Sosyal medyayla inişli çıkışlı bir ilişkim var. Bazen sosyal medyada vakit geçirmeye bayılıyorum. Harika zihinlerden incelik ve sadelik dolu şahane espriler sesli kahkahalar attırabiliyor bana.
Yeni bilgiler öğrenmek de işin en güzel tarafı. Sosyal medyada paylaşılan bir bilgi, sizi konuyu daha derinlemesine araştırmaya itebiliyor. Sonrası internette sörf... O sayfadan bu sayfaya, bir bilgiden bir başkasına geçip, saati unutabiliyorsunuz.
Sosyal medya hep gülümsetmiyor tabii. En acı olayları da artık, önce sosyal medyadan haber alıyoruz.
***
Tüm Türkiye’yi sarsan Ankara Batıkent’teki katliamın görüntüleri de, yine olayın üzerinden daha bir saat geçmeden ilk olarak sosyal medyaya düştü.
Yine zehirleme, yine toplu ölümler… Dizi dizi sıralanmış sokak köpeklerinin cesetleri yürekleri yaktı. Aralarında daha bebek olanlar da vardı. Tek tesellimiz, zehirlenen canlardan altı tanesinin 14 kişilik bir veteriner grubunun müdahalesi ile kurtarılmış olması.
Mahalleli toplanmış can dostlarının başına, ağlayanlar, “bu hayvanlara gözümüz gibi bakıp büyüttük biz” diye bağırarak sinir krizi geçirenler... Ne ilk, ne de son olacak bu tür olaylar.
Sosyal medyada kopyalanarak dolaşan bir yorum vardı ki tüm hayvanseverlerin duygularına tercüman oldu: “Aç bir canlıyı yemekle kandırıp öldürmek şerefsizliktir!”
Düşünün, karnına belki de günlerdir birkaç lokma dışında yemek girmemiş bir sokak köpeği… Onun yanına mis gibi kokan tavukla, etle yaklaşıyorsunuz. Umutla, mutlulukla aydınlanıyor yüzü. Sonunda karnım doyacak diye düşünüp, kuyruğunu sallayarak, yani kendi dilinde teşekkür ederek, geliyor yanınıza.
Ve siz, tüm vicdansızlığınızla, o zavallı canlara zehre buladığınız yiyecekleri veriyorsunuz. İştahla yerken izliyorsunuz belki de… Öldüklerinden, yok olduklarından emin olmak istiyorsunuz. Nefretiniz öyle büyük ki!
Karnı doyan garibanlar, birden kıvranmaya başlıyor. İç organları parçalanıyor büyük bir hızla. Ne olduğunu, neden böyle olduğunu anlayamıyorlar. Ağızlarından köpükler gelerek, büyük acılar içinde bu dünyayı terk ediyorlar.
***
Zehirleme konusu ile ilgili daha önce de defalarca yazdım ama bazen yaşanan kötülük öyle derin, öyle karanlık oluyor ki kelimeler onu anlatmak için yetersiz kalıyor.
Olayla ilgili üç şüpheli L.Ö., M.D. ve A.G., gözaltına alındı. Suçlamaları reddettiler. Bu işin sorumlusu onlar mıdır, değil midir bilemem ama bildiğim bir şey var; bu dünyadaki en adil yargıç kişinin kendi vicdanı. Umarım “can” alan her insan, bir gün vicdanı ile hesaplaşır.