat, Yenimahalle üçlüsünün ülkücü hareket üzerindeki kirli karanlık oyunlarını, kumpaslarını 24 Haziran'da sandıklara gömeceğiz” demiş.
Öznur'un yorumu da zehir zemberek;
“Tek Adam, tek parti rejimine, AKP despotizmine karşı çıkan mazlumların, ezilenlerin, zulme uğrayanların sesi ve umudu olan ülkücüler, muktedirlere, zulmedenlere oy vermez, destek vermez! OHAL'siz, KHK'siz baskısız, yasaksız bir Türkiye için AKP-Saray rejimine karşı çıkmaya devam edeceğiz.”
Ne ittifak ama. Bunlar öncü sarsıntılar. Asıl deprem 24 Haziran'dan sonra...