Herkes, yeni yıla girerken bu yılın nasıl olabileceği hakkında yaptığı tartışmalar ve fikir alışverişleri ile önünü görmeye çalışıyor. Yılbaşında pek çok iletişim mecrasında da bu tür konuşmalar vardı. Hatta bunlar arasında reytingleri yüksek bir program, yeni yıla falcılar ile girmek gibi bir gelenek çıkardı. Açıkçası ben de Türkiye’nin geleceğini tahmin etmek açısından bunun uygun bir gösterge olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki; “Bu ülke, ne zaman, geleceklerini konuşmak için falcılar yerine bilim insanlarını yılbaşı programlarına çağırır ve o programlar reytinglerde üst sırada yer alır, o zaman ülkemiz o sene daha iyiye gidecektir.”
Bir ülkede bilim insanlarının isimlerinden önce falcılar biliniyorsa, o ülkede bir sonraki senenin bir öncekinden daha iyi olmasını bekliyorsanız daha çok beklersiniz. Ama yine de “geleceği tahmin etmenin” cazibesi konusunda falcılar ile hemfikirim. Ben de, uzman falcılarımız kadar yüksek özgüvenim olmasa da 2022 ile ilgili tahminlerimi paylaşmak istiyorum. Fakat ben tahminlerimi, kendi bildiğim kadarına ve geçen yılların bende bıraktığı deneyimlere dayandıracağım. O yüzden şimdiden uyarayım Jüpiter’in, Satürn’ün yörüngesinin veya Plüton’un Dünya ile hizasının konumuzla hiçbir ilgisi olmayacak.
2022’de bizi ve dünyayı etkileyecek ilk konu, geçen senenin de ilk konusuydu: Covid-19. Ana fark, bu seneye Omicron isimli daha gelişmiş bir model ile girmemiz. Bir sene içinde Yunan alfabesinde harf bırakmayacak kadar varyantı ile karşılaştığımız Covid-19 salgının taşıyıcısı koronavirüsler ile görülen o ki daha pek çok yeni yılı beraber kutlayacağız. Ayakkabıdaki sakız gibi bir türlü kurtulamadığımız bu nispeten yeni virüsümüz, kendini bize adapte etme ve geliştirme konusunda oldukça hırslı çıkmış görünüyor. Bir dip not olarak, normalde virüslerin bu derece adaptasyon ve varyant çıkarması bilim insanları arasında şaşırtıcı bulunuyor. Bazı bilim insanları sırf bu sebeple bu virüsün bir laboratuvar virüsü olma olasılığının yüksek olduğuna inanıyor. Bu varyantlar daha öldürücü olmaktan ziyade daha bulaşıcı olma yolunda ilerliyor. Bu bir şans değil, adaptasyon zorunluluğu. Daha öldürücü olan varyantlarında çıkmış olma olasılığı var. Ama ev sahibini hızlı bir şekilde öldürdüğü veya sağlığını gözle görülür bir şekilde bozduğu için o tipteki koronavirüs varyantının yayılma fırsatı da bulaşıcı varyantlara göre daha az. Bu sebeple daha az öldürücü ama daha hızlı bulaşan Omicron gibi varyantlar ile bu sene de daha sık karşılaşacağız. Yine araştırmalara göre iyi haber şu ki insan vücudunun T-Hücreleri de bu virüs ile daha sık karşılaştıkça kendilerini geliştiriyorlar. Bir iki sene içinde yoğun aşı programlarının yardımıyla da Covid’in, Grip gibi bir hastalık haline geleceğini düşünüyorum. Bunun yanında hastalık sadece kendi dinamikleri sebebi ile değil, insan psikolojisi sebebi ile de bizimle uzun yıllar beraber olacak gibi gözüküyor. Aşı karşıtlığının yanı sıra virüsü avantajlı kılan bir diğer faktör var. Sosyal baskı. Neredeyse hepimiz sosyalleşmeden hiçbir taviz vermeden hayatlarımızı sürdürüyoruz. Örneğin, sıkış tepiş yılbaşı partilerini zaten geçtim ama kim bilir kaç kişi yılbaşı akşamı tüm eş, dost akrabalar ile tek evde toplanıp, öksürüp tıksıran akraba çocuklarına aldırmadan saatlerce onlarla aynı odada kaldılar. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun söyleyin, o öksürüp tıksıran çocukların ebeveynlerine hadi siz kalkın diyebilir misiniz? Türkiye özelinde Türk misavirperliği ve dünyanın bu sosyalleşme isteği hastalığın yayılmasını azaltmada en büyük engeldir.
Covid yanında Türkiye’nin 2022’deki en büyük diğer meselesi ekonomi olacak. Bu satırlarda yılbaşı gecesi herkesin mutluluğunu kursağında bırakan elektrik zammını konuşmanın ne kadar kötü olduğunu farkındayım. Ama üretim atölyelerine, işyerlerine %126 gibi bir zam yapıyorsanız, ülkenin teknolojik altyapısını oluşturmayı, Ar-Ge çalışmalarını veya üniversitelerde araştırma projelerini konuşmayı uzun bir süre öteleyeceksiniz demektir. Bundan sonra daha açık bilgisayarının elektrik masrafını düşünen bir akademisyenin, bir mühendisin hangi proje için heyecanlı olmasını bekleyebilirsiniz ki?
Dünya ise 2022’ye metaverse çılgınlığı ile girdi. Dünya’nın 2022’deki en büyük teknoloji konusu metaverse projeleri olacak. Metaverse, teknolojinin bir nevi Truva atı veya bir torba kanun gibi kullanılıyor. Bu daha etkileşimli, renkli, sanal dünyanın içine teknoloji, sosyal hayat, finans dünyasını kökten değiştirecek her konu dahil edildi. Metaverse’i kabul ettiğinizde mecburen NFT’leri, kripto paraları ve kimliği gizleyen avatarları da kabul etmek zorundasınız ki bu terimler önümüzdeki yıllarda hükümetlerin gerçek birer kabusu olacaklar. Bu sebeple 2022, hükümetler uygulamaya koyduğu aşırı yasakların, büyük yasal ve ekonomik düzenlemelerin yılı olacak. Fakat toplumsal baskı da bu kontrolleri aşacak gözüküyor. 2022 ileride hükümetlerin siyasal güçlerinin zayıflamaya başladığı, teknoloji şirketlerinin hükümetler ile eşit olmaya başladığı yıl olarak hatırlanabilir. Sağlıklı günler dilerim.