100. yıla doğru sayılı günler kalmışken, Cumhuriyet’in 100. yılına yakışır coşkulu bir yazı yazmak istedim. Bugün sabaha kadarda öyleydi fikrim. Ancak sabah uyanıp gördüğüm asansör kazası ve başka bir öğrencinin intihar haberiyle yine yeniden bütün o coşkum, sevincim hüzne döndü.
İsterdim ki size sayfa sayfa bu ülkede başardıklarımızı yazayım. Kurduğumuz fabrikalardan, aldığımız dünya şampiyonluklarına kadar sıralayabileyim. Eğitimde tüm dünyadan önde, en mutlu vatandaş sıralamalarında en üstlerdeyiz diyebileyim. Refah seviyemizin başarısından, emeklilerimizin mutluluğundan, öğrencilerimizin geleceğinin garantisinden bahsedebilmeliydim. 100 yılda böyle yollar aştık, zor oldu ama başardık diyebilmeliydim. Ama ne yazık ki diyemiyorum. Bırakın 100 yılı, 38 yaşıma geldim ve 38 yıl öncesinden daha da büyük sefalet, yokluk ve mutsuzluk içerisindeyiz. Bu işin suçlusu da hepimiziz. Bize bu ülkeyi kurup emanet edenler dışında bugüne kadar bu toplumda hiçbir şey değiştiremeyip, aksine daha da kötü hale gelmesinde hepimizin payı var. Ve bu hepimizin boynunun borcu.
Açlık, sefalet, yokluk ve çaresizlikle kurulmuş bu vatan için din, dil, ırk ayrımı olmadan mücadele edildi. Şanlı zaferlerle yurdun her bir köşesi kurtarıldı. Bugün sahip olabildiğimiz her şeyi başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere onunla mücadele etmiş en büyüğünden en küçüğüne herkese çok teşekkür ediyorum.
Siz bizi affedin çocuklar
Liyakatin yok sayıldığı bu sistemde, gözünden sakındığı çocuğunu sırf daha iyi bir hayata sahip olabilsin diye, bugünün ekonomik koşullarında okumaya gönderen aileye asansörde hayatını kaybeden çocuklarının cenazesi verildi bugün. O anne baba nasıl devam edecek şimdi? Hayatta kalan ailelerin gözüne uyku nasıl girecek? O çocuklar nasıl bunları unutacak? Biz nasıl koruyacağız çocuklarımızı?
Bu işin sonunda kim ne ceza alırsa alsın fark etmez. Aramızdan ömrünün baharında bir kardeşimiz, bir ailenin biricik evladı gitti. Geride acılı aileleri, başkaları adına utanan bizler kaldık.
Gün içinde düşen diğer haber ise; Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi 1. sınıf öğrencisinin intiharı. Bu son günlerde hayatına son veren üçüncü genç. Notunda da ailesinden af diliyor.
Esas siz bizi affedin çocuklar. Esas biz özür dileriz. Biz size ne düzgün bir hayat sunabildik, ne koruyabildik ne de güzel bir gelecek sözü verebildik.
Esas siz bizi affedin.