Bugünlerde çevremdeki pek çok insanda hayata karşı bir bezginlik ve umutsuzluk görüyorum. Evet Türkiye gibi bir ülkede yaşamak zor. Adaletsizliğe, doların yükselişine, ekonominin çöküşüne, eğitimin yok oluşuna, sağlık sisteminin bitişine alışmak kolay değilken bir de pandemi ile uğraşıyoruz. Tüm bunlara rağmen hayatımızı yaptığımız seçimlerle şekillendiriyoruz.
Günün sonunda hayata bakışımız bize ya kaybettiriyor ya da kazandırıyor. Bu kazanç ya da kaybediş illa ki maddi olmayabilir. Zaman, sağlık, mutluluk bunlardan biri olabilir. Bugüne kadar yanlış seçimler yaptıysanız ya da kendinizi mutsuz hissediyorsanız hayatınızı değiştirebilirsiniz. Ve ben bu konu da kimden örnek alabileceğimizi biliyorum.
O kişi "Benim 2 hayatım oldu" diyen ve 70 yaşından sonra tüm yaşantısını değiştiren Mürşide Payas...
Mürşide Payas, 85 yaşında. Kendisiyle senaristliğini ve yönetmenliğini yaptığım "Rujunu da Al Gel!" adlı filmin oyuncu seçimlerinde tanıştım.
Payas bana, "70 yaşımdan önceki hayatımı eşim, çocuklarım, işim ve sivil toplum kuruluşlarında yaptığım çalışmalardan ibaretti" dedi. Payas dikiş öğretmeniydi ama Çocuk Esirgeme Kurumu, Özel Eğitime Muhtaç Çocukları Koruma Derneği (Kurucu Üye), Üniversiteli Kadınlar, Subaylar Derneği gibi sivil toplum kuruluşlarında görev aldı. Bir Cumhuriyet kadını olan Mürşide Payas, pek çok insanın hayatına dokundu. Eşi, Türkiye'nin ilk kardiyologlarındandı. 84 yaşında vefat eden eşi, ölene kadar ülkesi için çalıştı.
Eşini toprağa verdikten sonra İzmir'e yerleşen Payas, "Çocuklarım İzmir'deydi. Ben de Ankara'dan İzmir'e yarleştim ve burayı çok sevdim. Çocuklarım 5 yaşında piyano dersi aldılar. Ama ben evde bir piyano olmasına rağmen ona hiç dokunmamıştım. 70 yaşında piyano eğitimi aldım. Daha sonra resitallere çıktım" dedi.
Payas'ın hayatında bir kez değişim rüzgarı esmeye başlamıştı ve durulacağa da pek benzemiyordu. 70 yaşından sonra maratonlara katıldı. Koştukça ve kazandıkça kendini daha iyi hissediyordu. Hayatı boyunca sağlığı için spor yapması, her sabah koşması nedeniyle yarışmalarda zorlanmadı ve arka arkaya ödüller aldı. Evi madalyalar ve kupalarla doldu. Yarışmalardan para da kazanmıştı.
5 yıl önce kızını ve torunu ile yarışa katılınca medyanın da ilgisini çekti. 3 kuşak rakiplerini geride bırakmak için koşuyordu.
Pilates ve yoga yapmaya başladı. Folklor dersleri alıp sahneye çıktı.
Bu arada ben filmimde de başrole seçildi. Attila İlhan'ın gençliğinde aşık olduğu genç kızı, Suna Su'yu oynadı.
Çok da başarılıydı. Tüm set ekibi Mürşide Payas'ın enerjisine hayran kaldı.
O bize hayata sıkı sıkıya tutunmamız gerektiğini, yaşımız kaç olursa olsun kendimizi değiştirebileceğimizi gösterdi.
Onun iki hayatı oldu. Çünkü kendine ikinci bir şans verdi. Sizin neden olmasın?