Trend bilişim kavramları önce hayatımıza girip duymaya başladığımız ancak çok sonra bizim için gerçek anlamlar kazanan ve işimize yarayan kavramlardır. Son yıllarda kulaklarımız ve gözlerimiz Web 3.0 kavramı ile tanışmaya başladı. Kavram, işin ticaretinde olan çok kişinin ağzına sakız oldu. Bakışlarına ukalalık katmaya başladı. Fakat kesin bir Web 3.0 tanımı ararsanız, muhtemelen internet üzerine net ve benzersiz bir açıklama bulamazsınız. Bunun temel nedeni artan web verisi üretim hızıdır. IP trafiğinin 2017'den 2022'ye kadar yıllık yüzde 27'lik bir bileşik büyüme oranıyla üç kat arttı. Hayatın her alanı ile ilgili veri üretildiği için de web kavramı ile ilgili yeni bir standart tanımlaması yapmak da hiç kolay olmuyor. Ama yazımızda Web 3.0 kavramını en bilinen hali ile tarif etmeye çalışalım. Sonra bu tarifin hayatınızı nasıl etkileyebileceğini tahmin edelim. 3’üncü versiyona gelmeden önce ilk iki versiyonu tanımlamak 3’üncüsü anlamaya da yardımcı olacaktır.
Web 1.0 statik, sadece hazır bilgileri okumaya ilk web versiyondu. İnternetin bu ilk versiyonu, dünya çapında web evriminin ilk aşaması olarak kabul edilir. Salt okunur bir web deneyimidir. Kullanıcılar, web tarayıcıları, HTML, HTTP ve URL teknolojisi tarafından yönlendirilen web sayfalarındaki bilgileri okuyabilirdi. Deneyim merkezi değildi ve arama motoru yoktu. Web 1.0 içeriği statikti ve sadece birbirine köprülenmişti. Özetle Web 1.0 da kullanıcının rolü son derece sınırlıydı.
Web 2.0 ise merkezileştirilmiş ağlarda oluştu. Bunun arkasında bilişim devleri ve devletler yer aldı. World Wide Web'in ikinci nesli olan Web 2.0, kullanıcılar ve siteler arasındaki etkileşimi kolaylaştırdığı için okuma-yazma Web veya sosyal Web olarak bilinir. Mobil, sosyal ağlar ve bulut teknolojisi tarafından yönlendirilen Web 2.0 kullanıcıları, web siteleri ve uygulamalardaki içeriği okuyabilir ve yazabilir ve bunlar arasında gezinebilir. Meta (önceden Facebook), YouTube ve Twitter gibi büyük teknoloji şirketleri, Web 2.0 ile ilişkili kullanıcı verilerinin çoğuna sahiptir. Veriler, bu teknoloji devleri ile yüksek oranda merkezileştirilmiştir. Ve verilerin ve gücün bu kadar merkezileştirilmesi ile Web 3.0 bir ihtiyaç olarak talep edilmesine neden oldu. Temel itici güç ise pek çok nedenin önünde daha özgürce para kazanmak. Çünkü kullanıcılar yaptıkları her etkileşime değer biçen bir gücün kontrolünde olmadan para kazanabilmek istiyor. Çok basit olarak bir youtube kanalınızın aniden kapatılması sizi gelirden mahrum bırakabiliyorsa veya kişisel verilerinizin paylaşılması ile devletler bu gelirin peşinden size ulaşabiliyorken gerçek bir mali ve yaşamsal özgürlükten ne kadar bahsedilebilir?
O zaman Web 3.0 nedir? Onu 3.0 yapan ne özellikler vardır? En özet hali ile Web 3.0, makine öğrenimi ve yapay zeka tarafından yönlendirilen ve blok zinciri teknolojisinden yararlanan, merkezi olmayan bir yapıya sahip olması beklenen yeni kavramdır. Sonuçta elde edilecek büyük bir çıktı ise gerçek dünya ile sanal dünya arasındaki etkileşimin artmasıdır. Teorik olarak kullanıcılar verileri ve içerikleri üzerinde çok daha fazla kontrol sahibi olabilirler. Ve mülkiyetlerini kaybetmeden, gizliliklerini riske atmadan veya aracılara güvenmeden verilerini satabilir veya takas edebilirler. Bu iş modelinde, kullanıcılar internet kimlikleri takip edilmeden bir web sitesine giriş yapabilirler. Web 3.0'daki yeniliğin anahtarı, varlıkların tokenizasyon yoluyla dijitalleştirilmesidir. Tokenizasyon, varlıkları ve hakları blok zinciri ağında dijital bir temsile veya bir token’a dönüştürür. Kripto para birimleri ve tokenlar ile ağlar arasında değiş tokuşa dayalı bir finans sistemi oluşturulur. Takas edilemeyen tokenler (NFT'ler), avatarlar, dijital sanatlar veya ticaret için kullanılacak benzersiz varlıklar da bu ticareti geliştiren tam merkeziyetsiz bir ütopya dünyanın temeli olacaklardır.
Peki gerçekten böyle mi oluyor? Web 3.0 bu öngörülerinin ne kadarını gerçekleştirebilecek? Gerçekten merkeziyetsiz ve özgür bir dünya kurulmasına doğru mu gidiyoruz? Açıkçası hiç sanmıyorum. Merkeziyetsiz kavramı ile devlet ve internet şirketlerinin kontrolünden kurtulalım derken bu sefer kripto borsalarının kontrolüne giriyoruz. Kripto paralar ile özgürlük derken aslında her bir elektronik cihaz sahibi kişinin ticari metaya dönüştürüldüğü ironik olarak özgürlük vaat ile kandırıldığı metaverse isimli sanal dünyalara hapsediliyoruz. O yüzden ben bugünlerde her bir yeni internet projesinin önüne Web 3.0 tabelası eklendiğinde içimde ister istemez dolandırılıyorum hissi yaşıyorum. Sağlıklı, savaşsız ve gerçekten özgür hissedebildiğimiz günler dilerim.