Her şeçimde olduğu gibi bu yıl da iktidar paralelindeki görsel ve yazılı medya taraflı yayınlarını sürdürdü. İyi de devletin kanalı TRT’ye ne oluyor?
Sözcü Gazetesi'nden Emin Çölaşan’ın haberine göre Şeker Fabrikaları Genel Müdürü Ergün Yılmaz gönderdiği genelgede çalışanların TRT dışındaki televizyon kanallarını izlemelerine yasak getirdi. Olacak şey değil.
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu tarafsız bir kamu iktisadi kuruluşu. Sevsinler tarafsızlığını. Üstelik bizim paralarımızla ayakta duruyor. Ne diyeyim 35 yıl hizmet ettiğim bu kuruma verdiğim emeğime milyon kere yazık.
BirGün Gazetesi'nden Hüseyin Şimşek, TRT ile ilgili bir araştırma yapmış: TRT, 1-15 Mart tarihleri arasında Cumhur İttifakı’nın “lehine” 55 saati aşkın yayın yaptı. Oysa Millet İttifakı’na ayrılan zaman 10 saat. Millet İttifakı’nın aleyhine ise 7 saat yayın yapıldı.
Tek yönlü yayın yapmayın, tarafsız olun diyen YSK’ya uyan kim?
RTÜK Üst Kurul Üyesi İsmet Demirdöğen, Anayasa ve yasaları çiğnemekte bir sakınca görmeyen TRT’nin bu seçim döneminde yeni bir çığır açtığını söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, TRT’nin hukuku ve tarafsızlık mecburiyetini ayaklar altına aldığını belirtiyor;
“TRT’nin yayın anlayışının,millete karşı adil olmamasının günü geldiğinde hesabı sorulacak ağır bir vebaldir.”
Medya üzerindeki baskı ile ilgili gazeteci kökenli CHP Milletvekilleri Atila Sertel ve Utku Çakırözer'in raporu şöyle: “Medyanın büyük bölümü iktidarın kontrolünde. Freedom House ve Dünya Özgürlükler raporlarında Türkiye özgür olmayan ülke olarak tanımlandı. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü sıralamasında da 180 ülke arasında 157’nci. Türkiye en fazla gazeteciyi hapse atan ülke.”
Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Doçent Suncem Koçer ve Doçent Çiğdem Bozdağ görsel, yazılı ve ile sosyal medyada yanlış bilgi üzerine araştırma yapmışlar: “Vatandaşların sosyal medyada kendi görüşlerine yakın haber platformları ile gazetecileri takip ettiğini ve yine kendi görüşlerine yakın haberlere güvendiklerini ortaya koyuyor. Araştırmada hükümet kaynaklı bazı haberleri AKP seçmeninin dahi inandırıcı bulmadığı anlaşıldı. Seçmenler yalan haberden şikâyetçi. Örneğin, Feminist Yürüyüşü'nde ezanın ıslıklandığına inanmayan ya da şüpheyle yaklaşan AKP seçmenleri olduğu ilginç bir sonuç.”
Haftaya yeniden buluşmak üzere hoşça kalın dostlar.