Bu hafta hayatımızı derinden etkileyecek bir haber yoğun gündemin arasında pek fark edilmedi. Ancak sağlık üzerine olan bu haber, büyük bir gelişmeyi müjdeliyordu. CAR-T tedavisi olarak bilinen “kanser tedavisi” üzerine araştırmalar yapan İngiltere Cardiff Üniversitesi'nden bir araştırma ekibi, geliştirdikleri yeni yöntem ile başta prostat, meme, akciğer kanser türleri olmak üzere tüm kanser türleri için hastalığı laboratuvar test ve deneylerinde ortadan kaldırmayı başardıklarını açıkladılar.
Neredeyse yarım yüzyıldır her sene mutlaka bir kanser araştırmasının umut verdiğine dair haberleri okuyan okurlar olarak sanırım bende dahil çokta heyecanlanmadık. Ancak detayını araştırınca bu sefer biraz daha farklı bir durumun olduğunu gördüm. Bu öğrendiklerime göre birincisi CAR-T tedavisi hali hazırda birkaç kanser türü için başarı ile insanlarda uygulanan bir tedavi metoduymuş. İkincisi bu tedavi, bilim dünyasının ortak fikri ile diğer tüm araştırılan, yenilikçi kanser tedavileri içinde en gelişmeye açık tedavi olarak görülüyormuş.
Önce, CAR-T tedavisini bilmeyenler için kısa bir açıklama yaparsak; “kanser nasıl oluşur?” ile başlamalıyız. Kanser basit tanım ile bir organ veya dokudaki hücrelerin pek çok sebepten ötürü değişip, çoğalarak yayılması ve vücutta sistemi bozan kötü urlar meydana getirmesidir. Aslında bir hücre bozulduğu zaman bu hücreleri de tanıyıp yok eden savaşçılarımız mevcuttur. Yani herkes aslında potansiyel bir kanser hastasıdır. Kanser ile aramızda ise T lenfositlerimiz vardır. Bozulan hücreler de dahil, vücut sistemini bozacak her türlü olumsuz mikroorganizma ile sistemi korumak için savaşırlar. Bir insanı kanser hastası olarak tanımlama ise bozulan ve çoğalan hücrelerin T lenfositleri tarafından algılanmaması sonucu olur. T lenfositlerinin algısına yakalanmayan kötü hücreler sistemi çökertecek şekilde çoğalır ve yayılırlar. İnsanoğlu bu amansız tabir edilen hastalık için bugüne kadar binlerce, on binlerce tedavi denemiştir. Kemoterapi ve X ışını tedavileri dışında da tıp dünyasının halen elinde büyük çözümler mevcut değildir.
Ancak CAR-T tedavisi ise sorunun temeline indiği için değerli ve farklı bir tedavi olarak öne çıkıyor. CAR-T tedavisi ise, özetle; vücudumuzdaki savaşçılarımız olan T lenfositlerin algısından kendini kurtarmış olan kötü tümör hücrelerini T lenfositlerine tekrar düşman olarak tanıtılmasını hedefliyor. T lenfositler, vücuttan dışarı laboratuvar ortamına alınıyor. Zayıf virüsler ve genetik değişimler ile kötü tümör antijenlerini tanıyacak hale getiriliyorlar. Sonra geliştirilmiş bu T lenfositleri tekrar vücuda geri yükleniyor. Yeni geliştirilmiş T lenfositleri artık tümör antijenlerini tanıyor ve hızlı bir şekilde antikorları devreye alarak tümör ile savaşmaya başlıyorlar.
Fikir çok güzel, gelişmeler ise umut verici. Ancak tedavi hala emekleme aşamasında. Çünkü tedavinin ciddi yan etkileri var. Üstelik insanlar üzerinde halen birkaç kanser türü için kullanılabilmiş. Şu anki tedavinin bu halinin de büyük tümörler üzerinde etkisi yok. Hepsinden de büyük aşılması gereken başka bir sorun daha var. Tedavi çok ama çok pahalı. Amerika Birleşik Devletleri’n de tam paket bir tedavinin hasta başına maliyeti 1 milyon dolara kadar çıkabiliyor. Avrupa’da da durum farklı sayılmaz.
Cardiff Üniversitesi ekibi ise bu son haber ile CAR-T tedavisinin farklı bir aşamasına geçildiğini, kendi geliştirdikleri genetiği değiştirilmiş T lenfositlerinin tüm kanser türleri için başarı elde ettiğini ilan ettiler. Üstelik T hücreleri silahları antikorları çok hızlı bir şekilde çağırarak boyut fark etmeksizin kötü uru yok etmeyi başarmışlar. Ve herhangi bir sağlıklı hücre de zarar görmemiş. Sonuçlar gerçek ise ve başarı insan testlerinde de sağlanırsa yenilmez kanser yenilecek, muazzam bir tedavi gelecek kuşaklara kazandırılmış olacak. Ancak yine araştırmacılar hala çok işleri olduğunu da söylemişler. Genetiği virüsler ile oynanmış T hücrelerinin insanlar üzerinde ne kadar başarılı olacağı ve daha başka ne sonuçlara sebep olacağı hakkında çok ciddi araştırmalar gerekiyor. Açıklarsak bilim kurgu filmlerinin konusu, kanseri tedavi edeyim derken yok edilmez bir virüsü yaratmak dahil, araştırılması gereken pek çok nokta var. Bir çözülmesi gereken ciddi sorun ise bu tedavinin sadece dolar milyonerlerine hitap etmeden nasıl her insanın hizmetine verilebileceği.
Her olumsuzluğa rağmen bu CAR-T tedavisinin diğer umut vermiş fakat etkili olamamış diğer tedavilerden bariz farkları olduğunu kabul etmek gerekiyor. Bu sefer mitlere dönüşmüş bir tedaviden değil, dünyanın saygın kuruluşlarının üzerinde kafa yorduğu, saydığı ve önemli uygulamalar yaptığı, gelişmeler kaydettiği bir tedaviden bahsediyoruz. Ülkemizde ise CAR-T tedavisinin potansiyeli sınırlı sayıda onkolog tarafından biliniyor ve anlatılıyor. Ama hekimler arasında ortak fikir şu ki; bu tedavinin ülkemize kazandırılması için çok fazla sayıda CAR-T tedavi ve araştırma merkezinin açılması gerekiyor. Devletimizin yetkililerinin sadece bir on sene öne alınabilecek gelişmeler ile binlerce insanın hayatının kurtulabileceğini öngörmüş olmasını diliyorum.