1983 Armutcuk maden faciası: 103 ölü,1990 Amasya maden faciası: 65 ölü, 1992 Kozluk maden faciası: 263 ölü, 1995 Sorgun maden faciası: 38 ölü, 2003 Bingöl Depremi: 170 ölü, 2004 Pamukova Tren Kazası: 41 ölü, 2008 Kütahya Tren Kazası: 9 ölü, 2008 Marmara Ayamama Sel Felaketi: 31 ölü, 2008 Davutpaşa patlaması: 21 ölü, 2010 Karadon maden kazası: 30 ölü, 2011 Van Depremi; 644 ölü, 2014 Soma Maden Faciası. 301 ölü, 2014 Ermenek Maden Kazası: 18 ölü, 2016 Şirvan Maden Kazası: 12 ölü, 2018 Adana Aladağ Öğrenci Yurdu Yangını: 12 ölü, 2018 Çorlu Tren Kazası: 20 ölü, 2018 Ankara Tren Kazası: 9 ölü, 2020 İzmir Depremi: 117 ölü, 2020 Elazığ Depremi; 41 ölü, 2020 Akdeniz orman yangınları:8 ölü, 2021 Batı Karadeniz sel felaketi97 ölü, 2022 Amasra Maden Ocağında patlama: 42 ölü, 6 Şubat 2023 Depremi; 53 bin ölü, 2023 Adıyaman ve Urfa sel felaketi: 21 ölü, 2024 İliç Maden kazası: 21 ölü, 2024 Beşiktaş’ta gece kulübü yangını: 29 ölü, 2024 Balıkesir’de patlayıcı madde fabrikasında patlama: 11 ölü ve Kartalkaya Otel Yangını: 78 ölü…Ve daha buraya koyamadıklarımız…
xxxx
Bunlar ilk anda aklımıza geliveren facialar, kazalar, katliamlar.
On binlerce canımız gitmiş. Ama tek bir yetkilinin sorumluluğu yok! Tek istifa yok!
Her akşam izliyoruz tv’leri. Anlı şanlım ikiye bölündü. İktidar medyası, Bakan Ersoy'u sorumluluktan kurtarmaya çabalıyor. Muhalif medya da Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ı...
Meslektaşımız Faruk Bildirici’nin tespiti ne doğru;
“Oysa Belediye, otelin yangın önlemlerindeki eksikleri belirlemiş ama sonra ses çıkarmamış! Otel sahibi bile isteye eksikleri gidermemiş! Oteli pazarlayan ETS Tur'un da ortağı olan Ersoy da eksikliklerden habersiz, zira yeterli denetim yapmamış! Medya tek yanlı sorgulamayı bırakmalı... “
Her felaketten, faciadan sonra suçlu kim?
Yok hükümet, yok belediye. Gereksiz polemikler, kavgalar. Kısır çekişmeler…
Bu ölümler sistemin, denetimsizliğin, cezasızlığın ürünü değil mi?
xxxx
Bu ölümler, facialar, katliamlar. Hepsi de mi tesadüf?
İsyan ediyoruz. Kahroluyoruz. Yasımızı yaşamaya çalışıyoruz.
Bir süre sonra da “hayat devam ediyor” diyoruz.
Ama ne istifa eden, ne “ben sorumluyum” diyen çıkmıyor neticede yaşananların ardından.
Attila İlhan dizeleri geliverdi usuma:
“uğursuz bir hava çökmüş üstüne memleketimin, uğursuz ve karanlık, çocuklar gülmemiş artık, sessiz sessiz ağlamış analar…”
Vah Ülkem Vah…