İyi şair olmanın bütün özellikleri ondadır. İyi yazar ve iyi çevirmen olmanın da.
Tam 60 yılın birikimiyle yazar, yazar, yazar!.. Aydın hareketleri içinde sorumluluk alarak.
"Alnında duyduğu ışığı" topluma yansıtarak Ataol Behramoğlu!..

***

Behramoğlu ile yolu pek çok yerde kesişen, "Kozbeyli Bilgesi" Hüseyin Yurttaş Hocam, şairin yıllar içinde çizgisinden ve coşkusundan bir şey yitirmeden yazıp çizdiğini belirtir. "Onları Tanıdım-Anılar Portreler" kitabında (Tekin Yayınevi-1994) da şöyle der, "Sosyalist hareketler ve örgütler içinden gelen genç şairlerce çok sevilen bir dost, bir ağabeydir. Çevresini etkileyen aydındır, şairdir ama bazı şairler gibi etrafında müritlerden oluşan bir halka oluşturan şairlerden olmamıştır. Bence yalın tutumu burada da etkin olmuştur. Sevecen, hoşgörülü, yaklaşımcı, yabancı dil zenginliğiyle kendisini donatmayı bilmiştir.’’ Bu bölüme, Yurttaş’ın "Şairin Göçü’’nden 3 dize alıntılayalım: "nasıl göçer bir şair/göçtüyse/ ataol’dan sorulur"

***

Ataol Behramoğlu, Yurdu Teninde Duymak’ın Giriş’inde, bir şairin sürgünde yurt özlemini nasıl giderme hayalini yaşadığını anlatır: "1980’li yılların ikinci yarısında, 12 Eylül zindanlarındaki mahpusluk deneyimi sonrasında, Fransa merkezli fakat dünyanın dört bir bucağını kapsayan sürgünlüğümde, en çok hayal ettiğim şeydi bu; tüm ülkeyi şiirlerimi okuyarak dolaşmak..."
Usta hayalini gerçekleştirmiştir günümüzde.

***

"Ne Çok Hain" Ataol Behramoğlu’nun son şiir kitabıdır. Bu kitabında son yıllarda yazdığı şiirlerden yapılmış seçmeler yer alıyor. 2012’de “Cumhuriyet” gazetesindeki köşesinde yayınlanan “Kara Bir Rüzgâr” bu şiir dizisinin ilkidir. Bu şiirlerden özellikle “Ne Çok Hain” ve “Yunus Gibi” adını taşıyanların sosyal medyada paylaşılarak; mitinglerde, kitlesel toplantılarda okunarak yüz binlere, milyonlara ulaştığını söyleyebiliriz. “Yunus Gibi”, Adalet Yürüyüşü'ne katılan şairin
kendisi tarafından orada da kameralar önünde okunmuş, böylelikle toplumsal-siyasal tarihimizde iz bırakan şiirler arasında yerini almıştır. İlk bölümü izleyen “Gezi Onurumuzdur”, “Eğlencelikler”,”Hoca ile Despot” ve “Yürümek” başlıkları altında toplanan şiirlerle birlikte, bütünüyle bu kitap, yüreği ülkesi ve insanlık için çarpan bir şairin, şiirin olanaklarıyla ülkesine ve insanlığa seslenişidir. “Yürümek”teki dörtlüklerden birinde dile getirildiği gibi: "Dağ başını duman almış/İşimiz çok, vaktimiz dar/ Vatan ağır yaralanmış/Yürüyelim arkadaşlar.’’

***

Attilâ İlhan; şiirin ‘’heyecanla aklın dengesini içerdiğini’’ savunur ve ekler; "Heyecan, duygusal düzeydeki izlenimleri yoğunlaştırırsa, akıl bilgi düzeyindeki verileri şiire katar!’’ Bence; Ataol Behramoğlu bunu en iyi yapan ozanlar arasında ilk sıradadır! Foça’da da sıkça karşılaştığım Behramoğlu’nu tanımak, büyük onur! Nâzım Baba’nın ülkesinin şairini okumak; en keyif!..