İzmir’in şiiri, şiirin İzmir’i bitmez. Bu yazı dizisinde günümüzün yaşayan İzmirli değerli şairlerin ve tümü değerli edebiyatçıların şehirdeki olumlu etkilerine, bu şehre verdikleri emeğe girmiyorum. Çünkü günümüz İzmir’ini bu alanda değerlendirmek başlı başına uzun bir yazı konusu. Bu isimleri atlamamak adına tek tek saymıyor, hepsini hiç ayırmadan yürekten sevgi ve saygıyla selamlıyorum

Bu şehir geçen yazıda verdiğimiz Attilâ İlhan Usta dışında, çok sayıda değerli şaire, güzel, dokunaklı, lirik şiirler yazdırdı. İzmirli olsun ya da olmasın, hepsi de bu ‘şiirşehrin’ ruhuna aşıktı. İzmir hepsi için kendi dönemlerinde bir çekim merkezi olmayı, onları içtenlikle kucaklamayı bildi. Örneğin bu isimlerden biri de Usta Şairimiz, Türk Şiiri’nin yüz aklarından Cemal Süreya’dır. Süreya'nın yıllar önce İzmir’le ilgili izlenimlerine dikkat çekmek isterim:

“İzmir’e on, on beş kez gittim ne var ki her seferinde kentte yeni bir yabancı gibi dolandım. (…) İzmir’e daha girerken bir özerklik duygusu uyanır içinizde.

Kent, kıyısını, açık denizini, caddelerini, yapılarını suna suna önümüzde yayılırken o duyguyu aşılamaya başlar. Büyümenin zararlarını İstanbul, Ankara kadar görmemiş izlenimi uyandırır. (…) Bir İzmir düzeni, bir İzmir keyfi var. Yine de var. Sivillik yazgısıdır bu kentin.

Bu da iyidir. Jeolojinin İtalyası; antropolojinin Kadıköyü.”

ÖZGÜRLÜK ŞEHRİ İZMİR

Büyük şairlerin hepsi bir özgürlük şehri olarak hissettikleri İzmir’e hep özlem duymuştur. İzmir’i özlemişlerdir sonuçta. Örneğin Usta Şairimiz Edip Cansever’in “İzmir’in Akşamları” adlı şiiri İzmir’e bir özlem şiiri olarak yorumlanabilir. Cansever’in sadece Toplu Şiirleri’nde yer alan bu şiir, aynı zamanda şairin genç döneminin ürünlerindendir.

“Denizlerin rüzgârı denizlerin,
Gelir vurur kızların bacaklarına.
İzmir’in akşamları İzmir’in,
Herkes saadetini düşünür.

Öpülmez ki denizlerin rüzgârı,
Kolay kolay öpülmez ki.
Bir kaçar bir de durur
Kadınlar gibi” dizeleriyle devam eder.

İzmir bir itiraz şehridir. Bu itirazı şiirimizde de görürüz. Örneğin Nâzım Hikmet, 1959 yılında “İzmirli Teğmen” adlı bir şiir yazar. Şiir aslında birçok yönden Usta Nazım’ın ilk dönem şiirleri gibidir. Meydan okuyan, itiraz eden bir şiirdir.

KAÇILACAK YER

Usta Turgut Uyar’ın “Hadi İzmir’e” şiirini de hatırlamak gerekir. Şiir şu dizelerle biter:

“Haydi kalk yorgun güzelim haydi kalk

Hadi artık öldüm biliyor musun

Hadi kalk

İzmirlere filân gidelim.”

Turgut Uyar için sanki İzmir bir kurtuluş adasıdır sanki.

Bir rahatlama, ferahlama şehridir. Kaçılacak yerdir.

Sanki İzmir’de yaşamayan şairlerin ortak duygusu gibidir bu duygu durumu.

Örneğin İlhan Berk’in iki dizesi de bu duygunun devamıdır sanki. Yani Gül şiiri:

“İzmir'e götürüyorum bir gülü

Sarı bir gülü.”

Cahit Külebi’ye ne demeli?

Külebi’nin şiirinde de İzmir’in yeri özeldir. Örneğin Cahit Külebi’nin dilimizde simgeleşen “Atatürk’e Ağıt” adlı şiirini hatırlayalım. Bu güzel ve uzun şiirdeki kurtuluş ruhunu yansıtan bazı dizeler artık İzmirliler için dudaklarda sanki bir şarkı olmuştur:

“Samsun’un evleri denize bakar
Sokakları yosun içinde;
Çaparlar, takalara, mavnalar,
Bilyalar gibi suyun yüzünde
Bir iner bir kalkar.

Kazovadan bir yar sevdim
Adamı günaha sokar.

Savaştepe köprüsünden geçen tirenler
Sel olur İzmire akar.
İzmirin denizi kız, kızı deniz
Sokakları hem kız hem deniz kokar.

Bu toprak bizim yurdumuzdur
Deli gönül yücesine çıkar,
Bir üveyik olur uçar gider
Ardahan’dan Edirne’ye
Edirne’den Ardahan’a kadar.”

***

Necati Cumalı da İzmirli bir şairdir. Cumalı için İzmir bir aşkın adıdır sanki.

Cumalı’nın “İthaf” başlıklı şiirini hatırlayalım, İthaf’ın son bölümleri şu dizelerle sonlanır:

“Sır şimdi gözyaşları, saadet dilekleri

Bize gelen yüzyılların hikâyesi sır

Eski İzmir diye ne varsa şunun bunun bildiği

Yaşlıların kırık dökük anlattığıdır

Aşkı şehirler yaratır, şehirler yaşatır

Ben gönlümce yaşadım, gönlümce sevdim

Bilirim saadetim, yalnızlığım bundandır

Seni bulduğum, kaybettiğim günden bilirim.

Aşklarının tarihi bir şehrin tarihidir diyorum

Gün gelir aşklarıyle anılır şehirler anılırsa

Niyetim sevdalı sözler etmek de olmasa

İzmir için ne yazarsam sana adıyorum!”

(‘Edebiyatın Güzel İzmir’i’, adlı yazı dizimiz devam edecek)