Türkiye’nin ilk soruşturmacı TV gazetecisi Uğur Dündar usta, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya soruyor: “Sayın Bakan! Çin Sinovac aşısının 11 Aralık’ta geleceğini ve onay için bakanlığın ilgili kurum ve laboratuvarında incelenmeye alınacağını açıklamıştınız. Ne oldu? Aşı neden gelmedi? Faz-3 denemelerinde sorun mu çıktı? Toplum sizden açıklama bekliyor!”
Devam ediyor usta: “Gelişmiş ülkeleri geçtim, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri bile önüne gelene aşı yapıyor. Bizde ise aşının ne zaman geleceği, hangi tarihte ruhsatlandırılacağı, faz-3'ün sonuçlanma tarihi, yani hiçbir şey belli değil!..”
Gerçekten aşının ‘a’sından bile haber yok! Ne oldu bu aşıya?
Dünyada ve ülkemizde pandemi ekonomik sıkıntılara yol açarken, dünyanın birçok ülkesinde aşılama başladı. Önceden belirlenmiş risk grupları aşılanıyor. ABD, İngiltere’de ilk aşılamayı gerçekleştirenler! Bizde korona virüs aşısı belirsizliği, tartışmaları sürüyor. Aşının 10 gündür Türkiye’de olduğu bazı siyasilere, hatırı sayılır kişilere yapıldığı iddialarıyla “torpilli aşı” gündemde yerini aldı. Aşıların el altından yapıldığı “tezviratı” ayyuka yükseldi. HaberTürk Gazetesi Yazarı Muharrem Sarıkaya, Çin’den gelen aşının gönüllü müracaatının patlamasıyla “torpilin devreye girdiğini” köşesine taşıdı. Sarıkaya, Aşı Merkezi gönüllü başvurusunu kapatmış olmasına karşın, torpilini bulanın gidip gönüllü sürecine katılmaya devam ettiğini öne sürüyor.
Toplum belirsizlikten yılmış durumda! Grip aşısı bile doğru-dürüst dağıtılamadı. 65 yaş üstü her türlü sıkıntıyı en çok yaşayanlar! Virüs mutasyona uğramış, yer yerinden oynuyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) acil uyarıda! Ülkeler kapılarını kapatıyor. Mutasyonun aşılar üzerindeki etkisi de bilinmiyor. Virüsle mücadelede şehit düşen sağlık çalışanlarının sayısı 250. Ön saftaki Hipokrat’ın meslektaşları, eczacılar, diş hekimleri ve sağlık emekçileri canını dişine takıyor, “Ölüyoruz” diye feryat ediyor ama Kovid-19 hala meslek hastalığı/iş kazası sayılmıyor! Yasa önerisi mecliste bekliyor. Bir de üstüne üstlük dayak yiyorlar!
Bizde de torpilli aşı tartışması…
Sosyal devlette aşıda imtiyaz, ayrıcalık mı olur? Bakın Pfizer’ın CEO’su Albert Bourla, neden aşı olmadığına yanıt veriyor, BioNTech’le ortak ürettikleri aşıyı olmak için sıra bekleyeceğini söylüyor. Ne güzel de şu sözüyle örnek oluyor: “Öncelik, sağlık çalışanları ve huzurevi sakinlerinde. Aşı koruyucu hizmettir, seri şekilde vatandaşa ulaşmalı ve ücretsiz olmalıdır! Netttir; salgının sosyal ve ekonomik sonuçlarının da yenilebilmesi için aşılama şarttır. Bunun için şeffaflığa ve güvene dayalı süreci de yönetmedir, toplumu bilgilendirmedir!
Ne demek 'Torpilli Aşı'… Rüşvet, torpil, liyakatsızlık, sahtecilik, kayırma, nepotizm ne zaman bu ülkede konuşulmayacak artık, ne zaman? Unutmayın, söz konusu insan hayatı, insan!.. Orhan Kemal’in “Kaçak’taki sözleriyle; Marifet ölmemek, yaşamakta! Ölmek kolay, yaşamak zor. İnsan zora sarılmalı. Yılmamalı kolay kolay!.”
Son söz olarak;
“Yılmak yok, direneceğiz ve biz kazanacağız. İnanın !..”