“Bir sevda ustası, bir söz söyleme sanatı ustasıdır” Aykut Poturoğlu. Sözcükleri mermi gibi yerleştirir şiir adını taşıyan silahına. Kınından çıkarır gibi kasaturasını, sözcükleri derdest eder söz söyleme sanatının en güzeli şiirde: 'Bir akşam vakti / Basmane açıklarında / kınından sıyrılmış / Kasatura biçiminde / İçime yaslandı sevda / Ki işsizliği ve hainliği ceplerimde mühürlenmiş bir evrak gibi taşıyorum.'
'Süryani' adını verdiği kitabının giriş bölümünde, dizelere imzasını yüreği ve kanatı ile vurandır Aykut Poturoğlu... Düzyazı alanında, "İzmir’in Yaşar Kemal'’i olarak tanımlarım onu. Hukuk eğitimi gören, öğretmen ve gazetecilik yüksek okullarını bitiren Aykut Poturoğlu gazeteci olarak araştırma, inceleme, röportaj ve fotoğraf dallarında onlarca ödül kazanır, ama benim için önce ozan, sonra gazetecidir."

****
Meslek Örgütüm İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin (İGC) Basın Müzesi 'nde, fotoğraftaki Aykut Poturoğlu köşesini görünce, kadim dostu Okan Yüksel 'in -onu en iyi bize anlatan- "1000 Yıl Yaşayacaksın Aykut Poturoğlu" yazısını anımsadım. 7 yıl önce aramızdan ayrıldı Aykut Poturoğlu. NKL'li şair abilerimdendir; Refik Durbaş, Özkan Mert, Okan Yüksel gibi... Kuyumcu titizliğinde bir kalem erbabıydı o! Ben Günaydın muhabiriydim, o Cumhuriyet'teydi. Gazete binalarımız karşılıklıydı. Her sabah mutlaka denk gelir, o bana i’leri uzatarak "Atiiii" diye hitap eder, ben de ona "Aykut Baba" derdim, ayaküstü sohbete koyulurduk Kalearkası'nda...

****
Ülke ve insanına sevgisi, gazetecilik namusu; kutup yıldızı gibi bize yol gösterirdi.
Bilgisini cömertçe paylaşırdı.
Dostluğunu, sempatikliğini -içtenlikle- duyumsatırdı...
Yaşamın, gazeteciliğin yüce olduğunu, cesaret gerektirdiğini söylerdi hep.

****
“İnsan, ardında tek bir iz bile, bir kağıt parçasına karalanmış tek bir adsız sözcük bile bırakamadıktan sonra, geleceğe nasıl seslenebilirdi?” demiştir George Orwell.
Aykut Baba...
Arkanda o kadar çok röportaj, haber ve inci dizeli şiirler bıraktın ki, hep seni hatırlatacak...
Biz seni yüreğimizde sakladık yüreğimizde Aykut Baba...
O, “Bir Gazetecinin Kısa Ölüm Notları”nda yazmıştı yıllar önce; “Ölüm son söz değil, yorgunluk gidermektir belki sadece…”